Efkan Ala: "MİT sınırsız ama berrak bir yetkiye sahip olacak"

İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Kanunu'nda değişiklik öngören yasa teklifine ilişkin, "MİT sınırsız ama muğlak etkiden sınırlı ama berrak bir yetkiye sahip olacak" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Ala, Kanal 7'de yayımlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Ala, bürokrasi içindeki "paralel yapı" iddialarını yineleyerek, bu yapının bir darbe hareketine giriştiğini öne sürdü. Emniyetteki yer değiştirmelere değinen Ala, kendilerinin kara propaganda ile karşı karşıya bulunduklarını söylerek, şunları anlattı:

"Yer değiştirme denilen şey, aynı il içerisinde bir birimden alıyorsunuz, başka bir birime veriyorsunuz. Bu görevden alma değil, başka bir yere tayin de değil. İstihbarat biriminde ya da organize suçlar biriminde çalışanları, eğer görevlerini kötü kullanma varsa alıp başka bir birime veriyorsunuz. Yer değiştirme 260 bin polis içerisinde. Burada çok az bir oradan söz ettiğimizi bilmeliyiz. Bu yüzde 0,5 yani bu tür problemli olarak değişenler. Ve bunlar geçen yılda ondan önceki yılda rutin olarak değişenler de var. Bunlardan şu anda değişenler çok daha az. 260 bin kişilik bir teşkilat içerisinde çeşitli nedenlerle yer değiştirenler hep olagelmiştir. Geçen yıl bu tür değiştirmeye 15 bin kişi tabi tutulmuşken, bu sene henüz bu bin kişiye dahil olmak üzere 5 bin kişi. Bunların bini 17 Aralık ile ilgili. Geri kalanı hiç 17 Aralık olmasa da yapmanız gereken değişiklikler."

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"Türkiye'de bürokratik devletten, demokratik devlete geçiş" olduğunu öne süren Ala, "paralel yapı"nın bunu anlayaşamamış bir ittifak olduğunu ileri sürdü. Ala, "Türkiye'ye verdiği zarar büyük ama başarı şansı sıfıra yakın bir yapı" dedi.

Ala, Hatay ve Adana'da durdurulan TIR'larla ilgili "Burada hukuk dışı bir organizasyon tespit edilmiştir" yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine, soruşturmanın devam ettiğini ve oldukça bir aşama kaydettiğini bildirdi. "Türkiye'yi mücadele ettiği yapılara destek veriyormuş gibi göstermenin tahammül edilebilir bir şey olmadığını" ifade eden Ala, "Böyle işleri devletimizin, milletimizin affetmesi mümkün değil. Mücadele edilen birimin dosyası açılarak bunlarla ilgili ilişki varmış gibi göstermek bir ihanettir. Vatana ihanetin tarifi budur" diye konuştu.

"Böcek soruşturması"na da değinen İçişleri Bakanı Ala, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunmasının çok büyük casusluk faaliyeti olduğunu, bu işin hem sorumlusu hem de uygulayıcısı olduğu tespit edilen rütbeli iki polisin yurt dışına gittiğini, soruşturma tamamlandığında uluslararası hukuk sisteminin devreye sokularak gereğinin yapılacağını bildirdi. İki polisin birinin yakın zamanda, diğerinin ise çok önce yurt dışına çıktığını bildiren Ala, bu kişilerin hangi ülkeye gittiğini bildiklerini dile getirdi. Bakan Ala, Başbakanın dinlenmesi işini yapanların ihanet şebekesinin üyeleri olduğunu ifade ederek, kayıp dinleme cihazlarının da soruşturulduğunu
söyledi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"MİT sınırlı ve berrak bir yetkiye sahip olacak"

MİT Yasası'nda öngörülen düzenlemeyle TBMM'nin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi teşkilatın ne yapıp yapmayacağına karar vermesini hedeflediklerini belirten Ala, "Bunlar olumsuz değil olumlu şeyler. Her şey yasa içerisinde olsun. Meclis ne yapılıp ne yapılmayacağına karar versin" şeklinde konuştu.

"Devletin bazı kurumlarının olması gerektiği yerde bulunmadığını ama olmaması gerektiği yerde olduğunu" söyleyen Ala, bunun bir düzene sokulması gerekliliğinin ortaya çıktığını ifade etti. Bakan Ala, yeni yasayla MİT'in "sınırsız ama muğlak etkiden sınırlı ama berrak" bir yetkiye sahip olacağını bildirdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Kendilerinin geldikleri yer, yaptıkları siyaset ve duruşları itibariyle belli bir cemaati ya da belli bir grubu hedef almalarının mümkün olmadığını belirten Bakan Ala, devlet içerisinde paralel bir yapı gibi çalışan oluşuma karşı olduklarını, gelinen noktada bir grup yerine yanlışlıkların üzerine gidildiğini söyledi.