Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ellerini ovuşturanlar hüsrana uğradı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde döviz kuru, faizler ve enflasyon artışı nedeniyle ellerini ovuşturmaya başlayanlar olduğunu söyleyerek, "Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 2018-2019 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan buradaki konuşmasında eğitim konusunda atılan adımlara değinerek, mesajlar verdi ve ekonomiye ilişkin konuştu. Erdoğan, "Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı" dedi.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın da katıldığı törenin yapıldığı salona gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar eşlik etti.
Erdoğan'dan 'Kaşıkçı' sorusuna yanıt
En sevdiği şarkıyla sürpriz: Cumhurbaşkanı Erdoğan da eşlik etti
Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Korosu'nun eşliğinde söylenen İstiklal Marşı'nın ardından başlayan törende koro, özel bir dinleti sundu. Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ümit İşgörür'ün yönettiği koronun dinletisinde solist Cansu Kırca'nın söylediği ilk şarkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok sevdiği ve zaman zaman söylediği bilinen "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" oldu. Şarkıya Cumhurbaşkanı Erdoğan da salonda oturduğu yerden eşlik etti. Dinletinin bir sonraki şarkısı da yine Erdoğan'ın çok sevdiği bilinen "Nazende Sevgilim Yadıma Düştün" şarkısıydı. Dinletinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan koroyu ve solisti ayakta alkışladı.
Dinletinin ardından üniversitenin tanıtıldığı bir video gösteriminin yapıldığı törende ilk olarak öğrenciler adına Hukuk Fakültesi'nden Süleyman Bahadır Kahraman, ardından da üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar konuştu. Prof. Dr. Hotar konuşmasında, bilimsel düşüncenin geniş kitlelerce özümsenmesi ve ortak düşüncenin yaygınlaşması sorumluluğunu üstlenen en üst kurumun üniversiteler olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Hotar üniversitenin faaliyetlerini de anlattı ve üniversitenin ihtisas hastanesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla açılacağını duyurdu. Eski AK Parti Milletvekili de olan Rektör Prof. Dr. Hotar, Erdoğan'a İzmir'e ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ne destekleri nedeniyle teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ırkçılık uyarısı
TBMM Başkanı Binali Yıldırım da konuştu: 'Her fikir serbestçe konuşulmalı'
Törende Rektör Hotar'ın ardından TBMM Başkanı Binali Yıldırım konuştu. "Sayın Cumhurbaşkanım güzel İzmir'imize hoşgeldiniz" diyerek sözlerine başlayan TBMM Başkanı Yıldırım, "Üniversite 'evrensel şehir' anlamına gelir. Buralar bilgi ve düşünce üretim merkezidir. Fikirler akademik yapının temelidir ve tehdit altına asla olmamalıdır. Güvenlik ve özgürlük ortamında her fikir serbestçe konuşulmalı, tartışılmalıdır. Namık Kemal ne diyor 'Barika-i hakikat müsademe-i efkardan' doğar. Öğretim görevlisi ve öğretim üyesi olmak kendini ilime adamak demektir. Nasıl ki her eline fırça alan ressam olamayacağına göre her önüne gelen de akademisyen olamaz. Türkiye'de ne yazık ki bu ölçünün dışına çıkılan zamanlar oldu. Öğrencilerimiz bilgi becerileriyle değil de kılık kıyafetiyle değerlendirildi. Birçok gencimiz bu sebeple okulundan uzaklaşmak zorunda kaldı. Biz yaradandan 'oku' emrine muhatap olan insanlar olarak ilime, alime önem vermek zorundayız" diye konuştu.
Türkiye'nin gelişme tarihinde üniversitelerin özel bir yeri olduğunu belirten TBMM Başkanı Yıldırım, İstanbul ve Ankara Üniversitelerine Adnan Menderes döneminde 1955'te Ege, Karadeniz Teknik, Atatürk Üniversiteleri ve ODTÜ'nün katıldığını ve bugün Türkiye'de 206 üniversite bulunduğunu söyledi. Günümüzde bilginin çok değerli hale geldiğini, bilgiye dayalı işlerin ön plana çıktığını dile getiren Binali Yıldırım, büyük veri, akıllı yazılımlar, robot teknolojileri, yapay zeka, endüstri 4.0 gibi kavramların her gün daha fazla hayatımıza girdiğini, geleneksel üretim yöntemlerinin terk edildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması
Daha sonra kürsüye Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi. Sözlerine bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte İzmir'de açılışını yapacağı Star Rafinerisi'nin önemine değinerek başlayan Erdoğan'ın konuşması satır başlarıyla şöyle:
Ara Güler'i andı
"Son günlerde her biri kendi alanlarındaki birikimleri, başarıları, eserleriyle gençlerimize örnek olan 3 önemli kayıp yaşadık. Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler'dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş, tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş bu büyük ustayı tazimle yad ediyorum. Kendisi ve objektifiyle ailece, ayrıca şahsen tanışma imkanı bulduğumuz bu büyük usta son nefesine kadar ülkemizi ulaslararası alanda başarıyla temsil etmiştir.
Bahattin Karakoç'u şiirle yad etti
İkinci olarak rahmetle yad etmek istediğim isim, 'ıhlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi', şiirimizin bir çift beyaz kartalı, Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahattin Karakoç'tur. Her ölüm hüzünlüdür ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen büyük aşk ve dava şairi Abdurrahim Karakoç'un da ağabeyi olan Bahattin Karakoç'u, şaire yaraşır şekilde şiirle yad etmektir. 'Ihlamurlar çiçek açtığı zaman/ Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan/ Kimseye uğramam ben sana uğramadan/ Kavlime sadıkım sadıkım sana/ Takvim sorup hudut çizdirme bana/ Ben sana çiçeklerle geleceğim./ Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Prof. Dr. Oya Akgönenç'i de unutmadı
Bugün burada sizlerle paylaşmak istediğim üçüncü kaybımız siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanındaki akademik çalışmaları yanında siyasetçi kimliğiyle de saygıdeğer bir hanımefendi olarak tanıdığımız Prof. Dr. Oya Akgönenç hocamızdır. Oya Akgönenç hocamıza da Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu üç isim kendi alanlarındaki özgün çalışmalarıyla gençlerimizin çok iyi çalışmaları ve öğrenmeleri, örnek almaları gereken şahsiyetlerdir. Her zaman ifade ettiğim gibi başarı hangi işi yaptığınızla değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız, en iyi fotoğrafları çekerseniz bu milletin gönlünde yer edersiniz. Şairseniz, milletin gönlünü fetheden şiirleri yazarsanız, adınız tarihe ölümsüz harflerle yazılır. Akademisyenseniz, alanınızda en iyi birikime sahipseniz ve bunu insanlık için en doğru şekilde kullanıyorsanız, asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize ve milletinize yaptığınız hizmetler oranında kalıcılık ve itbar elde edersiniz. Baki'nin dediği gibi, 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer'. Öğrencilerimizden de eğitim ve öğretimlerine dört elle sarılmalarını bekliyoruz.
Türkiye ne devletiyle, ne milletiyle ne de kurumlarıyla hüdayi nabit bir ülke değildir. Biz kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Bu kadim tarihte çok büyük mücadele, emek ve fedakarlıklar vardır. Sadece Anadolu'daki varlığımızı koruyabilmek için verdiğimiz mücadelelerin her biri dahi tek başına birer destandır. Sadece Malazgirt'ten başlayıp 15 Temmuz'a kadar uzanan şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum, her alanda köklü kurumlara sahibiz. Bugün içinde bulunduğumuz yüksek öğretim kurumlarımız dünyanın eski öğretim müesseselerinin mirasçılarıdır. Şanlıurfa'da binlerce yıllık geçmişe sahip ve bir kısmı hala ayakta olan Harran Okulu dünyanın en eski okullarından biri olarak kabul edilir. Nizamiye Medreseleri çağlarının çok ötesinde eğitim kurumlarıydı. Ege Bölgemizdeki binlerce yıllık geçmişe sahip şehirlerimiz aynı zamanda birer bilim ve kültür yuvasıdır.
'Nasıl oluyor da en büyük 500 üniversitesi arasında esamisi okunmuyor'
İstanbul, Bursa, Diyarbakır başta olmak üzere nice şehirlerimiz sadece bölgemizin değil, dünyanın bilim ve kültür merkezleriydi. Böyle bir mirasa sahip Türkiye'nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamisi okunmuyor. Demek ki bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik. Yitik kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarda saklı, öyleyse sorunun çözümünü de yine burada arayacağız.
'Yatırımlardan arzu ettiğimiz neticeleri elde ettiğimizi söyleyemiyorum'
Türkiye'nin son 17 yılda katettiği mesafe, ocağın ateşini biraz harlayınca ortaya çok güzel sonuçlar çıkabildiğini gösteriyor. Bu süreçte en büyük yatırım eğitim-öğretime yaptık. Ancak bu yatırımlardan arzu ettiğimiz neticeleri elde ettiğimizi söyleyemiyorum.
'İçerik ve kalite konusunda hala sıkıntımız var'
Moldova ziyaretinden dönerken Milli Eğitim Bakanımızla yol boyunca uzun uzadıya eğitim öğretimde neler yapacağız, ne gibi adımlar atacağız, yeni dönüşüm neler olacak üzerine konuştuk. Bakanımızın anlattıklarını dinleyince umudum daha da arttık. İnşallah önümüzdeki kısa sürede atacağımız adımlarla yeni bir diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Alt yapı ve kapasite bakımından çok büyük mesafe kat etmemize rağmen içerik ve kalite konusunda hala sıkıntımız var.
Okullarımızdaki eğitimin standardını sınavlara ihtiyaç duymadan dikey geçişlere çevirmek konusunda ne yazık ki zorlanıyoruz. İnşallah önümüzdeki yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik hem sistem olarak Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak bir seviyeye çıkarmaktır. Okul öncesinden hatta aileden başlayarak üniversiteye, oradan iş hayatına kadar eğitime bakışımızı ülkemizin ihtiyaçlarına göre değiştireceğiz.
Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplanmalarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir. Kısa bir süre önce malum Almanya’daydım. Almanya’da şansölye ile görüşürken üniversitelerinizde ne kadar öğrenci var diye sordum. Ve tabi kendisinden aldığım rakam enteresandı. Tüm akademi vesaire; 3 milyon civarında bir rakamdan bahsetti. Bizim ise şu anda 8 milyon üniversitelerimizde öğrencimiz var. demek ki biz aslında iyiyiz. Yani nitelik noktasında sıkıntılarımız olabilir ama bizim önümüz şu anda açık. 10 yıl sonra yapacağımız çalışmalarla ben inanıyorum ki, siz değerli hocalarımız sayesinde bu nesil çok daha güçlü ve farklı şekilde yetişecek ve biz yarışta o diğer ülkeleri de aşacağız. Aynı şekilde özel sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okullarımızı iç içe getirmekte kararlıyız. Ve organize sanayi bölgelerinin içinde orada ağırlıklı ne varsa orada okulumuz da olacak. Ve teori-pratik buluşmasını buralarda sağlayacağız.
'Ordumuzun yüzde 65 ihtiyacını karşılar durumdayız'
2002 sonunda göreve geldiğimizde enteresan olan şudur. Ordumuzun yüzde 20 ihtiyacını karşılar durumdaydık. Ama biz şu anda yüzde 65’e çıkarmış vaziyetteyiz. Ve artık bugüne kadar kapılarına gidip alamadığımız bir çok savunmaya veya taarruza yönelik ihtiyaçlarımızda söyledikleri şu “kongreden izin çıkmıyor” ama şimdi o izin çıkmıyor dediklerini… Biz bunları üretir hale geldik.
Daha düne kadar ancak 10 yılda 20 yılda bir kez büyük yatırımlara imza atılırken, şimdi dünyanın en önemli 10 yatırımından 6’sına aynı anda ev sahipliği yapıyoruz. Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı. İşte bugün açılışını yapacağımız tesis örneği gibi, cari açığı ortadan kaldırmaya yönelik adımları da birer birer atıyoruz. Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olarak gelişmesine, büyümesine devam edecektir."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İngiltere'de Türk profesör ölü bulundu! Eşinden açıklama
HABER || Kahire'de tarihi zirve: Peş peşe önemli görüşmeler! Erdoğan'dan 'terörsüz Suriye' mesajı
Türkiye'nin kanı donmuştu! Caninin ailesinden dilekçe: Bu soyadını taşıyamayız
Terör örgütü panikledi! PKK-YPG silah bırakacak mı? Abdulkadir Selvi yazdı
SON DAKİKA... Beykoz'da trafik tartışmasında polisin silahla vurduğu mimar hayatını kaybetti