hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Eski Adalet Bakanı'ndan 28 Şubat yorumu

    Eski Adalet Bakanından 28 Şubat yorumu
    expand

    Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "28 Şubat soruşturma süreçlerinin intikama dönüşmemesi gerekir. Biz geçmişi eşeleyip kurcalayarak geleceği inşa edemeyiz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir programa katılmak üzere Sinop'a giden Türk, 28 Şubat süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    Yaşanan süreçte kendisinin de milletvekili olduğunu belirten Türk, aradan geçen 15 yılın ardından o dönem alınan Milli Güvenlik Kurulu kararlarının uygulanmasında görev yapmış olan kişilerin gözaltına alındığını ve bir kısmının da tutuklandığını hatırlattı.

    28 Şubat'ın darbe olarak nitelendirilmesini doğru bulmadığını ifade eden Türk, şunları kaydetti:

    "Devletin anayasal organının bir darbe yapması söz konusu değildir. Darbe olması için hükümetin cebren çekilmek zorunda bırakılması, devrilmesi, parlamentonun dağıtılması gerekir. Örneğin 27 Mayıs 1960'ta, 12 Eylül 1980'de bu olmuştur. Bunlar darbedir ve tartışmaya gerek yoktur. 28 Şubat 1997'de bir hükümet çekilmemiştir. Bir anayasal organın toplantısı söz konusudur. O tarihten yaklaşık 4 ay sonra 18 Haziran 1997 günü Başbakan Necmettin Erbakan istifasını Cumhurbaşkanı'na sunmuştur. 28 Şubat'ta herhangi bir hükümet devrilmemiştir. İstifaya zorlanmamıştır ama ülkedeki gerginlik hükümeti istifa noktasına getirmiştir. Önemli bir nokta daha var o da, Refah Yol Hükümeti'nin dayandığı temel anlaşmada Başbakanlık görevinin dönüşümlü olarak Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi Genel Başkanları arasında değiştirilmesi söz konusuydu."

    Süreçle ilgili gözaltı ve tutuklama kararlarını da değerlendiren Türk, "Burada eğer, o dönemdeki kişiler suç işlenmişse, Türk Ceza Kanunu'nun tanımladığı suçlardan birini işlemişse ve zaman aşımı geçilmemiş olmak kaydıyla o suçlar hakkında soruşturma yapılabilir" diye konuştu.

    "Mağdur olan kimselerin mağduriyetleri giderilmeli"

    Türk, 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat süreçlerinde haksızlıkların yapılmış olabileceğini belirterek, "Bu haksızlıklardan dolayı mağdur olan kimselerin mağduriyetlerini gidermek gerekir. Uğradıkları zararları telafi etmek gerekir, yapılması gereken budur" dedi.

    Yargının bugüne kadar "hareketsiz" kalmasını da "ilginç" olarak değerlendiren Türk, "Olaylar 1997 yılında olmuş. Yani o süreçte olan diğer olayları da hesaba katacak olursak aradan 15 yıldan fazla bir zaman geçti. Bugüne kadar cumhuriyet savcılarımız neden dava açmadılar. Eğer bir suç varsa bugüne kadar olayı neden yargı önüne götürmediler" ifadelerini kullandı.

    28 Şubat sürecindeki Milli Güvenlik Kurulu'nun görevlerini yaptığına inandığını da vurgulayan Türk, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Milli Güvenlik Kurulu kararlarının suç teşkil etmesi söz konusu değil. Milli Güvenlik Kurulu görevlerini yapmıştır. Eğer irticayı önlemek için bazı tedbirlerin alınmasını tavsiye ediyorsa bu suç mudur? 8 yıllık kesintisiz öğretim uygulanması tavsiyesi suç mudur? 28 Şubat soruşturma süreçlerinin intikama dönüşmemesi gerekir. Biz geçmişi eşeleyip kurcalayarak geleceği inşa edemeyiz. Türkiye'nin her zamankinden daha çok birliğe, birleşmeye ve bütünlüğe ihtiyacı var."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow