Erdoğan'dan CHP'ye ağır suçlama
Başbakan Erdoğan, partisinin genel merkezi ve Adalet Bakanlığı'na yapılan saldırıyla ilgili olarak, " CHP Genel Başkanı, eli kanlı örgütün sırtını sıvazlıyor" dedi.
Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, genel merkez binalarıyla Adalet Bakanlığına yapılan saldırıyı, "alçakça, menfur ve insanlık dışı" olarak nitelendirerek, kınadı.
AK PARTİ'YE SALDIRI
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Terör hangi bahanenin ardına, hangi gerekçenin ardına saklanırsa saklansın, kimi neyi hedef alırsa alsın kötüdür. Ancak bir siyasi partinin genel merkezini, bir siyasi partiyi hedef alan terör hepsinden çok daha kötüdür. Zira siyasi parti demek demokrasi demektir. Siyasi parti demek milli irade demektir, fikir demek, düşünce demek, fikir özgürlüğü demektir. Terör bir siyasi partiyi, partimizi hedef alarak, demokrasiye, milli iradeye, fikre ve fikir özgürlüğüne tahammülsüzlüğünü açıkça ortaya koymuştur. Hele hele bu siyasi partinin AK Parti olması milletin yüzde 50'sinin oyuna mazhar olması millete bu kadar hizmet üretmiş, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün önünü bu kadar açmış bir parti olması saldırının vahametini daha da yükseltmiştir."
Anlamayanlar ve anlamak istemeyenler için altını bir kez daha çizdiğini belirten Başbakan Erdoğan, "AK Parti bu saldırılarla geri adım atacak bir parti değildir. Bu tür alçakça saldırılarla yolundan dönecek, yolunu değiştirecek, frene basacak, hız kesecek bir parti asla değildir" dedi.
AK Parti'nin çapulculardan, çetelerden, mafyadan, suç örgütlerinden, terör örgütlerinden korkacak, sinecek ve bunların önünde diz çökecek bir parti olmadığını da vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Nasıl ki Sultan Alparslan, Malazgirt Savaşı'nda meydana kefeniyle çıktıysa biz de bu mücadeleye kefenimizle çıktık. Nasıl ki bütün ecdadımız, bütün şehitlerimiz evlerinin kapısından çıkarken, eşlerinden, çocuklarından ayrılırken bir daha geri dönmeyeceklerini, eşlerine çocuklarına değil, Allah'a kavuşacaklarını bilerek, hissederek çıktıysa biz de aynı hissiyatla bu yola çıktık" diye konuştu.
"AK Parti köksüz bir parti değildir"
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti 4. Büyük Kongresi'nde de ifade ettim. Yine ifade ediyorum: AK Parti köksüz bir parti değildir. AK Parti, siyaset sahnesine 2001 yılında çıkmıştır ama o gün zuhur etmiş bir parti de değildir. AK Parti, kökleri Malazgirt'e kadar dayanan, Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin birikimini, tecrübesini, değerlerini özümsemiş, o mecrada ilerleyen kesintisiz bir davanın, kesintisiz bir hareketin devamıdır.
Bu dava ve bu hareket, fedakarlığın, sabrın ve direnmenin olduğu kadar, cesaretin, sebatın, kararlılığın, atılganlığın üzerine bina edilmiş bir harekettir. Bu hareketin temelinde, korkaklık ve ürkeklik yoktur.
"Korkuyu ve ürkekliği yanımıza hiç yaklaştırmadık"
"Biz kendi siyasi tarihimiz boyunca, korkuyu ve ürkekliği yanımıza hiç yaklaştırmadık" diyen Başbakan Erdoğan, bu yola çıktıkları andan itibaren önlerine çok engel çıktığını, çıkarıldığını belirtti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu yola çıktığımız andan itibaren bizi vazgeçirmeye, bizi yolumuzdan çevirmeye, bizi farklı mecralara yönlendirmeye çalışanlar çıktı. Engellemenin her türlüsünü denediler, türlü yasaklarla engellemek istediler, yasakları aştık ve o yasakları kaldırdık"
"Elhamdülillah demek ki doğru istikametteyiz"
Son dönemlerde AK Parti'ye karşı yeni bir saldırı başlatıldığını belirten Başbakan Erdoğan, il ve ilçe binalarına saldırıldığını söyledi.
Erdoğan, "Konvoylarımıza, seçim bürolarımıza saldırdılar. Salı günü de Genel Merkezimize saldırdılar. Bunu şuradan samimiyetle açık yüreklilikle yürekten söylüyorum: Onlar bize saldırıyorlar, Elhamdülillah demek ki doğru istikametteyiz, demek ki hak yoldayız, demek ki milletin yolunda, demek ki şehitlerimizin yolundayız. Taşlıyorlar, saldırıyorlar, demek ki meyve veriyor, demek ki millete, ülkeye hizmet üretiyoruz" dedi.
Teşkilatına seslendi
Türkiye'ye ve teşkilatına seslendiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bu saldırılara boyun eğmeyiz. Biz bu saldırılar karşısında geri adım atmayız. Bu yol ki Hakk yoludur, dönme bilmez, yürürüz. Biz bu yola milletimizle çıktık, milletimizin hayır duasıyla çıktık, öyle yürüdük ve öyle de yürümeye devam edeceğiz. Başımızı öne eğmeyeceğiz, korkmayacağız, ürkmeyeceğiz, tehditlere asla prim vermeyeceğiz. Kefeniyle yola çıkanları Allah'tan başka hiç kimse korkutamaz ve biz de korkmadan Allah'ın izniyle bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Tüm teşkilatımıza, genel merkez çalışanlarımıza, Adalet Bakanlığımıza, personeline, orada yaralanan kardeşimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bizlere geçmiş olsun dileklerini ileten herkese, her kuruma özellikle de siyasi partilerimize buradan teşekkür ediyorum. Bu alçakça, bu haince saldırıyı, inşallah en kısa zamanda aydınlığa kavuşturacak, bu taşeronları inşallah, arkalarındaki efendileriyle onları kiralayan sahipleriyle deşifre edip, yargıya teslim edeceğiz."
MHP'YE ELEŞTİRİ
"MHP terör bitmesin diye çırpınıyor"
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik eleştirilerde de bulundu.
"MHP Genel Başkanı'na soruyorum. Slogan atmada maşallah çok iyisin, eşin benzerin yok. Küfür etmede, hakaret üretmede maşallah üstüne yok. Öfkenin, nefretin dilini kullanmada, kendi takipçilerini tahrik etmede maşallah senden iyisi yok. İyisin, güzelsin de ya sen bu ülke için bugüne kadar ne yaptın bir de bunu söyle" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çıkar otobüs üstünden halat fırlatırsın. Yaptığı iş bu. Onu çıpacılar yapsın bırak sen siyasetçisin ya iş yap. Allah aşkına sen bugüne kadar gerek iktidarda gerek muhalefette bu ülkeye hangi eseri kazandırdın? Şu anda ülkeye ilişkin, Türkiye'ye ilişkin hangi hedefin, hangi hayalin, hangi politikan var bunu söyle. İftirayla küfürle bu işi daha ne kadar idare edeceksin? Ben MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum, böyle küfürbaz, hakareti kendisine bir söylem dili olarak kullanan, böyle bir genel başkanla nereye varacaksınız?
Gelin bu millete aşık, bu millete sevdalı, bu ülkeye sevdalı olan bu hareketle hep birlikte yola devam edelim. Yarın Allah'ın izniyle terör bu ülkenin meselesi olmaktan çıktığında MHP'den geriye hangi söz, hangi politika, hangi tavır kalacak soruyorum. MHP 'terör bitmesin, terör meselesi bitmesin' diye adeta çırpınıyor biliyor musunuz? İnanın çırpınıyor. Çünkü biterse sermaye bitecek. Zira terör bittiği anda kendisinin biteceğini, tükeneceğini, elinde hiçbir istismar aracının kalmayacağını MHP çok çok iyi biliyor. Ama biz onlara rağmen CHP'nin de MHP'nin de bu çırpınışlarına rağmen milletimizle birlikte milletimizle beraber bu meseleyi inşallah çözecek ve Türkiye'yi uçuracağız."
NEVRUZ KUTLAMALARI
"Bayrak olmaması provokasyon girişimidir"
Erdoğan, kimi illerde ve ilçelerde bildik nevruz tahriklerini uygulamak, çatışma senaryolarını devreye sokmak isteyenlerin olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, şunları belirtti:
"Özellikle Diyarbakır'da meydanda ay yıldızlı bayrağımızın olmaması açık söylüyorum süreci sabote etmeye yönelik yeni bir sabotaj girişimi, bir provokasyon girişimidir. Biz isterdik ki bu parlamentonun çatısı altında olan BDP bu oyuna gelmesin, bu oyunda aklı selimle hareket etsin ve şanlı bayrağımızı orada sahnesinde dalgalandırsın. BDP de tertip komitesi de böyle ucuz bir
provokasyonun içinde olmamalıydı. Çünkü parlamenter demokrasiye inanmışsan, bir taraftan çıkıyorsun açıklamalar yapıyorsun, 'bizim bayrakla bir problemimiz yok' diyorsun, bir tane Türk bayrağını Diyarbakır meydanına sahneye koyamıyorsun.
Bu bir şeyler ifade ediyor. Bir yandan 'çözüm istediğini' söyleyip, bir yandan 'çözüm için çabaladığını' söyleyip diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını, 76 milyonun bayrağını o meydanda dalgalandırmamak büyük bir çelişkidir, büyük bir samimiyetsizlik örneğidir. 'Nevruzunuz kutlu olsun', bunu Kürtçe olarak yazmışsın güzel. Ne olurdu sanki oraya bir de onu Türkçe olarak
yazsan? Zaten bu kafayla bu zihniyetle bu anlayışla siz işte lokal bir parti olarak kalırsınız, daha ileri gidemezsiniz. Bu tür tahrikler, bu tür ucuz provokasyonlar çözüm sürecinin de ruhuna tamamen terstir. Lahey'de de ifade ettim, sözler güzel ama biz uygulamaya bakarız."
"Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz"
Söylenilenlerle yapılanların ne kadar uyuştuğuna, birbiriyle ne kadar uyum sağladığına bakacaklarını vurgulayan Erdoğan, son derece hassas, tahriklere, provokasyonlara, kışkırtmalara, sözlü ve fiili saldırılara açık bir süreçten geçildiğine dikkati çekti.
CHP'YE ve HÜSEYİN AYGÜN'E ELEŞTİRİ
Erdoğan, saldırının ardından, "eli kanlı taşeron örgütün bir bildiri yayınladığını" anımsattı.
"Bu bildirinin ardından CHP'nin bir milletvekilinin AK Parti'yi hedef alan açıklamalar yaptığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hani şu terör örgütü mensupları tarafından misafir edilen ve örgüt elemanlarına 'çiçek çocuk' muamelesi yapan milletvekili, sosyal medyada partimizi ve şahsımızı hedef alan bazı ifadeler kullandı. Onu tek başına muhatap almak gibi bir derdim yok. O ayrı bir konu. Ama ne nereye isabet ediyor, ne nereye oturuyor, onu ortaya koyma bakımından bunu önemsiyorum. Çok ilginç. Kanlı terör örgütününbildirisini alın, bir tarafa koyun, bu CHP milletvekilinin ifadelerini alın yanına koyun. Her ikisinin de aynı olduğunu, aynı mantıktan, aynı ithamdan, aynı iftiralardan yola çıktığını göreceksiniz. Eli kanlı taşeron terör örgütü bizi asıl terörist olarak itham ederken, hemen bir kaç saat sonra CHP'nin o milletvekili de çıktı aynı dille aynı üslupla bizi en büyük terörist olmakla itham etti."
"Çirkin muhalefet"
Bunun üzerinde dikkatle durmak zorunda olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Zira bunu geçmişte defalarca CHP'nin Genel Başkanı da yaptı. CHP'nin Genel Başkanı, tutuklu gazeteciler diyerek, eli kanlı terör örgütlerini var gücüyle destekledi. CHP Genel Başkanı, terör örgütüne karşı yapılan operasyonları kıyasıya eleştirdi. Bu örgütün gizli hücrelerinin basılmasını hukuksuzluk olarak nitelendirdi. Bunlar yetmedi. Şimdi de o Genel Başkanın hemşehrisi, akrabası, o Genel Başkanının milletvekili, terör örgütü ile aynı dili, aynı üslubu kullanarak, bize saldırmaya başladı" dedi.
"Dikkat edin, CHP Genel Başkanının, bu malum örgütün, bu taşeron örgütün durumuna karşı bir tek olumsuz ifadesini bulamazsınız" diyen Erdoğan, "Şu ana kadar olmadı. Tam tersine CHP Genel Başkanı, bu eli kanlı örgütü savunmak, bu örgütün sırtını sıvazlamak gibi son derece vahim bir tavrın içindedir" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, "CHP Genel Başkanı, bazı milletvekilleriyle birlikte son derece pervasızca, son derece utanmazca bu kanlı örgüte sahip çıkıyor. İşte biz '11 çelik kapı' dediğimiz zaman, 'neredeymiş o çelik kapı' diyenler, işte medya, bütün o çelik kapıların hepsini tek, tek, tek, tek ortaya koydu. Bunu savunan CHP Genel Başkanı ne dedi? Sustu" ifadelerini kullandı.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Çünkü bunlar dürüst değil. Bunlar bu ülkede demokrasi mücadelesine inanmış insanlar değil. Kendisi terörü kınar gibi yaparken, yakın arkadaşlarına bu örgütün sırtını sıvazlatıyor, bu örgütü yüreklendiriyor. Eğer çirkin muhalefet görmek isteyen varsa gitsin CHP'nin muhalefet tarzına baksın. Nerede AK Parti karşıtı varsa siyasetine, ideolojisine, tavrına, tutumuna bakmadan CHP gidiyor, onunla ünsiyet (arkadaşlık) kuruyor, onun arkasına sığınıyor, onun sırtını sıvazlıyor ya da avukatlığını yapıyor.
Ben geçen hafta grup toplantımızda da ifade ettim. Bizde CHP başta olmak üzere öyle bir muhalefet var ki eğer topraklarımıza düşman girse 'sizi AK Parti'den kurtaracağız' dese CHP ve diğerleri gidip o düşmanın boynuna sarılacaklar. İşte görüyorsunuz, Suriye'nin gayrimeşru rejimi, Türkiye'ye karşı alçakça hareketlerin içine giriyor, CHP onlarla fotoğraf çektiriyor. Sicili son derece bozuk bir kanlı terör örgütü saldırılarda bulunuyor, CHP gidiyor onun sırtını sıvazlıyor. Mavi Marmara olayında bile Türkiye'nin yanında değil gittiler İsrail'in yanında yer aldılar. Ne kadar izanlarını kaybetmiş durumdalar bunu ortaya koymam lazım. Bu kadar şuurlarını kaybetmiş durumdalar. Bu kadar gözlerini karartmış durumdalar."
Başbakan Erdoğan, "İşte şu anda, terörü bitirme konusunda, çözüm süreciyle hiçbir siyasi partinin, ne anamuhalefetin ne yanındaki o yavru muhalefetin, çözüm süreci diye ortaya koyabildikleri bir tek paragrafları yoktur, bir cümleleri yoktur. Sadece 'bu işin çözüm yeri Meclis'tir'. Söyledikleri bu... Bunlar Meclis'te çok konuşuldu. Bunlarla ilgili kapalı oturumlar yapıldı. Bunlar çok yapıldı, çok konuşuldu. Siz ne söylüyorsunuz, bunu ortaya koyun" dedi.
"AK Parti, 81 vilayetin tamamında, bu bayrağı dalgalandırıyor"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, her iki taraftan birer milletvekili görevlendirilerek, çözüm sürecine yönelik, iktidar ve anamuhalefet olarak bir adım atılması ricasında bulunduğunu anımsatan Erdoğan, bunun üzerine kendisinin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ı, CHP'nin de Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nu görevlendirdiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Benim milletvekilim, benim Başbakan Yardımcım kendilerini arıyor ve geri dönmüyorlar. Geri dönmemenin yanında bakıyorsunuz, bunlar devleti çok iyi bilirler ya açıklama yapıyor. O açıklamasında ne diyor, 'Bize herhangi bir bilgi verilmedi ki'. Bir araya gelmedin ki sana bilgi verilsin. Önce oturacaksın, konuşacaksın. Burada gerekli olan bilgiler verilecek. Ondan sonra da bunu birebir mi yürüteceğiz, yoksa bunu üçer kişi, üç bizden, üç sizden, daha önce böyle bunu konuşmuştuk, böyle bir heyet olarak mı yürüteceğiz, bunu konuşmak lazım. Dürüst değiller, dürüst. Terörü bitirme konusunda, çözüm üretme konusunda bizim attığımız adımları da ülke adına değil millet adına değil kendi şahsi ve siyasi hırsları adına engellemeye çalışıyorlar."
Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarının ardından, TBMM'de bir CHP milletvekilinin elinde Türk Bayrağı ile kürsüye çıktığını anımsatan Erdoğan, "Tam şovmen. Sen önce git genel başkanınla konuş. Hakkari'ye niye sen bir tane Türk Bayrağı ile gidemedin? Niye gidemedin? Meclis kürsüsüne sen çıkıyorsun Türk Bayrağı ile aynen fotokopi, öbür tarafta da MHP. Onlar da mikrofonlara Türk Bayrağı bağlamışlar. Bu değil iş. Ey MHP, sen niye Hakkari'ye gidemiyorsun? Sen niye orada Türk Bayrağı'nı dalgalandıramıyorsun? Ama AK Parti, 81 vilayetin tamamında bu bayrağı dalgalandırıyor, bunun mücadelesini veriyor" diye konuştu.
"Ülkenin hiçbir yerinde bunların tek bir eserini göremezsiniz"
Erdoğan, "Biz göğsümüzü gere gere tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz. Siz bunun hangisini diyorsunuz? Hiçbirini bugüne kadar diyemediniz. Bu bir defa yürek işidir, bu program, proje, ideal işidir. Bunların hiçbirisi sizde yok" ifadesini kullandı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ MESAJLARI! Resimli, anlamlı Dünya Çocuk Hakları Günü sözleri, mesajı 2024
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TAKLİT TAĞŞİŞ LİSTESİ 2024: Sahte - hileli ürünler sorgulama ekranı (guvenilirgida.tarimorman.gov.tr)
Kan donduran olay! Annesini yaraladı, eniştesinin boğazını kesti
Dikkat! Tarih belli oldu: Türkiye genelinde kar alarmı!
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, son yolculuğuna uğurlandı