Demirtaş: Savcılar bize davetiye göndermesin, gelmeyeceğiz
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Savcılara çağrı yapıyorum, bize davetiye falan göndermeyin kardeşim. Gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz. AKP'nin hukuk komisyonlarına gidip ne ifade vereceğiz?" dedi.
Selahattin Demirtaş, HDP Antalya İl Başkanlığı'nın düzenlediği iftar programına katıldı. Buradaki konuşmasında, tarihi bir dönemden geçtiklerini ifade eden Demirtaş, ülkenin enkaza döndüğünü ve her gün giderek de mezarlığa dönüşen bir ülke gerçeği ile karşı karşıya olduklarını söyledi.
Demirtaş: Siyasi öç alma operasyonudur
"Yüksekova, Cizre, Silopi, Nusaybin, Şırnak yıkılmış, yakılmış, virane kentlere dönüşmüş" diyen Demirtaş, "Zannediyorlar ki oralar yakılıp yıkılınca ülke zarar görmeyecek, sadece orası zarar görecek. Geri dönüp bakın Antalya viraneye dönüşüyor. İzmir, İstanbul viraneye dönüşüyor. Bunların hepsi yanlış politikaların sonuçları. 78 milyon olarak hepimiz bunun her gün zararını görüyoruz. Her gün acısını çekiyoruz. Defalarca çağrı yaptık. Bu tür sorunların çözüm yolu el ele vermektir" şeklinde konuştu.
"IŞİD anlayışı Türkiye'de hakim olmaya başladı"
Birbirini düşman, vatan haini görüp, tehdit olarak ilan etmenin çözüm olmadığına vurgu yapan Demirtaş, IŞİD anlayışının Türkiye'de hakim olmayana başladığını dile getirerek, "Tehlike her zamankinden daha ciddi" dedi.
Demirtaş'tan 'TAK dağıtılsın' açıklaması
"Yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibi"
Sözü başkanlık tartışmalarına getiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Mevzunun ve meselenin bir başkanlık mevzusu, meselesi olmadığını herkes artık anlamıştır herhalde. Bir diktatörlük rejimi inşa etmek, bir saltanat, bir aile devleti, damadıyla çocuğuyla, çoluğuyla, yandaşıyla bütün Türkiye'nin nimetlerini ele geçirme, devleti kendi çıkarlarına, kendi hizmetine sokabilme mücadelesi var ortada. Başkanlık mücadelesi falan değil. Yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibi, kamyonun kasasında bütün Türkiye toplumu, direksiyonda saraydaki zat, ehliyeti yok, diploması yok, ülkeyi kamyonla birlikte uçuruma götürecek. Israrla, inatla kendi saltanatını bu ülkenin başına bela edene kadar, kendi hanedanını sarayda kurana kadar devam edecek. Her gün yeni bir gerilim, her gün yeni bir çatışma alanı arıyor. Çatışma, gerilim olmadan sarayda bir gün bile kalamayacağını biliyor artık. İlle kan dökülecek. İlle insanlar birbirlerini boğazlayacak. İnsanları, tahrik ederek, tehdit ederek, birbirlerine karşı provoke ederek kendisine oy vermiş olanları, kendisine oy vermeyenlere karşı kışkırtarak ayakta kalabiliyor."
Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'ın fezlekeleri savcılıkta
"Seni halk getirdi, tepetaklak halk götürecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştirilerini, "Seni halk getirdi, tepetaklak halk götürecek. Ondan eminiz, ondan şüphemiz yok" sözleriyle sürdüren Demirtaş, Erdoğan'ın etrafında geçmişten artık yol arkadaşı kalmadığını söyledi. Demirtaş, "Arkadaşını satandan, yoldaşını, yol arkadaşını satandan memlekete hayır gelir mi? Onun artık satmayacağı hiçbir değeri yoktur artık" dedi.
Selahattin Demirtaş'tan Altan Tan'a yanıt
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasayı kendi yetkilerini artırmak için istediğini ifade eden Demirtaş, "Bütün üst yargıyı kendine bağlamak istiyor. Üniversiteler zaten kendisine bağlandı. Bütün rektörler saraya biat ettiği sürece görevde kaldı. Türkiye Cumhuriyetinin en kapsamlı valiler kararnamesini geçen ay gördük. 50 vali bir gecede yer değiştirdi. Çoğu görevden alındı. Yerlerine yenileri atandı. Onların da suçu ne? Fukara Davutoğlu gibi yüzde 99 biat etmiş valilerdi, onları aldı yerlerine yüzde 100 biat eden valiler koydu. Bir gecede 3 bin 600 hakim savcının yerini değiştirdiler. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok" şeklinde konuştu.
Demirtaş: Yükselen gerilim etnik savaşa dönüşebilir
"Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim"
Demirtaş dokunulmazlıkların kaldırılması ile haklarındaki dosyaların savcılığa intikal ettirildiğini de hatırlatarak, şunlardı söyledi:
"Ben savcılara çağrı yapıyorum. Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim. Gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz. Kendi ayağımızla gelip size ifade vermeyeceğiz. Yargıya saygısızlığımızdan değil, ortada saygı duyulacak bir yargı olmadığındandır. AKP'nin hukuk komisyonlarına gidip ne ifade vereceğiz? AKP'den emir alan mahkemelere neyin ifadesini vereceğiz? Tek bir milletvekiline dokunulduğu anda meydanlar, alanlar sizin için meşrudur. Protesto hakkı anayasal bir haktır. İradenize her yerde sahip çıkmalısınız. Dokunulan sizin iradenizdir. Benim değil. Kararlı bir şekilde geri adım atmayın. Üstünüze gelecekler. Bunlar üst akılın oyunudur falan filan diyecekler. Saraydaki ayak seslerinizden camlarının titrediğini görünce korkacak ve daha fazla saldırın diyecek. Geri adım atmayın. Gün öyle bir gündür."