'BUHAR OLUP UÇTU SANKİ'
Eşi iş insanı olan Pınar Karayılan, kasasında 9 set, altın kemer, eşinin 50 bin dolar değerindeki altın saati, 60 tam altın, 12 bilezik ve pırlanta setinin bulunduğunu ve maddi değerinin 10 milyon TL civarında olduğunu ifade etti. Mahkeme yolu ile hakkını arayacağını belirten Karayılan, "'Benim yıkılan Emre Apartmanı'nın altındaki bankada 17 yıldan bu yana kiralık kasam vardı. Bu kasada düğündeki takılarım ve sonra aldığımız ziynet eşyalarımı muhafaza ediyordum. Çocuklarıma biriktirdiğim annem ve erkek kardeşimden de emanet aldığım altınları da burada muhafaza ediyordum. 6 Şubat depreminde burası zaten yıkıldı. Yıkıldıktan sonra buraya geldik. 2'nci gün bankanın enkazına ulaşılmıştı. Burada olağanüstü bir güvenlik önlemi de vardı. Buraya kimseyi yaklaştırmadılar. En son banka müdürlerinden birisine ulaştık ve bize hiçbir kaybımızın olmayacağını söyledi. 3 ay boyunca biz kasadaki ziynet eşyalarımızın hangi şubede olduğunu bile bilemedik. 3 ay sonra bankadan aradılar ve bazı kasalarda hasar olduğunu söylediler. Bu sürede bizden kasamızda neler olduğuna ilişkin detaylı bilgiler istediler. Hangi ziynet hangi kutuda, kaç gramdı şeklinde detaylı bilgiler istediler. Ben kasada sakladığım ziynet eşyalarının seri numaraları ve sertifikaları ile fotoğraflarını ilettim. Bunların değeri 10 milyon TL civarında. Fakat bize kasamızın bulunduğunu ancak içerisinde ziynet eşyasına ulaşılamadığı söylendi. Buharlaşıp uçacak hali yok, bunlar nerede merak ediyorum. Bir parçası bile çıkmadı, buharlaşıp uçtu sanki. O kasayı korumak bankanın sorumluluğundaydı. Biz savcılığa suç duyurusunda bulunup avukatımız aracılığı ile dava açtık" diye konuştu.
'BU KONUDA YARGITAY'IN KARARLARI NET'
Pınar Karayılan'ın avukatı Mehmet Özcan ise konuyla ilgili savcılık ve BDDK'ya şikayette bulunduklarını belirterek, yaklaşık değeri 10 milyon TL olan altınların iadesi için dava açtıklarını söyledi. Mehmet Özcan, Yargıtay'ın bu konularda çok açık emsal kararlarının olduğunu ifade ederek, 1999 yılındaki depremlerde bunun örneklerinin olduğunu dile getirdi. Özcan, şöyle konuştu: