Emniyet'ten yalanlama

Emniyet, Susurluk skandalının kilit isimlerinden 'Yeşil' olarak bilinen Mahmut Yıldırım'ın, İstanbul'daki bir çete operasyonunda yakalanmaktan son anda kurtulduğu iddiasını yalanladı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Mahmut Yıldırım'ın İstanbul'da bir haraç çetesine karşı dün düzenlenen operasyonda polisin elinden kaçtığı iddia edilmişti.
 
JİTEM ve MİT adına çalıştığı iddia edilen, Doğu'daki birçok faili meçhul cinayetin tetikçisi olduğu öne sürülen Yeşil ile ilgili genel kanı ise öldüğü yönündeydi.

Olayın gelişimi
 
'Yeşil' olarak bilinen Mahmut Yıldırım'ın oğlu Murat Yıldırım, dün 13 adamıyla birlikte çete suçundan gözaltına alındı.
 
Operasyon 31 mayısta bir sigortacının borcu yüzünden Murat Yıldırım'ın adamları olduğu ileri sürülen iki kişi tarafından bacaklarından vurulduğu ihbarıyla başladı.
 
Polis, Murat Yıldırım çetesini takibe aldı ve belirlediği bazı evleri gözetim altında tuttu. İki gün önce de  operasyon için düğmeye basıldı. Yapılan aramalarda çete
elemanlarıyla birlikte bir kalaşnikof marka silah ile üç tabanca ele geçirildi.
 
Görgü tanıkları Mahmut Yıldırım'ın baskından kısa bir süre önce evden ayrıldığını iddia etti. Zanlıların telefon görüşmelerinde Murat Yıldırım'ın geçmişte kullandığı 'hazı', 'ağa' gibi kod isimlerinin geçmesi Yeşil'in evde olduğu iddialarını güçlendiriyor.
 
Ancak Emniyet'e göre bu iddialar asılsız. 
 
'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım kimdir?
 
Binbaşı Cem Ersever cinayeti ve ardından Susurluk kazasıyla adı duyulan ve Türkiye'deki birçok faili meçhul olay ve cinayetin arkasındaki isim olduğu iddia edilen ‘Yeşil’ bir kez bile yargı önüne çıkarılamadı. Bazılarına göre öldü denilen ama hiç bir zaman akıbeti öğrenilemeyen ‘Yeşil'in portresi şöyle:
 
Gerçek adı Mahmut Yıldırım. Resmi kayıtlarda Ahmet Yeşil, Mehmet Kırmızı, sakallı, terminatör kod adları var ama kamuoyu Mahmut Yıldırım'ı ‘Yeşil’ kod adıyla tanıdı.
 
Mahmut Yıldırım, 1953'te Bingöl'ün Solhan ilçesi Asmakaya köyünde doğdu. 1976 yılında Elazığ Şeker Fabrikası'nda çalışmaya başladı. 1977'de Etibank'a bağlı Elazığ Ferro Krom Tesisleri'ne geçti.
 
‘Yeşil’ 1987 yılından beri TKP-ML-TİKKO örgütü üyesi olmak ve yasadışı faaliyetlerde bulunmak suçundan Tunceli Emniyet Müdürlüğü'nün arananlar listesinde 1283’üncü sırada yer alıyor.
 
Mehmet Eymür’e bağlı çalıştı
 
Daha çok Ahmet Demir sahte kimliği ile dolaşan ‘Yeşil’, JİTEM ve MİT içinde Mehmet Eymür'e bağlı olarak çalıştı. Milli İstihbarat Teşkilatı, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım'ın teşkilatla ilişkisini şu cümlelerle açıklamıştı:�
 
“08.08.1973 tarihi itibarıyle Bingöl/Genç İlçe Jandarma Momutanlığı tarafından faydalanılmıştır. Aynı tarih itibarıyle, verdiği bilgilerin anılan komutanlıkça değerlendirilmesinde güçlük çekildiği gerekçesiyle teşkilatımıza devredilmiştir. Askerliği sonrasında Milli Görüş konusunda istifade edilmeye başlanılmıştır. Ancak mayıs 1989 ayında yaratmış olduğu çeşitli komplikasyonlar nedeniyle teşkilatımızla ilgisi yeniden kesilmiştir."
 
Meclis Komisyonu'na verilen raporda ‘Yeşil'in eylemleri detaylarıyla anlatılmıştı.�
İlk defa 1994 yılında Binbaşı Cem Ersever cinayeti ile gündeme gelen ‘Yeşil'in adı kumarhaneci Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesine de karıştı.
 
Abdullah Çatlı ile sık sık görüştü
 
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de yumruklanması olayına da karıştığı öne sürülen ‘Yeşil'in Susurluk çetesinin tahsilatçısı olduğu ve Abdullah Çatlı ile sık sık görüştüğü belirtiliyor. ‘Yeşil'in, uyuşturucu ve silah kaçakçılığına karıştığı da iddia edilmişti.
 
Hakkındaki tüm bu iddialara rağmen bir kez bile yargı önüne çıkarılmayan ‘Yeşil’, sadece 1995 yılında bir kavga nedeniyle Ankara'da gözaltına alınmış.
 
Bugüne kadar öldüğüne dair birçok haber de çıkan ‘Yeşil’ 1991 yılından bu yana işe gitmiyor. Buna rağmen maaşı sürekli ödeniyor. SSK primleri de eksiksiz yatırılıyor.
 
Tüm personelin fotoğraflarının bulunduğu dosyada Mahmut Yıldırım'ın fotoğrafının bulunmadığı belirtiliyor.