Tatbikatı gururla izlediklerini ifade eden İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, “Hem her türlü doğal afete çok açık bir coğrafyada yaşıyor olmamız hem de özellikle son yıllarda yaşadığımız düzensiz göç hadiseleri, bizim bu tür arama ve kurtarmalara her zaman devletimizin bütün unsurları ile hazır olmamızı zorunlu kılıyor. Hem orman yangınlarında hem depremlerde hem sel felaketlerinde arama kurtarma faaliyetlerinde bütün unsurlarımızın tam bir uyum içerisinde çalışmasını sağlamamız lazım. Dünyanın özellikle son yıllarda artan şekilde yaşadığı göç dramları karşısında sizin komşularınız denizde yakaladığı göçmenleri acımasızca suya atabiliyorsa, onların hayati tehlikelerini hiçbir şekilde düşünmeden geri itebiliyorsa ya da kışın dondurucu soğuklarında onları çırılçıplak soyup ormanlara atabiliyorsa bizim güçlü devlet olmamız, sahip olduğumuz medeniyet değerlerimiz o insanlara elimizi uzatmayı ve onları kurtarmayı hem insanlık hem de vicdan borcu olarak önümüze bir görev olarak getiriyor. Biz de bu görevlerimizi hem vatandaşlarımıza karşı hem ölümle burun buruna kalmış insanlara karşı, hiç kimsenin dinine ve rengine bakmaksızın, onları hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın kurtarmak ve Cenab-ı Allah takdir ettiği kadar nefes almalarına yardımcı olmak üzere sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı ekiplerimiz, olağanüstü bir gayretle bütün insanlığa insanlık dersi verircesine çok büyük fedakarlıklarla her yıl binlerce canı kurtarıyor. Bu görevlere hazır olmalarının en etkin yolu da bu tür tatbikatları sıklıkla ve hep birlikte yapabilmemiz" diye konuştu.