'CİLO BUZULLARI, ANADOLU'NUN EN ESKİ TANIKLARI'
Buzul erimelerinin bir diğer nedeninin insan kaynaklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, insanların buzulları deneyimlemek, yüzeyinde yürümek ve buzula basmak için oraya zarar verdiklerini söyledi. Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "O alanın tamamının gerçekten korunması gerekiyor. Geçmişte yüzlerce metre derinliğindeki o buzul kütleleri, artık çok daha sayılı metrelerin altına düşmüştür. Buzullar bu coğrafyanın, bu Anadolu'nun en eski tanıkları. Buzullar, bu coğrafyada yaşananlara tümüne tanıklık etmiş. Onlar sadece birer doğa parçası, birer buzul değil, onlar bizim geçmişimiz. Bizim onlara sahip çıkmamız lazım. 2020 yılında öncelikli korunanlar listesine alındı ve milli park ilan edildi. Bu önemli bir gelişme. Ancak, bununla beraber o alanın korunması noktasında farklı adımların da atılması. Bunlardan bir tanesi, o bölgedeki buzulları korumak. 20-30 yıl sonraki insanlarımızın da bu buzulları görme hakkı var. O insanlar da buzulları deneyimlemelidir. Yüzey örtüleriyle o buzulları koruyabilir, gelecek nesiller için birer doğa harikası olarak kalmalarını sağlayabiliriz. Oraya belirli sınırlamalar, belirli kontrol edici mekanizmalar geliştirilerek, insanların o bölgeyi etkin kullanılması sağlanmalı. Buzulları değil, çevresinde bunu gözlemleyerek bunu sağlayabiliriz. Bunlar bizim sorumluluğumuz. Geçmişte bin hektarın üzerinde olan buzul alan, bugün baktığımızda alan 500 hektarın altına düştüğüne görüyoruz" diye konuştu.
'DÜNYA ISINDIKÇA, CİLO BUZULLARI ERİMEYE DEVAM EDECEK'
Prof. Dr. Alaeddinoğlu, buzul erimelerinin bu şekil devam etmesi halinde çok daha kötü durumlarla karşılaşılabileceğini kaydederek, "Geleceğe ilişkin bütün senaryolar sıcaklıkların artışını gösteriyor. Dolayısıyla Cilo buzulları da bundan nasibini alacak. 30 yılda yüzde 50'sini kaybettiğiniz bir alanı, muhtemelen sıcaklık artışı bu şekil devam ederse, bunun yüzde 50'sini daha kaybedebiliriz. Buna fırsat vermeden koruyucu tedbirler geliştirmeliyiz. Buzul erimesi bir taraftan doğa harikasını yok ederken, diğer taraftan bu doğa harikasının erimesiyle beraber oluşabilecek bir takım olumsuzluklar da yaşanabilir. Buzul erimesinin şiddeti, Hakkari bölgesinde tarımsal faaliyeti, hayvancılık ve insan faaliyetlerini etkileyebilir. Orayı bir ekolojik bir dengesinin parçası olarak düşünmek lazım. Oradaki bir yaşamı etkileyebilecek bir doğa olayı olarak düşünmek gerekir. Burası tam bir hazine ve bütün medeniyetlere tanıklık etmiş bir miras" dedi.