'ANKARA İSTANBUL'DAN DAHA AZ TEHLİKELİ DEĞİL'
Prof. Dr. Pampal, Ankara ve bölgesinin de deprem riski açısından önemli olduğunu kaydederek, "Ankara, İstanbul’dan daha az tehlikeli değildir. Ankara’ya 30 yıl emek verdik; çalıştaylar yaptık, bildiriler sunduk. Ankara’nın deprem tehlikesi Türkiye’nin diğer bölgelerinden daha az değil İstanbul’dan, İzmir’den daha az değil. Ankara’nın 50 kilometreye kadar yakın çevresinde yıkıcı deprem yaratma potansiyeli olan faylar var. Tuz Gölü fay hattı, Haymana üzerinden Ankara’ya geliyor; 7’den büyük deprem yaratma potansiyeli var. Son günlerde gündeme geldi Yapracık fayı. Bunlar aktif faylar, çok sayıda var" diye konuştu.
'YAPILARIMIZI DAYANIKLI HALE GETİRECEĞİZ'
Prof. Dr. Pampal, Ankara'da yapı stokunun depreme dayanıksız olduğuna dikkat çekerek, "Ankara'da uygun zemine doğru yapı ilkesinden sapılmış. Ankara’nın yarıya yakın zemini ivme değerlerini artıracak zeminler. Bunların üzerinde çok katlı ağır betonarme yapılar yapılmış ve bunlar deprem yönetmeliğine uygun olmayan şekilde yapılmış. Yapı stoku depreme dayanıklı değil bu da riskin çok büyük olduğu anlamına gelir. 'İstanbul’dan Ankara’ya gideceğim, Karadeniz’e gideceğim'. Vatandaşlarımız böyle şeyleri bıraksınlar. Vatandaşlarımız, başka yerlere göçme yerine oturacakları kendi bulundukları yerleri, içinde yaşadıkları binaları depreme dayanıklı hale getirerek yaşamak durumundalar. O çabayı göstersinler. Önümüzde çok kötü bir örnek var, gösterilmesi gereken duyarlılık gösterilmeli. Bundan sonra beklenen diğer depremler olduğu takdirde çok daha kötü oluruz, altından kalkmaktan zorlanırız. Vatandaşlarımız ve yönetimlerimiz ile seferberlik ruhu ile bu problemi çözmeliyiz, yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirerek yaşayabiliriz. Depreme dayanaklı olmayan stoku dayanıklı hale getireceğiz, tamamını test edeceğiz, dayanıklı olmayanları yıkıp tekrar yapacağız ya da güçlendireceğiz" dedi.