Erdoğan: "İttifaka gölge düşerse başımızın çaresine bakmalıyız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pekin’de gerçekleştirilen Kuşak ve Yol Zirvesi’nin açılışında Rusya ve Çin devlet başkanlarıyla birlikte konuşan 3 dünya liderinden biri oldu. Çin lideriyle temaslarda bulunmak ve bir dizi anlaşmaya imza koymak üzere Çin’e giden Erdoğan Pekin’de devlet protokolüyle karşılanan tek lider oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pekin’de kaldığı otelde Doğan TV ve Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in de arasında bulunduğu basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu ve ziyaretiyle ilgili bilgiler verdi.
28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla 4 uluslararası kuruluş ve 200 bakan buradaki toplantıya katılmış bulunuyor. Yeni İpekyolu olarak da adlandırılan bu “Kuşak ve Yol Girişimi”, Asya’yı Anadolu üzerinden Avrupa’ya bağlıyor. Biz kara, deniz ve havayolu projeleriyle dünya ticaretinin orta koridoru diye adlandırılan bu yolda hızla ilerliyoruz. Bu kapsamdaki yatırımlarımız bu projeyle inşallah daha da güçlenecek.
Bugün gerçekten Sayın Başkan Şi Cinping “efradını cami ayarını mani” bir konuşma yaptı, 45 dakika süren, gerçekten güzel bir konuşmaydı. Detayda boğmayan, tam aksine detayla konuşmaya açıklık kazandıran bir konuşmaydı. Hatta kendisine de söyledim, “o konuşmayı temin etmek isteriz” dedim.
İnanıyorum ki bölgesel ve küresel barışa bu projeler önemli katkılar sağlaycaktır. Türkiye ile Çin arasındaki özellikle ekonomik ilişkiler alanında yeni bir sayfa açıyoruz. Bu gelişte de 3 anlaşmayı imzaladık. Fakat asıl anlaşmamız şu anda projeyi kapsayan detay projeler ki bunlar altyapıya yönelik projeler.
Kars – Edirne başta olmak üzere birçok demiryolu ağı bunun içinde var. Burada onların da ısrar ettiği en önemli proje Ankara – İstanbul arasında 350 km hızla tren projesini özellikle yapmakta çok ısrarlılar. Bunun için de Ulaştırma Haberleşme Bakanlığımız muhataplarıyla görüşmelerine devam ediyorlar. Hedefimiz 13 detay projeyi birlikte yapabilmek.
Şi ile bu süreçte bir yılda dördüncü kez bir araya geldik. Ticaret ve karşılıklı yatırımların artırılması konusunda görüşmelerimiz oldu. 3. nükleer santral müzakerelerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız Çin’le götürüyor bakanlığımız. Bir de Türkiye’ye gelen Çinli turistlerin artması konusunda çalışmalar var. FETÖ’ye karşı tedbirler, zaten buraya pek yeterince giremediler ya da herhalde tutunamadılar. Belki de aradıkları zemini bulamadılar.
Terörle mücadeleve güvenlik konusunda müşterek işbirliği ortak kararımız.
Yaptığımız görüşmelere gelince, Yunanistan Başbakanı Çipras, Pakistan Başbakanı Şerif, Macaristan Başkananı Orban, BM Genel Sekreteri Gutteres, Sırbistan Başbakanı Vucic (31 mayıs’tan sonra cumhurbaşkanı oluyor), Özbekistan cumhurbaşkanı ile Mirzayabev, Polonya Başbakanı Szydto ile de az önce bir görüşme yaptık. Yarın da yapacağımız çok sayıda görüşmemiz var.
Amerika ile ilişkilerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sizden önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ön temaslar yaptı, Trump’la da görüşüldü. Nasıl bir izlenim aldınız? Size nasıl bilgiler verdiler?
Ön heyet Trump ile görüşmedi, belki bir fotoğraf karesidir. Onlar Trump’ın altında diyebileceğimiz kişilerle temas ettiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme. Malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı olarak oraya yönelik görüşmelerdir. PYD YPG bunlarla ilgili olarak Amerika’nın duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirecek yapılsın ki işimiz kolay olsun diye yapılan adımlardır. Birçok belgeler sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.
ABD’nin PYD’ye verdiği destek konusunda bir tartışma var. Amerika’da özellikle düşünce kuruluşlarında bu konu şu şekilde gerekçelendiriliyor. Önceleri ABD Türkiye’den DEAŞ’la mücadelede yardım istedi fakat Türkiye önce direndi. ABD de (Obama yönetimi) o sırada PYD’ye yatırım yaptı. Bu fikir olarak oturmuş durumda. Şimdi bunu kullanmak istiyorlar. Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelede yavaş mı kaldı?
Bu tepeden tırnağa yalandır. Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. Bir kere daha Amerika DEAŞ tehlikesini, ABD fark etmeden önce, Türkiye bunu fark etmiş ve ona karşı tavrını en sert şekilde ortaya koymuştur.
Eğer biz bu tavrı ortaya koymamış olsaydık DEAŞ bu bocalamanın içine girmezdi. Irak’ta biz mi varız, Irak’ta, orada kim var? Koalisyon güçlerinin başında kim var? ABD var. DEAŞ Musul’a girdi mi, girdi. Ambar’a girdi mi, ne yaptılar? Ne yaptılar, hiç.
Ama orada üssümüze saldırmaya yeltendiler, biz derslerini verdik. Bizim oradaki üssümüzü hazmedemeliler. Biz dedik ki kusura bakmayın o üs orada kalacak. O üs Peşmerge’yi yetiştirdi. Ninova Muhafızları orada yetişti. Kime karşı DEAŞ’a karşı. Bunu yapan biziz. Türkiye’nin DEAŞ’a karşı bizim Türkiye’de mücadele vermediğimizi söylemek Türkiye’ye ihanettir. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu dönemde Suriye ve Irak meselesini ne yazık ki burada Trump’ın kucağına bu şekilde bırakmıştır. Aşağıda Obama’nın ekipleri var. Onlarla beraber bana göre beraber bana göre Irak ve Suriye’ye bakıyor. Ben de diyorum ki ne burada YPG’ye ne PYD’ye ihtiyaç yok. Bunlar terör örgütüdür. DEAŞ ile mücadele için YPG ile işbirliğini şart telakki etmek, aslında koalisyonun ve ABD’nin itibarını yok etmektir. Bu mücadeleyi bizler, NATO’da birlikte olduğumuz güçlerle bu bölgedeki diğer ülkelerle Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Lübnan, Ürdün hep beraber pekala yapabiliriz. Bu terör örgütüne ihitiyacımız yok. Biz bunu, Cerabslus, Dabık, Rai, El Bab’da ispat ettik... Şimdi diyoruz ki Mümbiç’te ve Rakka’da ispat ederiz. Zaten sayı ortada, belli. Ama söylediklerimiz ne yazık ki başta Obama olmak üzere ilgi uyandırmadı. Bakın Sayın Trump bir açıklama yaptı ki bu bizim Obama’ya teklifimizdir. Dedik ki, eğit donat olayını biz yaparız dedik. Uçuşa yasak bölge ilan edelim dedik. Aynı zamanda terörden arındırılmış güvenli bölge olsun dedim, bu benim ilk yaptığım açıklamadır. Trump da benzer açıklamayı yaptı. Biz taraftan da Özgür Suriye Ordusu eğitimini veriyoruz. Biz bu sayıyı daha da artırmak suretiyyle SGD’ye SDF’ye ihtiyaç yok. Gerekirse ayrıca destek veririz ve meseleyi hallederiz. Baştan beri bunu söyledik, ne yazık ki buna itibar etmediler. Amerika’da bazı haddini bilmezlerin oyunlarıyla, yazılı görsel medyanın oyunlarıyla “Türkiye DEAŞ’a karşı gerekeni yapmadı” diyerek iftira etmeye kalkışıyorlar. Halbuki bu örgüte karşı en büyük mücadeleyi veren Türkiye olmuştur.
Başından beri niçin Tayyip Erdoğan neden batı basınının olduğu gibi DEAŞ’ın da hedefindedir? DEAŞ’ın hedefinde ben varım. Kendi yayın organlarında benim boy boy resimlerim var. Bu iftirayı atanların bu yayın organlarında resimleri var mı? Yok. Biz inandığımız şeyi inandığımız şekilde yaparız. Bu yola bu şekilde çıktık, bu şekilde yürüyoruz.
Bu süreçte çok sayıda asker ve sivil asker şehitlerimiz var.
Doğrudur. Bu da bizim mücadele ettiğimizin göstergesidir. EAŞ’n İslamla yakından uzaktan ilgisi olmadığını defaatle söylemişim. Bunlar İslam için bir kara lekedir. Bir gölgedir. Defaetle söylemiş birisiyim. Bugün de söylüyorum, yarın da söylerim. İslam’da böyle bir örgütlenme olamaz. Böyle bir yaklaşım olamaz. Onun için bunun İslamla yakından uzaktan ilgileri yok.
Çevredeki bazı ülkelerle birlikte, Suudi Arabsitan, Katar gibi ülkeler de biz bu mücadeleyi veririz dediniz. Bu ziyarette bu ülkelere dair bir teklif sunacak mısınız?
Bunları her zaman konuştuk yine konuşabiliriz. Katar, Suudi Arabistan bundan çekinen ülkeler değil. Her zaman bu tür dayanışmayı gösterecek ülkelerdir. Yaptığımız ikili görüşmelerde bu bilgileri kendilerinden aldığımız için söylüyoruz.
Trump ile görüşme nokta mesafesinde olacak dediniz. Şimdiye kadarki görüşme turlarında belirleyici görüşme mi olacak dediniz?
İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmayı tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına herşeyi A’den Z’ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün’de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olcak. Bazı çareler bulmamız lazım. Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki ülkenin kendi vatandaşları aç diyor. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın kaçak mı çalıştırırsın adam doktor adam mimar. Açalım önünü adam çalışsın. Kaçak olarak çalıştıramazsınız. Vatandaşlık verdikten sonra çalışma imkanı vrersiniz. Kendi vatandaşın olup da kaçak çalışan var. Biz kayıt altına alalım istiyoruz Bu şekilde kamplarda çok insan var. Bir ara Kanada Başbakanı “Vasıflı insanlar varsa ben 25 bin kadar alırım” dedi. Bunun için biz de bu tür insanları Türkiye olarak alırı. Bunun için kalkıp icazet alacak değiliz. Bizim için insani, İslami ve vicdani görevimizdir.
Çin ile suçluların iadesi konusuna anlaşma imzalandı. Spesifiki bir iade söz konusu olacak mı? Özellikle aranan bazı FETÖ’cüler varmı? Onların istediği var mı?
Spesifik demeyelim de içeriğinde ifade ettikleriniz de söz konusu. Gerek BM mülteciler yüksek komiserliği kapsamında olanlar var. AB kapsamında olanlar var. Bunun dışında kalanlar ilk etaptadır. Onun dışında olanlar bir iadeye müsaitse olur. Bunun dışında yasal olarak verilmesi olanlar varsa verilebilir.
Yunan Başbakan Çipras’la görüştünüz. FETÖ’cüler konusunda net tavır var mı?
Net tavır yargı, Yargı bağımsızdır... verilen cevap bu. Maalseef 15 – 20 gün içinde teslim ederiz dediler ama buna rağmen olmadı.
Üzerinden birkaç gün geçti. Atatürk’le ilgili bir tartışma oldu. Afet İnan ile ilişkisi, yakışıksız, annesiyle ilgili sözler söylendi. Toplumda tepki oldu, yargı süreci başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz.
Olay çok çirkin. Şüphesiz ki annelerin eşlerin bu işe karıştırılması son derece çirkin. Olay yargı sürecine girdiği için olayı kendimi yargı yerine koymak suretiyle değerlendirmem doğru olmaz. Zaten önce gözaltı, sonra tutuklama işlemleri oldu. Nereye kadar uzar bunu yargıda göreceğiz.
Uluslararası ticarette özellikle bazı ülkelerle yerli paranın kullanılması konusunda çağrınız olmuştu. Çin ile Türkiye arasında para takası gerçekleşmişti. Bu yönde ilerleme var mı nasıl görüyorsunuz süreci?
Doğrusu bunu gerçekleştirirsek bir defa kur baskısından paralarımızı kurtarmış oluruz. Onun için de bizzat ekonomi bakanlarımız başta olmak üzere bunun yanında 3. nükleer enerji olayı gerçekleşirse veyahut da kredi olayı gerçekleşirse bu konularda alışverişlerde yerli parayı kullanmak, bir tarafta Çin parası Yuan diğer tarafta TL bize güç ciddi katacaktır. Rakamlar ufak değil. Ciddi rakamlar var. Onun için de bu sürekli olarak gündemimzde. Merkez bankalarımızı görüştürüyoruz. Gerek Rusya gerek İran gerek Çin’le temas söz konusu. En ciddi süreçleri Rusya ve Çin ile yapyıoruz. Yerli paraya geçişin ilk adımlarını atarsak diğer ülkeler de bunu takip eder. Diğer ülkelede bunu takip edecektir. Bu da bize kur baskısından kurtarmak için büyük avantajlar sağlayacaktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet Çin ve ABD ziyaretini devlet filosuna yeni katılan Airbus A340- 500 uçağıyla gerçekleştirdi. Mevcut filonun en büyük uçağı durumundaki Airbus A330- 200 uzun uçuşlarda menzil ve havada kalma saati açısından güçlük yaratıyordu. TC-CAN kuyruk kodlu dört motorlu yeni Airbus A340 uçağı Tunus’dan uygun koşullarla satın alınmış ve THY tarafından teknik hazırlığı yapıldıktan sonra devlet filosuna katılmıştı. TC- CAN Pekin’den Washington’a yaklaşık 15 saat süren uzun uçuş için de ilk kez kullanılmış oldu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
KABİNE TOPLANTISI 23 ARALIK 2024 GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta? Asgari ücret, memur ve emekli zammı...
Kredi kartı kullananlar dikkat! Bu şifreleri kullanmayınız! Yasaklandı!
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu