hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Davutpaşa davasında karar çıktı

    Davutpaşa davasında karar çıktı
    expand

    Davutpaşa'da 2008 yılında 21 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan patlamaya ilişkin davada karar çıktı. 2 belediye görevlisine 7,5 yıl hapis cezası verilirken, binanın sahibi 2 kardeş de 5 yıl hapis cezası aldı. Aralarında Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da bulunduğu 3 sanık ise beraat etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Zeytinburnu'nun Davutpaşa semtindeki bir iş merkezinde meydana gelen patlamaya ilişkin 10 sanığın yargılandığı davada mahkeme, 2 sanığın 7 yıl altışar ay hapis, 2 sanığın 30 bin dörtyüzer lira adli para cezası, 2 sanığın beşer yıl hapis, 1 sanığın da 18 bin 200 lira adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme, aralarında Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da bulunduğu 3 kişinin ise beraatine hükmetti.

    Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Şevket Yıldırım ve Hasan Altay katıldı. Sanık avukatları, müdahil ailelerin avukatları ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da duruşmada hazır bulundu.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, duruşmada tablet bilgisayarını açması üzerine, mahkeme başkanı Ferşat Aydın tarafından uyarıldı. Bunun üzerine Tanrıkulu, ses ve görüntü kaydı almadığını, fotoğraf çekmediğini, dolayısıyla suç işlemediğini belirterek, "Ben buradan UYAP'a giriyorum, yasaya bakıyorum yasak değil. Bunu nasıl engellersiniz. Kapatmayacağım" diye cevap verdi.

    Mahkeme başkanı Aydın da iletişim araçlarının kapatılması için ara karar aldı ve bunun üzerine duruşmada cep telefonu ile tablet bilgisayar kullanımı yasaklandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ara karardan sonra, mahkeme başkanı Aydın, bir önceki celse savcının esas hakkındaki mütalaasını verdiğini anımsatarak, mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için müştekilere, sanıklara ve avukatlara söz hakkı verdi.

    Söz alan müştekiler, tüm sanıklarla ilgili şikayetlerinin devam ettiğini aktararak, cezalandırılmalarını istedi.

    Bazı müştekilerin avukatı Gökhan Küçük de çalışma koşullarının eksikliğinden dolayı aynı bölgede 2 gün önce bir patlamanın daha meydana geldiğini ve 3 kişinin öldüğünü, 1947'den bu yana 80 bin kişinin, 2010'dan bu yana da 10 bin 500 kişinin iş kazasında öldüğünü ifade ederek, "Aylar, yıllar geçmesine rağmen, aynı acılar, aynı hikayeler, aynı manşetler ama ölen ise biziz" dedi.

    Küçük, zabıtaların, patlamanın meydana geldiği maytap atölyesini denetlemediğini, önlem alınsaydı bu olayın önlenebileceğini savundu.

    Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın 1994 yılından bugüne kadar ilçenin belediye başkanı olduğunu söyleyen Küçük, şunları kaydetti:

    "Belediye başkanı her şartta, her olayda sorumludur. Bilirkişi raporunda Murat Aydın kusursuz bulunmuştur. Murat Aydın'ı nasıl kusursuz bulursunuz? Buna 'bilirkişi terörü' diyoruz. Mevzuata değinmeden, rapor oluşturmuşlar. Belediye, olayın meydana geldiği yerin sanayi bölgesi olduğunu biliyor, risk analizi yapıyor. Dolayısıyla belediye başkanının sorumluluğu, söz konusudur. Atölye çalışanı sanık Hasan Altay hariç, diğer tüm sanıklardan şikayetçiyiz."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Diğer müşteki avukatları da sanık Hasan Altay hariç tüm sanıkların cezalandırılmalarını istedi.

    Söz alan sanık Hasan Altay, "Suçum varsa, ben de cezamı çekmek istiyorum, suçum var ise cezama razıyım. Bu kadar halkın ölüleri var, yaralıları var. Ben de 7 yıldır yaralıyım, hala iyileşemedim. Beraatimi istiyorum" dedi.

    Diğer sanık Şevket Yıldırım da 2004-2007 yılları arasında Zeytinbunu Belediyesinde İmar ve Şehircilik Müdürü olarak çalıştığını, olaydan önce bu görevinden ayrıldığını, binanın yapıldığı tarihte de olayın meydana geldiği tarihte de görevde olmadığını, bina ile ilgili hiçbir evrakta imzasının bulunmadığını ileri sürerek, beraatini talep etti.

    Davayı karara bağlayan mahkeme, tutuksuz sanıklar Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış ve iş yeri çalışanı Hasan Altay hakkında, isnat edilen suçun yasal unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mahkeme, tutuksuz sanıklar Feruz Kutsal ile Rüstem Tekin'in "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet verme" suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 7 yıl 6 aya düşürülmesine hükmetti.

    Tutuksuz sanıklar Servet Kırna ile Şevket Yıldırım'ın "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet verme" suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, sanıkların duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 4 yıl 2 aya indirilmesine ve cezalarının günlüğü 20 liradan 30 bin 400 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.

    Mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği binanın sahipleri Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkında da "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet verme" suçundan 6 yıl hapis cezasına hükmederek, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 5 yıla düşürülmesini kararlaştırdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanık Hatice Küçükakyüz'ün de "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıl hapsine hükmeden mahkeme heyeti, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak, cezanın 2 yıl 6 aya indirilmesine ve günlüğü 20 liradan 18 bin 200 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.

    Davutpaşa'da, Emek İş Hanı'ndaki ruhsatsız havai fişek atölyesi olduğu belirtilen bir iş yerinde, 31 Ocak 2008'de meydana gelen patlamada 21 kişi hayatını kaybetmiş, 115 kişi yaralanmıştı.

    31 Ocak 2008 yılında 21 işçinin hayatını kaybettiği Davutpaşa patlaması ile ilgili davanın karar duruşmasında aileler açıklama yaptı. Sabah saatlerinde başlayan 10 sanıklı davaya öğle saatlerinde ara verildi.

    Ailelerin tek beklediği adalet

    Öğle arasında Bakırköy Adalet Sarayı bahçesinde bir araya gelen aileler adalet taleplerini dile getirerek basın açıklaması yaptı. Aileler adına konuşan avukat Gökhan Küçük 6 yıl önce meydana gelen patlamanın olduğu yerin Topkapı Sanayi bölgesi olarak adlandırıldığını söyleyerek "Yaklaşık 170 tane sanayi kuruluşunun, 10 bin tane irili ufaklı işletmenin olduğu bir yer. Dolayısıyla mevcut risk belirli. Bir idareci, belediye, belediye başkanı olarak mevcut statejik planlamanız içinde bu bölgedeki riskleri telafi etmek ve önlemekle yükümlüsünüz. Dolayısıyla gerek iddia makamının gerek savcının Zeytinburnu Belediye Başkanı'nın kusursuz olduğu yönündeki mütalaasına bu açılardan itiraz ettik" dedi.

    Ailelerin tek beklentisinin "adalet" olduğunu vurgulayan Avukat Küçük, geçtiğimiz cumartesi günü yine Zeytinburnu'nda bir ambalaj atölyesinde meydana gelen patlamayı hatırlattı. Küçük şöyle konuştu: "Bu Türkiye'deki mevcut işleyişin, mevcut denetimsizliğin göstergesi. Davutpaşa'daki patlamanın olduğu yerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi sorumlu. Oraya hizmet götürenler bundan sorumlu".

    "Sevdiklerimizi geri getiremeyeceğiz"

    "Davutpaşa'yı unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankart açan aileler adına Hakkı Güleç söz aldı. 2008 yılından bu yana adalet mücadelesi verdiklerini belirten Güleç, "Sevdiklerimizi geri getiremeyeceğiz. Ama bu ülkede iş cinayetlerine son vermek için bu adalet mücadelesini çok önemsedik. Davutpaşa davası bir emsal, diğer iş davalarına da örnek olsun. Bu ülkede caydırıcı cezalar olmadığı sürece işçiler ölmeye devam ediyor" dedi. Bu davanın diğer davalara ışık tutmasını istediklerini ifade eden Güleç "Kesinlikle Zeytinburnu Belediye Başkanı'nın bu davadan beraatını kabul etmiyoruz. Bilirkişi raporunda sorumlu bunan bütün sanıkların eksiksiz bir şekilde yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

    Cezalar caydırıcı olmadığı sürece bu cinayetler devam edecektir

    Ailelere destek amacıyla davayı takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu:

    "Türkiye'de iş cinayetleri kaza değil, bilinçli işlenen, devam eden cinayetlerdir. Sadece geçen yıl 1200 işçi yaşamını yitirdi. Her yıl 2 binden fazla işçi iş göremez hale geliyor. Bunun nedeni sistemdir. İşvereni koruyan, iş güvenliğinden yoksun, sigortasız, taşeronla çalışılan ortamdır. Cezalar caydırıcı olmadığı sürece, kurumlar etkin bir şekilde çalışmadığı sürece bu cinayetler devam edecektir" dedi. Açıklamanın ardından CHP milletvekili Tanrıkulu, CHP'li Belediye Meclis üyeleri ve aileler karar duruşması için mahkeme salonuna geçti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow