Evladını IŞİD'e kaybedenler
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ismi Musul'da yaşanan konsolosluk baskınıyla kazındı akıllara. Oysa IŞİD bir anda hortlamış bir terör örgütü değildi. Üstüne üstlük, olayın aylar öncesinde, Türkiye'de militan dahi yetiştiriyordu. İşte bir örnek...
15 aydır bekliyorlardı... Otobüsün burnu gara döner dönmez, koşuşturmaya başladılar. Anaların gözleri, camın öteki tarafından, tezkereli yavrularını arıyordu. Ayhan, otobüsten dışarı ilk adımını atar atmaz boynuna bir çift kol dolandı. Ana, oğlu öpmeye doyamadı...
Evde Ayhan’ın ağzını bıçak açmıyordu. Zor bir askerlik geçirmişt. 3 asker arkadaşı şehit olmuştu. Güneydoğu’dan şehit haberleri geldikçe, Ayhan’ın ailesi hop oturup hop kalkmıştı. Evet, Ayhan aynı Ayhan değildi ama çok şükür ki sağ salim memleketine dönebilmişti.
Maneviyatı hep güçlü olmuştu Ayhan’ın. Annesi kapalıydı ama aileye muhafazakar denemezdi. Güneydoğu’da mermiler kulak memesinin yanından ıslık çala çala geçerken maneviyatı iyice kabarmıştı. Peygamber ocağında, operasyondan fırsat buldukça namaz kılıyor, tertipleriyle dini sohbetler yapıyordu.
Askerlik sonrası adaptasyon süreci
O askerdeyken babası işten çıkartılmıştı. Artık Ayhan’ın hemen bir işe girip çalışması gerekiyordu. Kolay olmadı ama birkaç aya bir fabrikada çalışmaya başladı. Yumuşak huyluluğundan dolayı iş arkadaşları tarafından sürekli eziliyordu.
İslamı daha iyi öğrenebilmek için Urfa’ya, bir din aliminin yanına gitmek istiyordu. Hem babasının rızası olmadığı için, hem de işinden dolayı bir türlü gidemedi. Onun yerine evine yakın bir tarikatın sohbetlerine katılmaya başladı. Şeyh’in vaazları tüylerini diken diken ediyordu.
Ayhan’ın sakalı artık göğsüne değiyordu. Giyimi kuşamı islami usule uygundu. Bir gün fabrikanın patronu, “tipini” beğenmediği gerekçesiyle Ayhan’ı kapının önüne koydu. Ayhan işsizdi, evlenemiyordu ve yaşı hızla 30’a yaklaşıyordu…
Takva
Artık vaktinin tamamı ibadet etmekle, evde Kur’an okumakla ve tarikat sohbetlerine katılmakla geçiyordu. Anası Ayhan’ın durumundan endişeliydi. Sonunda korktuğu başına geldi. Polis Ayhan’ı arıyordu. Anne-Baba, oğullarının örgüt üyesi olduğunu öğrendikleri taktirde onu ihbar etme kararı aldı.
Polis, Ayhan’ın ifadesini alıp onu serbest bırakmıştı. Ayhan bir süre evden çıkmaz oldu. Annesine arkadaşlarıyla dini bir tartışmada ters düştüğünü, bu yüzden de ev hapsine mahkum edildiğini söyledi. Baba, oğlunun evde geçirdiği zamanı fırsat bilip ağzını aramaya koyuldu; “El Kaide hakkında ne düşünüyorsun?” diye sordu. “Bunlar dini istismar eden caniler!” diye cevap verdi Ayhan. Baba’nın yüreğine su serpilmişti.
IŞİD bu noktaya nasıl geldi?
Evlat yine uzaklara gidiyor
Urfa’ya dini eğitim alabilmek için gidememişti. Bu sefer Arapça öğrenmek için Irak’a gitmekte kararlıydı. Babası engel olmaya çalıştı ama nafile… “Akşam arkadaşımda kalacağım” diye evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Bu belirsiz bekleyiş asker yolu gözlemekten çok farklıydı.
Haftalar sonra bir telefon geldi. Baba heyecanla ahizeyi kaldırdı. Ayhan’ın sesiydi. Suriye’deydi. Birkaç haftaya eğitimini tamamlayıp döneceğini söylüyordu. Telefonu annesi kapıncaya kadar Ayhan kapattı.
Günler haftalara, haftalar aylara dönüşüyordu… Annesi zaman zaman otogara gidip asker otobüsünün serabını görüyordu. Ama iç savaşın yerle bir ettiği Suriye Ayhan’a tezkere vereceğe benzemiyordu.
“Şehit” haberi
Derken Takvahaber.net’e bir haber düştü. Irak Şam İslam Devleti, yani IŞİD’in, Suriye’de 2 “şehit” verdiği yazılıydı. Fotoğraftaki cesetlerden biri Ayhan’dı. Ana, oğlunun bir asker şehidi olabileceğini pek çok kez düşünmüştü ama bir örgüt militanı olarak yaşamını yitireceği aklının ucundan dahi geçmemişti.
Ayhan’ın ailesi IŞİD ismini ilk kez o internet haberinde okudu. Bu örgüt ismi hayatlarının sonuna kadar kulaklarında çınlayacaktı... Haberde fazla detay yoktu. Baba oğlunun nasıl öldürüldüğünü öğrenmek istiyordu. Mahalledeki tarikat üyelerine sordu. “Düşman grup onları pusuya düşürdü. Arabaları tarandı, Amca.” cevabını aldı. Aile, en azından oğullarının cenazesini memleketine getirmek istiyordu. Çalmadıkları kapı kalmadı. Kadere teslim olmak üzereydiler…
Gözden kaçan fotoğraf detayı
Baba zaman zaman, eşine çaktırmadan, oğlunun son fotoğrafına bakıyordu. Fotoğrafa o güne kadar defalarca, hipnotize olmuşçasına bakmıştı ama o gün gördüğü detayı nasıl olduysa daha önce fark etmemişti. Cesedin kana bulanmış elleri bağlıydı. Makineli tüfekle taranmış bir cesedin elleri nasıl bağlı olabilirdi?
Akıllara şüphe düşmüştü bir kere… Baba’nın aklına Ayhan’a Suriye’ye gitmeden önce verilen ev hapsi geldi. Acaba örgüt şimdi de oğullarına bir “Suriye hapsi” mi vermeye karar vermişti? Aile, internet haberinin yalan olduğunu düşünmeye başladı. Onlara göre oğulları ölmemişti. IŞİD Ayhan’ı bağlamış, narkozla uyutmuş ve üzerine kan dökerek bir fotoğraf çekmişti. Amaç Ayhan’ın peşini bırakmalarını sağlamaktı…
Ayhan’ın ailesi oğullarının öldüğüne inanmıyor. Onu IŞİD’e kaybettiklerini düşünüyorlar. Buna rağmen, kameramıza konuşup bir kamuoyu yaratmak istemiyorlar. Umutlarının tamamen tükendiği bugün, tek erkek evlatlarını unutamazlarsa hayata devam edemeyeceklerini söylüyorlar…
NOT: Bu yazının amacı Türkiyeli bir gencin, bir islami terör örgütüne nasıl katılabileceği hakkında genel bir fikir vermek. Ailenin kimliğini gizlemek için bazı detaylar değiştirilmiştir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM KONULARI 23 ARALIK 2024 | BUGÜN Kabine Toplantısı saat kaçta? Memur ve emekli zammı, asgari ücret...
SON DEPREMLER LİSTESİ 23 ARALIK 2024: Az önce deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? AFAD son deprem listesi! Malatya, Muğla...
İlk Türk Hava Şehidinin Hüzünlü Hikayesi! Fethiye'nin İsmi Şam'dan Geldi! Atatürk O İlçenin İsmini Değiştirdi...
Vahe Kılıçarslan'a Ağır Suçlama: Kaza Mağduru Kadından 5 Milyon TL'lik Tazminat Davası
Son Dakika! Beşar Esad'ın Suriye'den Kaçışı: Gizemli Süreç ve Perde Arkası