FETÖ TSK'ya nasıl sızdı?
15 Temmuz darbe girişiminde herkesi şaşırtan FETÖ'nün TSK içerisinde nasıl bu kadar etkili olabildiğiydi. Sorunun yanıtı Ankara'da hazırlanan Darbe Çatı İddianamesi'nde. Örgütün TSK'yı aşama aşama nasıl hedeflediğinin anlatıldığı iddianamede bir de çarpıcı bir ifade var: "TSK, 2003 yılından sonra, FETÖ üyesi olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir."
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Ankara'da hazırlanan ana iddianamede, Gülen örgütünün TSK'ya nasıl sızdığına dair bilgilere yer verildi.
FETÖ'nün şifreleri: FETÖ TSK'ya nasıl sızdı?
İddianamede örgütün 4 aşamada TSK'yı hedef aldığı belirtildi. Bunlar:
1 1980 öncesi: TSK'ya sızma
2 1980-2000: Askeri okullara yerleşme
3 2000-2008: TSK'da yayılma Dönemi
4 2008-2014: Örgütten olmayanların tasfiyesi
Yaşar Güler'in özel kalemi binbaşı konuştu
Birinci Aşama
1974 yılında örgütün TSK üzerinde çalışmalarına başladığını belirten savcılık, "Bu dönemde, örgütün de kuruluş aşamasında bulunduğunu göz önüne alarak, münferit olsa da az miktarda örgüt mensubunun TSK personeli yapıldığını söylemek mümkündür" dedi.
İkinci aşama
Örgüt bu dönemde üyelerini askeri okullara yönlendirdi. Askeri okula girecek elemanlarının eğitimlerine özel önem verildi. Hedefte Askerî Lise, Harp Okulları ve Astsubay Hazırlama Okulları vardı.
TSK'ya girebilen örgüt elemanlarına özel önem verildi. 2-3 kişilik birimlerin başına birer "abi" atandı. Ekipler ayda bir ya da iki kez yüz yüze örgüt evlerinde toplandı. Öğrencilere kod adı verildi ve gerçek isimleri ile iletişime geçilmedi.
Gözaltına alınmadan 1 saat önce FETÖ'cü general atamış
İlk soruşturma 1986'da
Bu dönemde örgüte yönelik ilk soruşturma açıldı. İddianamede yer alan bilgilere göre 1986 yılında Maltepe Askeri Lisesi'nde yapılan 300'e yakın askeri öğrencinin Gülen örgütü ile ilişkisi belirlendi. 250 öğrenci 'itirafçı' oldu. İtirafçı olan öğrenciler, "Gülen örgütüne ait evlere gittiklerini, bu evlerde Askeri Lise soruları verilerek örgütsel amaçlı bu okullara sokulduklarını, abilerle görüştüklerini' anlattı.
İtirafçı öğrencilerin tamamı görevine devam etti.
Üçüncü aşama
İddianamede 2000-2008 yıllarındaki üçüncü aşama 'TSK içerisinde yerleşme ve yayılma dönemi' olarak tanımlandı.
İddianamede bu dönem için "70'li yıllardan itibaren TSK'ya sızmayı başaran FETÖ mensupları, 90'lı yılların sonundan itibaren personel temin, atama ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata karşı koyma birimleri, başta Harp Akademileri olmak üzere eğitim kurumlarının ölçme değerlendirme birimleri ve diğer askeri okul, eğitim ve kurs birimlerinde yuvalanmıştır" ifadesi kullanıldı.
Örgütün bu dönemde hedefinde, TSK'nın üst kademe komutanları vardı. Komutanlara yakın olmak için 'Emir Subaylığı, Özel Kalem Müdürlüğü, İcra Subaylığı' kadrolarına özel önem verildi.
İddianamdeki çarpıcı ifadelerden biri de bu döneme ait. Son 10 yılda emir subaylarının, özel kalem müdürlerinin ve icra subaylarının tamamına yakınının Gülen örgütüne mensup askerlerden seçildiğini belirtildi.
Darbeci general eşine 'Beni Affet' notu yazmış
Dördüncü aşama
2008-2014 yılları arasındaki bu dönemde tasfiye süreci başladı. Örgüt kendisinden olmayanları tasfiye etmeye başladı Bunun için de kullandığı yöntemler iddianamede şöyle sıralandı:
a) İsimsiz ve imzasız mektuplarla personelin yıpratılması
b) Sosyal medyada personeli itibarsızlaştırmak
c) Personelin eğilimlerinin, komutan ve amirlerin zaaf ve açıklarının tespit edilmesi
d) Toplantı ya da önemli görüşmelerde ses kaydı/görüntü alınması
Darbeci askerlere bu fotoğraflar soruldu
'2013 yılı terfilerinin tamamına yakını Gülen örgütünden'
2013 yılındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla atanan generallerin neredeyse tamamının Gülen örgütüne mensup olduğunun belirtildiği iddianamede "2013 YAŞ'ta terfi eden generallerin bir iki istisna hariç hepsi darbeye fiilen iştirak ettikleri için TSK'dan ihraç edilmiş veya tutuklu durumdadır" denildi.
'Soruşturmalar engellendi'
İddianamede, 2013 Aralık ayından itibaren birçok kamu kurumunda örgüte yönelik soruşturmalar yapıldığı vurgulandı. Ancak buna rağmen TSK içerisinde tasfiye süreci başlatılamadığı da belirtildi.
İddianamede şu ifadeye yer verildi: "FETÖ mensubu olduğuna dair hakkında bilgi elde edilen personeli korumak ve kollamak maksadıyla 'Bilgi, belge yok' veya 'Tetkik ediyoruz, gereğini yapıyoruz' gibi ifadelerle hiçbir şey yapılmamış, aksine bu personelin FETÖ mensubiyeti örtbas edilmeye çalışılmıştır. Somut bilgiler içeren ihbar ve şikâyetlere dahi gereken işlem yapılmamıştır. Düzmece adli soruşturmalar neticesinde FETÖ mensubu personel hakkında 'Soruşturmaya gerek yok' kararları çıkarılarak, bu personelin, dolayısıyla da örgütün yoluna devam etmesi sağlanmıştır"
'2003 sonrası…'
İddianamede FETÖ'nün TSK yapılanmasına yönelik çarıpıcı bir ifade de kullanıldı: "TSK, 2003 yılından sonra FETÖ olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir. Oysa bu süreçte dini inançlarından ötürü atılanların sayısı birkaç bin rakamına ulaşmıştır."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Depremleri önceden bilmek mümkün mü? Türk araştırmacı geliştirdi! O sistemi anlattı
HABER || Ahmet Özer tutuklandı! İddiaları reddetti: Konuşma dökümü ve hesap hareketleri
Kanımız dondu! 6 yaşındaki Şirin Elmas'ın öldürüldüğü ortaya çıktı: Cinayeti itiraf etti
HABER || Meteoroloji'den yeni uyarı: Sıcaklıklar 9 derece düşecek
Tam tamına 1800 yıllık! Yıllarca 'tarih'in üzerine oturmuşlar