Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni sistemi anlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ilk kez anlattı. Yeni sisteme göre bakanlık sayısı 16'ya inecek, 9 da kurul oluşturulacak. Erdoğan, cumhurbaşkanı yardımcısı sayısına ilişkin de, "Parlamentodaki sayı, bizim de tabii başkan yardımcılıkları noktasındaki kararımızı etkileyecektir. Bütün mesele, en ideal şekilde böyle bir yapıyı ortaya koymak ve bu ideal yapıyla da inşallah ülkemizi yönetmek" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Yeni Havalimanı'nda gerçekleştirilen A Haber - ATV ortak yayını "Cumhurbaşkanı İle Gündem Özel" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Muhalefetin AK Parti döneminde yapılan projeleri "yıkma", "durdurma" vaatlerinin olduğu hatırlatılarak, bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine Erdoğan, "yıkım" söylemlerinden en ilgincinin "Sarayı başına yıkacağım" ifadesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Sarayı başına yıkacağım) diyor. Bu saray kimin? Benim mi? Bu saray milletin. Bu sarayı geldiler bombaladılar. Kim bombaladı? FETÖ'cüler. Demek ki sen de o bombalayanlardansın. O çevrede 29 şehidimiz var, yaralılar 36. Ne farkın var senin onlardan?" ifadelerini kullandı.
Aynı kişinin (Muharrem İnce) "Kanal İstanbul'u durduracağım" dediğini aktaran Erdoğan, "Bir yapacağın iş göster, bir eser göster. Gidiyorsun BMW'yi geziyorsun. Güzel, bir şeyler öğrenirsin belki." diyerek, yerli ve milli otomobil yapımı için bu sektörün içinde bulunan 5 firmayı bir araya getirmek suretiyle bu adımı attıklarını dile getirdi.
"Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı"
Erdoğan, Amerikan Senatosu'nun F-35'lerle ilgili kararını hatırlatarak, "Biz şu ana kadar 800 milyon dolar ödemişiz. Uluslararası bir ahlak, hukuk var. Gerçi bugün devir teslim bir tanesiyle ilgili var ve pilotlarımız orada test uçuşlarına katıldılar. Ben bu işin onların arzu ettiği gibi olacağını zannetmiyorum, bunun Sayın Trump'tan döneceğine inanıyorum. Oldu, olmadı ayrı mesele ama bununla dünya durmuyor. Biz bununla ilgili alternatifleri de üretiriz ama Türkiye senin NATO'da stratejik müttefikin, stratejik ortağın olan Türkiye'ye karşı bu tür bir yanlışa Amerika'nın tevessül etmesi, bir defa Amerika'nın kaybınadır. Biz Türkiye olarak şu ana kadar kararlılığımız neyse, bundan sonra bu kararlılığımızı gösteririz. Oradan olmazsa bir başka yerden olur. Daha da olmazsa biz kendi uçağımızı üretir hale de geleceğiz. Şu anda onun da çalışmalarını yapıyoruz." diye konuştu.
Şu anda Türkiye'nin İHA, SİHA üretiminin yanında bir başka uçak üretimini de gerçekleştirdiğine işaret eden Erdoğan, bu uçağın 4,5 ton ağırlığında, insansız olduğunu ve 1,5 ton bomba taşıma özelliğinin bulunduğunu aktardı.
İstanbul Yeni Havalimanı
İstanbul Yeni Havalimanı'nın adının sorulması üzerine Erdoğan, bununla ilgili şu anda herhangi bir isim belirlenmesinin söz konusu olmadığını, bu konuyla ilgili pazar günü gerçekleştirilecek seçimin ardından bir sürecin başlayabileceğini anlattı.
"Bu havalimanına neden karşı çıkıyorlar?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Dünyada siyasi tarihe baktığımızda, özellikle bu komünist rejim mensupları veya heveslileri, hiçbir zaman bu tür yatırımlara taraftar olmazlar. Sonlara doğru onlar bile aslında bu işe alıştılar. Çok ideal yatırımları, altyapıda yaptılar. Örneğin SSCB'nin altyapı yatırımları, gerçekten çok muhteşemdir. Oralarda 4 gidiş, 4 geliş yollar görürsünüz. Havalimanları öyle. Ama bizdekiler, onlar gibi dahi olamadılar. Onları dahi yakalayamadılar. Bay Kemal konuşuyor. Sabiha Gökçen ile alakalı konuşuyor. Sabiha Gökçen'i, bizden önceki iktidar yaptı. Ellerine sağlık ama işletemedi. O, ona bile karşı çıkıyor. Teşekkür et be. Biz geldik, Sabiha Gökçen'i biz işlettik. Sonra ne oldu? Sabiha Gökçen, ihtiyaca cevap veremez hale geldi. Veremez hale gelince, biz yeni bir terminal binası daha yaptık. Şimdi yeni bir pist daha yapıyoruz. Sabiha Gökçen ihtiyaca cevap veremez durumda olmanın yanında, terminallerle de güçlendirildi. Ama şu anda sorun Bay Kemal'e 'Sabiha Gökçen'de ne yapılıyor?' diye, haberi yoktur."
Sabiha Gökçen'i dünyaya açtıklarını, Malezya sermayesinin Sabiha Gökçen ile Türkiye'ye girdiğini ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bundan bile haberinin olmadığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"O meydanlardaki o Gezici takımlar var ya bunların hali bu. Bir dikili ağacınız, bir dikili taşınız olsun. Yok bunlarda böyle bir şey. Şu altında bulunduğumuz çatıda şu ana kadar çalıştırılan insan sayısı 32 bin kişi. Tam manasıyla işletmeye girdiği andan itibaren burada istihdam edilecek insan sayısı 100 bin. Niye bu insanların ekmeğine karşı çıkıyorsunuz?"
Erdoğan, İstanbul Yeni Havalimanı 29 Ekim'de işletmeye açıldığı andan itibaren Atatürk Havalimanı'nı Millet Bahçesi'ne dönüştürmek için çalışmaya başlayacaklarını söyledi.
İstanbul Yeni Havalimanı'nın ihtiyacı rahat rahat göreceğini ifade eden Erdoğan, "Bu konuyla ilgili olarak da biz artık çevreci, bu noktada da devrimci bir ruha sahibiz. Bununla beraber biz tüm dünyaya bir mesaj vereceğiz. Biz aynı zamanda çevreciyiz. Biz aynı zamanda yeşili şehrin içine işliyoruz. Bütün bunlarla beraber, orada müze noktasında bunları da gerçekleştireceğiz. Havalimanımızı da en güzel şekliyle tüm dünyanın ve insanlığın hizmetine sunacağız." diye konuştu.
Kandil operasyonu
Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu'nun, Kandil Harekatı'na yönelik eleştirilerinin hatırlatıldığı Erdoğan, Karamollaoğlu'nun bu yaklaşımları karşısında çok üzüldüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan Bay Kemal 'istihbaratım yok ki' falan diyor. Yoksa o zaman istihbaratı olana saygı duy. Şu anda biz bundan bir hafta olmadı daha 20 uçakla 10 noktayı, istihbaratımızın verdiği koordinatlar çerçevesinde vurduk. Başarılı bir operasyondu ama Temel Efendi, 'Boş dağları vuruyorsunuz, vuracaksınız' diyor. Geçen gün yeni bir operasyon yaptık. Bu operasyonda da yine istihbaratımız, bunların lider kadrolarının toplantı halinde oluşlarının bilgisini verdi ve onları toplantı halinde uçaklarımız vurdu ve 35 lider kadrodan bunların adamı öldü, etkisiz hale geldi. ."
Erdoğan, Kandil'in salt Kandil olmadığını, burada Sincar'ın da bulunduğunu, bu konuda Irak Merkezi Yönetimi'yle de irtibatlarının devam ettiğini anlattı.
Yeni sistemi anlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ilk kez anlattı.
Yeni sistemin, demokrasinin ve cumhuriyetin temel niteliği olan güçler ayrılığını asla zayıflatmayacağını tam tersine daha da güçlendireceğini belirten Erdoğan, parlamenter sistemde, hükümet meclis çoğunluğu içinden çıktığı için pratikte yasama ve yürütmenin aynı gücün kontrolünde olduğunu, hükümet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin, meclis genel kurulundan geçme şansının olmadığını söyledi.
Yeni sistemle hükümet ile meclisin irtibatını koparacaklarını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu pratik işleyişi biz bozduk. Yeni sistemde hükümetin, bütçe dışında meclise kanun tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor. Kanun teklifi yetkisi sadece milletvekillerine ait. Dolayısıyla milletvekilleri ve meclis, tarihimizde ilk defa kendi iradeleriyle yasama çalışması yapma imkanına kavuşuyor. Meclisi hükümeti denetim araçları daha da güçlendirilmiş olarak devam ediyor. Yargı da bu denge içinde çok daha sağlıklı bir çalışma imkanını bulacak. Yüksek yargı organlarının üye seçiminin bir kısmının cumhurbaşkanı ile meclis arasında dağıtılmış olması, bu dengeyi daha da güçlendiriyor. Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak. Kimse diğeri üzerinde asla tahakküm kurmaya çalışmayacak."
"Dünyadaki yönetim modellerini inceledik"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin patentinin kendisine ait olduğunu, bundan dolayı da çok eleştiri aldığını ifade eden Erdoğan, "Adeta 'bir anonim şirket gibi devleti yönetme kabiliyeti' demişimdir. Bundan niye çekiniyoruz? Devleti yönetelim ki hızla mesafe alalım." dedi.
"Bu yönetim biçimiyle ne değişecek?" sorusu üzerine Erdoğan, yeni yönetim modelinde yürütmenin çok daha hızlı, pratik ve sonuç odaklı hareket etmeye imkan sağladığını belirtti.
Bunun için bakanlıkların sayısını azaltmak, işlevselliğini arttırmak ve verimliliğini arttırmak için bazı birleşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin başbakan olduğum zaman 37 bakanlık sayısı vardı. Bu sayıyı 26'ya indirdik. Şimdi ise bunu 16'ya indiriyoruz. Adalet Bakanlığı,İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Ekonomi noktasında 6 bakanlık var. Orada çok önemli bir adım atarak bunu da Ticaret Bakanlığı'na dönüştürüyoruz. Üç bakanlığı bir araya getirmiş oluyoruz. Ekonomi yönetimi böylece sadeleşmiş oluyor. 6 olan ilgili bakanlık sayısını 3'e indiriyoruz. Burada ekonomi yönetimi üretim, finans ve ticaret sac ayaklarına oturtuluyor. Yatırım ofisiyle büyük yatırımlar desteklenerek Türkiye cazibe merkezi haline getiriliyor. Finans ofisiyle, İstanbul Dünya Finans Merkezi projesi yürütülüyor."
Böylece yeni yapıda, bakanlıkların yanı sıra politika önerileri geliştirilerek icrai faaliyetleri izleyip raporlayacak 9 kurul oluşturduklarını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada, bu 9 kurul, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Hukuk Politikaları Kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Ekonomi Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu. Bunlar tabii Cumhurbaşkanı ile birebir çalışacak olan kurullar aynı zamanda da bakanlara bunlar Feedback (geri bildirim) verecekler. Böyle de bir özellikleri olacak. Tabii bu arada bir başka adımı da şöyle atıyoruz o da Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Yatırım Ofisi. Bunlar direkt olarak cumhurbaşkanına bağlı çalışacak olan ofisler. Yani bir yerde bizim arka bahçemiz olarak çalışacak olanlardır. Tabii bir de cumhurbaşkanına bağlı başkanlıklar var ki 8 tane başkanlık burada söz konusu. Bir Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı (Bu eskiden müsteşarlıktı, başkanlığa dönüşüyor), Milli Güvenlik Kurulu aynı şekilde, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu, İletişim Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 8 başkanlık olarak da bunlar çalışıyor:"
Kurullarda iş dünyasından, üniversitelerden, kültür ve sanat, teknoloji, bilim, ekonomi, dış politika gibi alanlarda uzman kişileri politika inşa süreçlerine dahil edeceklerini aktaran Erdoğan, şunları aktardı:
"Yeni modelde ilk etapta İnsan Kaynakları, Yatırım, Finans ve Dijital Dönüşüm olarak bu 4 tane ofis çok çok büyük önem arz ediyor. Çünkü bunlar hemen hemen başkana en yakın çalışan kadro. Bu bakımdan önemli. Bu ofisler cumhurbaşkanı ile birebir çalışırken bürokrasiye takılmadan, cumhurbaşkanının öncelikleri doğrultusunda projeleri yönetecek ve çalışmalar gerçekleştirilecek. Yani bir yerde de icrai bir görevi de olmuş olacak. Cumhurbaşkanına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ise -burası çok önemli. Hani bütçe yapma diyoruz ya bundan dolayı bu ekip çok iyi çalışması lazım- ve İletişim'le beraber bu iki yeni başkanlık büyük önem arz ediyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile artık cumhurbaşkanının uhdesinde olan bütçe yapımı ve yönetimini daha etkin şekilde yürütmeyi mali disiplini ve verimliliği sağlamayı hedefliyoruz. Onun için Strateji ve Bütçe Başkanlığı çok çok önem arz ediyor. İletişim Başkanlığı ise devletin ve Cumhurbaşkanlığının basın, yayın, iletişime dair tüm çalışmalarını koordine edecek."
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü gibi kurumların İletişim Başkanlığında birleşeceğini aktaran Erdoğan, "Mevcut sistemde farklı isimler altında çalışan bazı kurumları da başkanlık adıyla buraya alıyoruz." diye konuştu.
İzleyicilerin "Bana doğrudan faydası ne olacak?" şeklinde sorular yönelttiğinin aktarılması üzerine Erdoğan, "Her şeyden önce bu defa burada ekonomi yönetiminin birleşmesiyle ülke ekonomide bir sıçramayı gerçekleştirecek. Ekonomideki sıçramanın neticesi nereye olacaktır? Halka olacaktır. Şimdi bizim, göreve geldiğimizde 3 bin 500 dolar kişi başına milli gelirdi, şu anda ise biliyorsunuz 10 bin 500 küsur dolar kişi başına milli gelir. Buraya nasıl geldik? Burada bir defa mali disiplini sağladık, istikrar ve güveni sağladık ve buraya o şekilde gelmiş olduk." değerlendirmesini yaptı.
Milli gelirin 2001'de 3 bin 84 olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"2017'de 10 bin 596... Şu anda 2023 hedefleri, yükseliş devam ediyor. Buraya nasıl geldik? İşte buyur, yerli İHA'lar, uydular, Altay tankı, motor, sivil teknoloji, e-devlet, şehir hastaneleri, yenilenebilir enerji, Kuzey Marmara Otoyolu, Zigana Tüneli, Antarktika, Osmangazi Köprüsü, üçüncü havalimanı, Marmaray, hızlı tren, kentsel dönüşüm, nükleer santraller, bor, Fatih Projesi, TAİ vesaire, barajlar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Milgem, Türkiye'nin otomobili, vesaire gibi, petrol arama, bütün bunlarla beraber Türkiye, bu yakaladığı heyecanı, ivmeyi aynı zamanda vatandaşı için, halkı için nereye yansıtıyor? Tamamen onlara bir imkan, bir milli gelir kaynağına dönüştürüyor. Biz bunu sağladık. Yoksa siz gelip de eğitimde sıraların üzerine kitapları koy, ücretsiz olarak çocuklar gelsin, kitapları buralardan alsın. Bu nasıl olacaktı? Bak şimdi oldu. Hastanelerde artık vatandaş ilaçlarını gelip hastaneden, eczanelerden rahatlıkla alabiliyor mu? Bu hale geldi. Bunlar daha önce var mıydı? Yoktu. Bana ne olacak, nasıl yansıyacak dendiği zaman işte buradaki şey, bütün istişare mekanizmaları da devreye girmek suretiyle bu verimliliği biz halka yansıtacağız. Bir defa bu adımlarla beraber bakın en önemlisi az önce ifade ettim, yüzde 20 olan savunma sanayindeki yerli üretimi yüzde 65'e çıkardığımız zaman siz neyi büyük ölçüde hallediyorsunuz? Cari açığı. Cari açığı siz büyük oranda hallettiğinizde bu kazanım nereye gidiyor? Benim vatandaşıma gidiyor. Halkıma gidiyor. Aynı şekilde bütün bu suistimaller, yolsuzluklar ki biz yola çıkarken üç şeyi vadetmiştik. Yoksulluk, yasaklar ve bunun yanında da yokluk demiştik. Biz bu yoksulluğu, yasakları, yokluğu bunların hepsini ortadan büyük oranda kaldırdık ve kaldırdık ki bir yere doğru da şu anda geliyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunu başarılı şekilde sürdüreceğiz."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Özel kurumda otizmli çocuğa şiddet iddiası
SON DAKİKA: 22 Kentte Eğitime 'Kar' engeli!
Kar Yağışından Kapadokya Da Nasibini Aldı: Peri Masalı! | En Son Haberler...
SON DAKİKA! İstanbul için 'müsilaj' tehlikesi bir kez daha kapıda mı? Uzman isimden açıklama...
TEM'de hasarlı kazalar nedeniyle trafik durdu