- "Hiçbir şart ve koşulda kimseye imzalı boş kağıt vermeyin"
İmzanın öneminin ilköğretimden itibaren çocuklara anlatılması gerektiğini kaydeden Saltı, "Şahısların imza attığı belgeyi iyi kontrol etmesi, mahiyetini bilmediği ya da anlamadığı belgeyi imzalamaması, şüpheli durumlarda imza atmaktan kaçınması gerekiyor. Bir kargo görevlisi kapınızı çalabilir, size bir paket verip teslim tutanağını imzalamanızı isteyebilir. Ama aslında siz bir kargo beklemiyorsanız bu şüpheli bir durumdur. Sahteciler, kargocu kimliği adı altında size teslim tutanağı yerine evrakın altındaki bir senete de imza attırıyor olabilir." ifadelerini kullandı.Saltı, belgelerde en sık karşılaşılan sahtecilik örneklerini laboratuvardaki bir yazı tahtası önünde tek tek anlattı.Türkiye'de taahhütname, sözleşme ve protokol gibi bazı belgelerin taraflar arasında imzalandığını aktaran Saltı, şu ifadeleri kullandı:
"Bu tür belgelerde alt alta maddeler olur. Örneğin 5 maddeden oluşan bir sözleşme var. Siz bu sözleşmedeki imzanızı, yazı içeriğinin bitimine yakın yere hatta yazıya da taşırarak imza atmalısınız. Aksi takdirde aradaki boşluğa sonradan sizin haberiniz olmayan bir yeni madde eklenebilir. Ülkemizde sık karşılaşılan bir diğer durum boş kağıda imza atılması. Hiçbir şart ve koşulda kimseye imzalı boş kağıt vermeyin. Bu daha sonra aleyhinize yükümlülük doğurabilecek bir belge şeklinde karşınıza çıkabilir. Yaşlılar veya okuma yazması olmayan kişiler ise imza yerine parmak basma yöntemi kullanıyor. Burada karşılaştığımız sorun ise parmak izinin usule uygun alınmaması. Evrakta parmak izi kullanırken, izin tamamını içerecek şekilde baskı yapılması gerekir."Saltı, çek ve senet gibi kağıtlara miktar yazarken diyez işareti (#) kullanılmasının önemine değindi."Örneğin, siz yazıyla ve rakamla 1000 liralık bir senete imza attınız ancak diyez işareti kullanılmadı. Bunun başına veya sonuna fazladan rakam eklenerek daha büyük bir borcun altına giriyorsunuz." diyen Saltı, son derece gelişmiş cihazlar kullandıklarını, çıplak gözle bakıldığında anlaşılmayan sahtecilikleri çeşitli yöntem ve cihazlarla aydınlatmaya çalıştıklarını kaydetti.- "Sahteci mürekkebi yok ettiğini düşünüyor ancak arkada delil bırakıyor"Saltı, çok farklı sahtecilik yöntemlerine de rastladıklarını belirterek, "Son dönemde uçan mürekkep kullanılarak sahtecilik yapılıyor. Örneğin A şahsı, B şahsına 1000 lira borçlanmış, evrak imzalanmış. Alacaklı şahıs, bu 1000 lirayı uçan mürekkeple yazmış. Bu mürekkepler kimyasal çözeltilerden oluşuyor, 12-24 saat arasında havayla veya ısıyla temasla yok oluyor." dedi.Elindeki bir kağıda uçan mürekkeple örnek bir not yazan, en geç 24 saatte gözle görülemeyecek kadar silinen yazıya çakmakla ısı veren Saltı, "Elimdeki örneği sabah hazırladım ve miktarı uçan mürekkeple yazdım. Şahıs belgeyi imzalayıp gitti. Alacaklı şahıs, uçan mürekkebin yok olmasıyla birlikte miktarı normal kalemle istediği gibi dolduruyor. 'Her temas iz bırakır' ifadesinden yola çıkarak, sahteci mürekkebi yok ettiğini düşünüyor ancak arkada delil bırakıyor. Biz elimizdeki cihazlarla sahtecinin sildiğini sandığı miktarı görünür hale getiriyoruz." değerlendirmesini yaptı.Saltı, özellikle imza sırasında ve belge tanziminde kişilerin kendi kalemini kullanması gerektiğini sözlerine ekledi.