hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan: "Kılıçdaroğlu şaka gibi adam"

    Erdoğan: Kılıçdaroğlu şaka gibi adam
    expand

    Başbakan Erdoğan, "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu çirkin iddia ve iftiralarıyla artık baş başa bıraktığını" belirterek, "Geçtiğimiz günlerde bir gazete güzel bir başlık attı, 'Kılıçdaroğlu'nun biri bir gün' diye başlayan fıkralarla Türk siyasetinde zaten kendisine silinmez bir yer edindi. Şaka gibi, fıkra gibi adam maşallah" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başbakan Erdoğan, partisince Kars Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

    Erdoğan, "Genel başkanlık koltuğuna oturalı yaklaşık bir yıl oldu. Siyaset namına maalesef bir tek adım bile kaydedemedi. Kendisini tüm iftiralarıyla baş başa bırakıyorum. Kendisini bana, aileme, arkadaşlarıma ettiği hakaretlerle, onların da ötesinde dini değerlere, hatta yüce Yaradan'a ettiği hakaretlerle milletime havale ediyorum. Benim artık kendisine hiçbir cevap vermeme gerek yok. Ama televizyon programlarında talimini yapacak, kendisi zaten kendisine yeterince zarar veriyor. Geçtiğimiz günlerde bir gazete güzel bir başlık attı, 'Kılıçdaroğlu'nun biri bir gün' diye başlayan fıkralarla Türk siyasetinde zaten kendisine silinmez bir yer edindi. Şaka gibi, fıkra gibi adam maşallah. Kendisini yalanlayalım, tekzip edelim diyoruz, bize fırsat vermeden kendisi kendisini zaten yalanlıyor. Kendisini eleştirelim, U dönüşlerini, çark edişlerini yüzüne vuralım diyoruz, bize kalmadan onu da kendisi U dönüşü olarak değil, S dönüşü olarak cevaplıyor" dedi.

    Kılıçdaroğlu'nun aylarca 1 milyon 700 bin öğrencinin ailelerinin üzerinden istismar çabasına girdiğini söyleyen Erdoğan, "Sonra birisi çıktı bir şaka yaptı, sahte bir e-mail eline tutuşturdular, diyorum ya şaka gibi, fıkra gibi bir genel başkan" dedi.

    "Ben sizlere Sayın Kılıçdaroğlu'nun o atışları gibi atış yapmıyorum" diyen Erdoğan, "Ben sizlere, uyguladığımız projeleri konuşuyorum. İstanbul Boğazı'ndan demiryolu ile geçişi sağlayacak Marmaray şu anda süratle devam ediyor, 2013'ün sonunda bitiyor. Bunlar karşı çıkmışlardı. Bu CHP birinci köprüye de karşı çıktı, ikinci köprüye de karşı çıktı, şimdi 'üçüncü köprüyü istemiyoruz', diyor CHP. Çünkü bunlar her hayırlı işin karşısında. İstanbul'dan Sivas'a kadar olan bölümün inşası etap etap devam ediyor. Sivas-Kars demiryolu hattının proje ve mühendislik kısmını tamamladık. Böylece Kars'ı dünyanın en önemli uluslararası projelerinden birinin en kritik bölümüne yerleştirmiş oluyoruz" dedi.

    "Bize çile çektirdin, anamızı ağlattın"

    Başbakan Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu sen kimlerle aşık atıyorsun? Sen bize çile çektirdin, çile. Anamızı ağlattın. Ben şimdi soruyorum CHP'ye gönül veren kardeşlerime; Allah aşkına bu çileyi siz çekmediniz mi? Bu çileyi çektiğiniz halde hala nasıl oluyor da 'CHP' diyorsunuz? Şu anda ilaçlarını her yerden rahatlıkla aldığın için mi 'CHP' diyorsun? İstediğin hastaneye rahatlıkla gidebildiğin için mi 'CHP' diyorsun" dedi.

    Seçime 23 gün kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Oyları verirken başımızı iki elimizin arasına alalım, düşünelim. Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaz. Hizmeti kim getiriyorsa oy oraya gider. Efendim 'biz aileden, dededen böyleyiz', olmaz. Onun bize bir faydası yok. Siz bizi güçlü kılın, bilesiniz ki Türkiye çok daha güçlü olacaktır. Kars çok daha güçlü olacaktır" ifadesini kullandı.

    Ucube" tartışmasına mektuplu yanıt


    Başbakan Erdoğan, ''ucube'' diye nitelendirdiği yıkılan ''İnsanlık Anıtı"na da değindi. "AK Parti'nin kültür mirasına kazandırdıklarının" görmezden gelindiğini savunan Erdoğan, kürsüden Nahçıvan Meclis Başkanı'nın anıta ilişkin kendisine gönderdiği mektubu okudu; "Yoruma gerek yok'' dedi. Erdoğan, "Ben burada, bir kez daha ucube tartışması başlatmak niyetinde değilim" diye konuştu.

    Erdoğan, Türkiye genelinde onardıkları ve kültür mirasına kazandırdıkları 4 bin eserin, sanata, sanatçıya yaptıkları katkıların, desteklerin, teşviklerin görülmediği gibi, Kars'taki bu eserlerin de görülmediğini belirterek, Nahçıvan Meclis Başkanı Vasıf Talibov'un kendisine yazdığı mektubu okudu.

    Başbakan Erdoğan, "Bakın ne diyor Talibov; Türkiye Respublikası'nın baş Nazırı hörmetli Recep Tayyip Erdoğan'a, hörmetli başnazır. Türkiye'nin Kars şeherinde ucaldılan insanlık abidesinin sökülmesi barede verdiyiniz gösterişe göre size Nahçıvan Muhtar Resbuplikası'nın Ali Meclisi adından ve şahsen öz adımdan derin minnettarlığımı bildirirem. Bu abide dostluk veya insanlık sembolü yok, zati alinizin dekik ifade etdiyi kimi 'ucube', yani, eybecerlik remzi idi. Fursattan istifade edib, zat-i alinize bir daha yüksek ehtiramımı bildirir, gardaş Türkiye'nin inkişafı namına semereli faaliyyetinizde daha böyük uğurlar arzulayıram. Derin hörmetle imza, Vasıf Talibov.' İşte mesele budur. Daha fazla yoruma girmiyorum" dedi.

    "Sıra Ermenistan'da"

    Erdoğan, "Barışsa, Biz Ermenistan'a bütün iyi niyetimizle uzlaşma elimizi uzattık. Şimdi sıra Ermenistan'da. Fakat bugün bir olay daha oldu. Bir gazete başlık atmış. O da güya Başbakan Yardımcım Cemil Bey'in (Cemil Çiçek) Dink'in oğlu tarafından söylenen bir şey ki ben böyle bir ifadeyi asla Başbakan Yardımcım için kullanmam. O'nun ölümüyle ilgili 'zanlı' olarak ifade etmişim. O, 'kanlı' demiş, ben 'hayır kanlı değil, zanlı' demişim. Bu çocuk bunu söylemişse kendisine teessüf ederim. Ama bunu malzeme haline getiren o gazeteyi de huzurlarınızda kınıyorum, tel'in ediyorum. Diasporanın etkisinden kurtulup Ermenistan'da biz adım atmasını beklerken, Ermeni yanlısı ne yazık ki bazı zihniyetten hala bu ülkede, onların avukatlığını üstlenmişler, bunu sürdürüyorlar" dedi.

    "Hamdolsun meyve veren ağaç taşlanır"

    Başbakan Erdoğan, "MHP Genel Başkanı... 19 Mayıs bir milli bayramımızdır değil mi? Milli bayramla ilgili yapmış olduğu açıklamasında kin, öfke, nefret dolu açıklamalar yapıyor. Ben, MHP'nin genel başkanını da arkadaşlarını da MHP'ye gönül veren kardeşlerime havale ediyorum. Doktorlara değil, psikiyatristlere değil, milletime havale ediyorum" dedi.

    "Hamdolsun meyve veren ağaç taşlanır" diyen Erdoğan, "Hamdolsun demek ki istikametimiz doğru, demek ki milletimizle aynı yöne bakmaya devam ediyoruz. CHP'si, MHP'si, BDP'si bize hırsla, gözleri dönmüş şekilde saldırıyorsa, demek ki biz doğru yolda ilerliyoruz. Milletim bunlara en güzel cevabı 12 Haziran'da sandıkta zaten verecek. 12 Haziran'da milletim bunlara, üslup, dil, saygı dersi verecek" dedi.

    Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda, AK Parti'nin oy pusulasında ilk sırada yer aldığını da hatırlattı.

    VAN MİTİNGİ

    Erdoğan, daha sonra partisince Van'da düzenlenen açık hava toplantısında halka hitap etti.

    Vanlılara, "Kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, kardeşler arasında helalleşme olur" diyen Başbakan Erdoğan, AK Parti olarak, bu ülkenin 74 milyon evladının birbiriyle kucaklaşmasını, birbiriyle helalleşmesini istediklerini söyledi.

    Siyasetlerinin her zaman kucaklaşmanın, helalleşmenin üzerine bina edildiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Biz ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, kucaklaştıran, birleştirenlerden olduk. Mevlana'nın dediği gibi, bu dünyaya bölmeye, ayırmaya gelmedik, biz bölüneni birleştirmeye, kırılanı tamir etmeye geldik. 3 Kasım 2002'den bugüne kadar, samimiyetle kardeşliğin mücadelesi içinde olduk. Bu yola çıkarken kardeşlik dedik... Biz bu yola çıkarken 'gençler ölmesin' dedik... Biz bu yola çıkarken, samimiyetle, yürekten, 'anneler ağlamasın, babaların yürekleri dağlanmasın' dedik. Elimizi, bedenimizi, vücudumuzu, yüreğimizi taşın altına koyduk. 'Biz bu sorunu çözeceğiz' dedik. 'Kürt sorunu bizim sorunumuzdur, bu sorunu çözeceğiz' dedik. Bunu söylemekle kalmadık, yıllardır acı çektiğiniz, yıllardır anlatamadığınız, yıllardır sağır duvarlardan geri dönen meselelerinize el attık, onları çözdük."

    Mem-u Zin kitabını gösterdi

    Bu belgelerin, sadece tarihi aydınlatan belgeler olmadığını, aynı zamanda yaşanan dramın, yaşanan acının belgeleri olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan "Bu belgeler, bizim dönemimize kadar devam eden inkar politikalarının belgeleri" dedi.

    Başbakan Erdoğan, Mem-u Zin kitabını göstererek, kitabın üzerindeki baskıyı okudu.

    2005 yılında Diyarbakır'da "Kürt meselesi benim meselemdir" dediğini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Ben sözümün arkasında durdum ve duruyorum, ancak bir şey söyleyeceğim; Kürt sorunu dediğimiz olay kıyamete dek bu başlıkla devam mı edecek? Söylediğimden bu yana biz birçok mesafe aldık. Nedir o? İşte az önce dediklerim... Bunların hepsini biz kaldırdık. Asimilasyon diye bir olay kaldı mı? Benim şu anda kabinemde, benim Kürt milletvekili bakan arkadaşlarım var mı? Var.

    Benim şu anda grubumda 60'ı aşkın milletvekilim Kürt olarak var mı? Daha neyi konuşuyoruz? İşte asimilasyon olayı bitmiştir. Gidip kendi dilinde kurs alma imkanı var. Üniversitelerde de bölümler açıldı. Okullarda gidip kendi dilinde kurs alma imkanı var, üniversitelerde bölümler açıldı. Olmayan şeylerdi biz gerçekleştirdik ve bunlar bizim partiyi kurarken programımızda yer aldı ve bunları şimdi adım adım hayata geçirdik.

    Bizim siyasetimiz dürüstlük siyasetidir. Bizim siyasetimiz ilkeli siyasettir. Biz gerçeğin üzerini örtmeyiz, inkar yoluna asla sapmayız. Kasıtlı şekilde bunu BDP saptırıyor. Ben söylüyorum; acaba şu ana kadar parlamentoda, yerel yönetimlerde benim vatandaşıma ne kazandırdılar? Ne kazandırdılar, ne verdiler Allah aşkına? Siz bundan sonra ne kazandıracaklarını zannediyorsunuz? Sadece terör örgütünden aldıkları güçle halkımı korkutarak, tehdit ederek buralardan elde edecekleri oylarla bu ülkede bir şey yapacaklarını mı zannediyorlar?

    Türkiye'yi kucaklayamayanların bu ülkede hizmet vermesi mümkün değil. Önce 74 milyonu kucaklayacaksın ki buraya hizmet veresin. Bunlar asla benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz, sadece istismarını yaparlar. Kürt sorunu ile PKK sorununu lütfen birbirine karıştırmayalım ve PKK üzerinden de evet kendileri gayet güzel rant elde ediyorlar. Milletvekili seçilmenin yolu oradan geçiyor ama benim halkım bu doğruları görüyor. Başımızı iki elimizin arasına alacağız. Biz ölüme inanmış insanlarız. Sonuna kadar bu ülkede doğruyu, hakkı egemen kılmak için çalışacağız."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow