Devlet Bahçeli'den AP'ye karşı AK Parti'ye çağrı
MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında partililerine seslendi. Gündeminde Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunlar vardı. 'Ekonomi kırmızı alarm veriyor' diyen Bahçeli çözüm seçeneklerini sundu. Bahçeli'nin hedefinde ise Avrupa Parlamentosu vardı. Türkiye'yle müzakereleri geçici olarak dondurma kararı alan AP'ye ateş püsküren Bahçeli, 'AP madem idam cezasını ilişkileri koparmak için bahane ediyor, AKP yarından tezi yok idam kararını geri getirmelidir' dedi.
Anayasa müzakereleri tamamlandı, söz liderlerde
Tuğrul Türkeş: "İdam'a karşıyım"
Konuşmasından satır başları:
Bayrampaşa esnafı yangından sonra ihtiyaçlarının karşılanmamasından şikayetçiler. Bundan dolayı duyduğumuz üzüntüyü belirtiyorum. Hepsine sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Ülke olarak sıkıntılarla perçinlenmiş bir dönemden geçiyoruz. Meselelerimiz birikiyor, sanki yarınsız bir hayatın bütün ağırlığını sırtımızda taşıyoruz. Maalesef bu hal insanların yüzünden açıkça okunuyor. Ülkemiz birçok cepheden saldırıya uğrarken dağınıklığa set çekmek herkesin görevidir.
Düşmanları güldürmeyeceğiz, hainleri sevindirmeyeceğiz, ülkülerimizden dönmeyeceğiz. Türkiye'nin sahipsiz olmadığını göstereceğiz. MHP varken Türkiye'yi ayağa düşürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
MHP yönetiminden teşkilatlara çağrı: 'Sakin olun'
Ekonomik sorunlar
15 Temmuz FETÖ ihanetiyle ülkemizi teslim almak isteyen alçaklar başarısız olunca bu defa sinsi yöntem ve hamleleri devreye aldılar. Aslında bu ülkemizin yabancısı olmadığı karşı bir harekattır. Özellikle ekonomik dengelerle oynanarak, kur üzerinde baskı kurulara, sıcak para kozu kullanılarak Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. Darbe teşebbüsünün püskürtülmesiyle hevesleri kursaklarında kalan ihanet ittifakı ekonomide kriz havası oluşturmak için son günlerde nabız yoklamaktadır.
Biz bunun bir benzerini 2000 ve 2001 yıllarında yaşamıştık. Hatırlarsanız Türk milletine mali ve ekonomik savaş açılmıştı. Bir gecede faiz ve döviz ne yazık ki fırlamış, tüm makro ekonomik parametreler bozulmuştu. Türkiye'nin büyümesini, milli uyanışını çekemeyen kaos mimarları ekonomideki fay hatlarını çatlatmışlardı. Bu durum yıllarca haksız yere aleyhimizde kullanıldı. Yaşanan ekonomik kriz yıllarca peşimizi bırakmadı. Aynı oyun, aynı tertip, aynı tezgah yeniden tedavüldedir. Dün bizi acımasızca eleştirenlere, kriz fırsatçılığı yapanlara bugün ahlaki siyasi bir üslupla yaklaşıyoruz ve diyoruz ki krizden medet ummak millete husumet, Türkiye'ye ihanettir. Hükümet kaybetsin de nasıl kaybederse kaybetsin düşüncesinde değiliz, hiç de olmadık. Çünkü biz Türk milliyetçisiyiz. Bizi diğerlerinden ayıran vasıflardan birisi de budur.
Kolayını tercih edebilir, hükümeti tenkit edebilirdik o zaman tıpkı 2001 ve devamı yıllarda görülen siyasi muhattaplarımızı durumuna düşer, ülkemizin sırtına bir yük de biz bindirirdik.
Elbette ekonomi alarm vermektedir, buna karşı tedbir alınmalıdır. 24 Kasım'da Merkez Bankası dövizdeki artışa karşı üç ayaklı bir strateji geliştirmiştir. Bunlardan ilki, döviz hesaplarına uygulanan zorunlu karşılıklar düşünülerek piyasa 1,5 milyon dolarlık döviz girişi sağlanmasıdır. İkincisi, ihracatçılara kullandırılan kredilerin geri ödemesinde vaade uzatımı ya da döviz yerine TL ile ödeme imkanı getirilmesidir. Üçüncü olarak da beklendiği gibi faiz artışıdır. Bu kapsamda faiz koridorunun üst sınırı 0,25 puan arttırılarak yüzde 8,50'ye çıkarılmıştır. Yüzde 7,50 ile verilen haftalık olarak verilen paranın faizi yüzde 8'e yükseltilmiştir.
Açıkçası Türkiye ekonomisi dar boğaza düşmüştür. Korkumuz odur ki kur, faiz, enflasyon döngüsü birbirini teşvik ederek milletimizi derinden yaralayacaktır. Uluslararası ilişkilerindeki gel-gitler dövizin tansiyonunu canlı tutmakla kalmayıp, belirsizlikleri de yoğunlaştırmaktadır.
Dövizdeki yükselişi tek başına küresel gelişmelerle ifade etmek doğru değildir, daha fazla demokrasi daha çok hukuk daha çok bireysel hak ve özgürlükler diyerek yağma hesabı yapanlara engel olabiliriz.
Milletimiz zam ve vergi artışlarına direne direne güçlükle ayakta durmaktadır. İşte ÖTV zamları bunun en açık kanıtıdır. Vatandaşlarımızın elinde yok, avucunda yoktur. Cep delik, cepken delik, kol delik, kaftan deliktir. Aç yatıp aç kalkanlara dövizlerinizi bozdurun demek mağdur ve mazlum insanlarımızla alay etmektir.
Bir zahmet bankalar daha az kar etsin. Milli gelir pastasından aslan payını alanlar Türkiye'nin bu döneminde ben de varım desinler ve harekete geçsinler.
Terörle mücadele
Terörizmle mücadele çok boyutlu icra edilmektedir. Ülke topraklarıyla birlikte sınır ötesinde süren askeri operasyonlarımız yalnızca ve yalnızca milli güvenliğimizi sağlamaya dönüktür. Ve kesinlikle ara verilmeden devam ettirilmelidir. Ama bu mücadelede şehadet haberleri peşpeşe gelmektedir. Türk milleti varlığını savunurken ağır bedeller ödemektedir. 5'i El Bab Operasyonu'nda olmak üzere 12 fidanımızı şehit verdik. Milletçe yandık, kavrulduk.
Terörle mücadele Türkiye için geri dönüşü olmayan, ihmale gelmeyecek bir süreçtir. Mücadelemiz gerekirse Türk milletinin son ferdine kadar devam etmelidir.
Görülüyor ki Fırat Kalkanı Harekatı El Bab'da yoğunlaşmıştır. 24 Kasım'da bir tankımız havadan hedef alınmış 4 askerimiz şehit düşmüş, 9'u yaralanmıştır. Rusya, Türk askerine ateş açan uçaklarının kendilerine ait olmadığını açıklamıştır. TSK ise katil uçakların Suriye Rejim Güçleri'ne ait olduğunu değerlendirmiştir. 22 Ekim'de El Bab'ın doğusunda kıpırdanan PYD- YPG'yi vurmamızla operasyonlar durmuştu.
Eğer El Bab alınırsa peşinden Membiç alınacak ve YPG'ye ağır bir darbe vurulacaktır. Türkiye'nin asıl amacı Suriye ile askeri rekabet ve çatışma yaratmak değildir. Terör örgütleriyle mücadele edilmektedir.
Başladığımızı bitirmekten başka yolumuz kalmamıştır. Moskova yönetimine düşen de Esad'ı frenlemek, çılgınlıktan alıkoymak, diyalog atmosferini bozmamıştır. Katiller her kimse Türkiye'ye teslim edilmelidir.
Fırat Kalkanı ile terörizmin belini kırmak Türkiye için altın fırsattır.
Bahçeli: HDP’lilerin yargı önüne çıkarılmaları yerinde ve meşru bir karardır
AP'ye tepki
24 Kasım'da Avrupa Parlamentosu yozlaşmış niyetini yeniden göstermiş, aldığı karar tarihe kara bir leke gibi kazınmıştır. Avrupa zihniyeti Türk ve Türkiye düşmanlığını birkez daha teyit etmiştir. 15 Temmuz'da Türkiye'yi görmeyen, duymayan zihniyet Türkiye'nin iç işlerine karışıp, lafta yürüyen müzakerelerin dondurulması için tavsiye kararı almıştır.
3 Ekim 2005'te başlayan üyelik müzakereleri resmen değilse bile fiilen kesintiye uğramıştır. Avrupa Parlamentosu'nın sefil kararının hukuki bağlayıcılığı olmadığı gibi milletimiz nezninde de hiçbir hükmü yoktur. 37'ye karşı 479 oyla alınan bu sakat karar AB'nin yanlı tavrını dışa vurmuştur.
AP madem idam cezasını ilişkileri koparmak için bahane ediyor, AKP yarından tezi yok idam kararını geri getirmelidir.
15 Temmuz'da Ankara suikaste uğradı, gazi meclise bombalar yağdı. AP ne konuşuyor, kime ne anlatmaya çalışıyor? Türkiye iç savaşa mı girseydi? Bu ne utanmazlıktır?
AB, 53 yıldır bizi oyalıyor üstelik FETÖ, PKK gibi terör örgütlerine zırh oluyor. Onları pışpışlıyor. Sudan bahanelerle Türkiye'yi hizaya sokmak için bekliyor.
Mülteci sorunu
İnsanların seyahat özgürlüğünü kısıtlamak doğru olmayacaktır, bırakalım giden gitsin. Türkiye Avrupa'nın toplama kampı değildir. Avusturya Parlamentosu'nun Türkiye'ye silah ambargosu kararı tam bir utanç vesikasıdır. Bu ambargonun gerekçesinde diyorlar ki Türkiye silahlarını muhaliflerine kullanabilir. Hitler'in anavatanı neyi kast etmektedir? Avusturya terörizmin beşiğini sallayan ülkelerden birisidir, bu nettir. Anlaşılan at sırtında Viyana'ya kadar gidişimizin sarsıntısı hala atlatılabilmiş değildir.
Anayasa değişikliği
Anayasa değişikliği üzerine önerileri MHP'ye ulaşmıştı. MHP değerli bir hukukçu kardeşimizi bu konuda görevlendirmiş ve AKP'nin aynı anda görevlendirmiş kişisiyle çalışmalarını sürdürmüştür. Önemli ölçüde mesafet kat edilmiştir. Yakın bir süre içinde bir iki pürüzde aşıldıktan sonra TBMM Anayasa Komisyonu'na geleceğini umut ediyorum.
Başbakanla görüşme ihtimali kuvvetlidir. Pürüzleri kendisine bizzat ileteceğim.
Türkeş'e yanıt
Değerlendirmeyi AKP'ye bırakıyorum. Özellikle 64. hükümetin kuruluşu sırasında MHP'nin genel başkan yardımcısı görevini üstlenirken, Davutoğlu hükümetinin başbakan yardımcısı olma görevini Davutoğlu anlatırsa zannediyorum bunu da anlatmış olur.
OHAL'in uzatılması
Terör örgütleri atılıncaya kadar sürmeli.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
-
Depremleri önceden bilmek mümkün mü? Türk araştırmacı geliştirdi! O sistemi anlattı
HABER || Ahmet Özer tutuklandı! İddiaları reddetti: Konuşma dökümü ve hesap hareketleri
Kanımız dondu! 6 yaşındaki Şirin Elmas'ın öldürüldüğü ortaya çıktı: Cinayeti itiraf etti
HABER || Meteoroloji'den yeni uyarı: Sıcaklıklar 9 derece düşecek
Tam tamına 1800 yıllık! Yıllarca 'tarih'in üzerine oturmuşlar