Davutoğlu: "Türkiye-AB ilişkileri donabilir"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kıbrıs Rum Kesimi'nin Kıbrıs'taki müzakereleri geciktirerek, tek taraflı olarak AB dönem başkanlığını alması durumunda Türkiye-AB ilişkilerinin donma noktasına geleceğini söyledi.
Davutoğlu bu durumda, Türkiye'nin Rum yönetiminin dönem başkanlığını muhatap almasının söz konusu olmayacağını bildirdi.
Davutoğlu Ukrayna Dışişleri Bakanı Konstantin Grişçenko ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Kıbrıs'taki müzakere süreci ile ilgili soru üzerine, Kıbrıs'taki amaçlarının bir an önce çözüme ulaşılması ve Temmuz 2012'deki Rum tarafının AB dönem başkanlığının ortaklaşa üstlenilmesi olduğunu söyledi.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bu olmazsa, Kıbrıs Rum tarafı bu müzakereleri geciktirerek gelecek sene 2012 Temmuzunda tek taraflı olarak dönem başkanlığını alırsa bu sadece Adada bir çözümsüzlük anlamına gelmez aynı zamanda Türkiye ile AB ilişkilerinin tıkanıklığın ötesinde donma noktası anlamına gelir. Bunu açık bir şekilde Sayın Stefan Füle'ye de söyledim. Biz Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin çözüm olmadan üstleneceği bir dönem başkanlığında Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin sürdürülebileceği kanaatinde değiliz.
Yani o dönem için bizim herhangi bir şekilde Güney Kıbrıs Rum yönetimi dönem başkanlığını muhatap almamız söz konusu değildir. Bu tıkanıklığı aşmanın tedbirlerini de şimdiden almalıyız. Bu tedbir de açık şekilde çözümün bu sene sonuna kadar gerçekleşmesi ve gelecek sene içinde karşılıklı onaylarla yeni Kıbrıs devletinin dönem başkanlığını alması. Bu iki vizyon arasında bir tercihle karşı karşıyadır AB ve Kıbrıs Rum yönetimi."
"Çünkü gerçekten Türkiye-AB ilişkilerinde stratejik kararlar alma vakti gelmiştir" diyen Davutoğlu, Türkiye için bu kararın açık olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet programını bu konuda açık şekilde bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Davutoğlu, bu konudaki kararlılığın AB Bakanlığı kurularak da gösterildiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bir tarafta sürekli inisiyatif alan Türk tarafı var, diğer tarafta da konuyu zamana yayma teşebbüsünde olan ve bu yolla AB'de adanın tümünü temsil edecek şekilde dönem başkanlığını üstlenme çabası içinde olan Rum tarafı var. Çok açık yine söylüyorum, bizim hedefimiz Kıbrıs'ta çözüme ulaşılması ve dönem başkanlığının barış sonrası oluşacak yeni Kıbrıs devleti tarafından, Türklerin de içinde olduğu Kıbrıs tarafından üstlenilmesi. Bu olursa bütün yollar açılacak, hem kapsamlı çözüme ulaşılmış olur, hem yeni Kıbrıs devleti Türklerin de içinde bulunduğu şekliyle Türkiye-AB ilişkilerinde büyük bir atılım yapma imkanı olacak, hem de AB'nin Türkiye ile geliştirdiği stratejik vizyon hayata geçirilmiş olacak.
Ancak aynı kararlılığın AB tarafından da gösterilmesi lazım. Bu noktada iki önemli engel var: Birisi Kıbrıs konusunda maalesef hala bir çözüme ulaşılamamış olması ve AB'nin tek taraflı olarak siyasi bir parametre olarak Kıbrıs konusunu bazı fasıllarla irtibatlandırmış olması. İkinci engel de başta Fransa olmak üzere bazı ülkelerin tutumları. Bu tıkanıklığın aşılmasının kilidi, anahtarı bir anlamda Kıbrıs'ta alınacak mesafedir."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
HABER || Tek tıkla tuzak! Hayatının şokunu yaşadı: Ceren aslında Bülent çıktı...
Yunan Basınından İlginç Karşılaştırma: Bayraktar KIZILELMA ve Rafale Karşı Karşıya | SON DAKİKA
2025’te Terör Sorunu Bitecek Mi? Yeni Süreçte Öne Çıkan Başlıklar | Abdulkadir Selvi yazdı...
Jandarma ve sahil güvenlik astsubay alımı başvuru tarihleri ve kadro dağılımı 2025
SON DAKİKA HABERİ: Yeni yılda otoyol, köprü geçiş ve tren bilet ücretleri belli oldu