Cuma hutbesi 20 Eylül 2019 – Diyanet Cuma hutbesi tam metin
Cuma namazı için hazırlıklar tamamlandı. Hazırlıkların başında ise Cuma hutbesinin metninin hazırlanması yer alıyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan metin, il ve ilçe müftülükleri ile cami imamlarına gönderildi. Vatandaşlar bugün Cuma hutbesi için hazırlanan metni araştırıyor. Sizler için Cuma hutbesi metnini haberimizde derledik. İşte, 20 Eylül Cuma hutbesi tam metni…
Cuma namazı öncesi vatandaşlar bugün hutbede hangi konulara değinildiğini merak ediyor. Bilindiği üzere, Cuma namazının farzı hutbenin okunmasının ardından kılınıyor ve namaz kılacaklar tarafından hutbenin dinlenmesi gerekiyor.
Hutbe ise her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanıp sırası ile müftülükler ve cami imamlarına gönderiliyor. Öte yandan her hafta hutbede bir başka konuya değiniliyor. Bugün yayınlanan hutbenin konusu ise “Tevazu” olarak belirlendi.
İşte, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan hutbe metni:
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rahmân’ın has kulları o
kimselerdir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…”
Aziz Müminler!
Kamil bir imanın hayatımızdaki en büyük tezahürü, salih amelle birlikte güzel ahlak sahibi olmaktır. Zira güzel ahlak, dünyamızı aydınlatan ve ahiretimizi cennete çeviren en kıymetli sermayemizdir. Bizler, sonu cennet olan bir hayatın ancak güzel ahlakla tamamlanacağına inanırız. Rabbimiz katında bizleri yüceltecek olan bu ahlaki
güzelliklerin başında ise tevazu gelir.
Tevazu, alçakgönüllü olmaktır. Kendini beğenmişlikten ve böbürlenmekten uzak durmaktır. Gurur ve kibirden arınmış bir hayatı benimsemektir. Yaratılmış her bir canlıya saygı, şefkat ve merhamet göstermek, kibar davranmaktır
Kıymetli Müslümanlar!
Biz müminler, tevazuu Peygamber Efendimizden öğrendik. O, daima sade bir hayat
sürdü. İnsana, insan olduğu için değer verdi. Mütevazı olmanın, cennet ehlinin özelliklerinden biri olduğunu bildirdi.4 Müslüman bir kardeşimizi küçük görmenin kötülük olarak bizlere yeteceğini hatırlattı.
Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde tevazu sahibi olmanın insanı Allah
katında yücelten bir vasıf olduğunu bizlere şöyle haber vermiştir: “…Allah, bir kulun hoşgörülü olması sebebiyle izzetini artırır, Allah için tevazu
gösteren kişiyi ise yüceltir.
Değerli Müminler!
Sevgili Peygamberimizi kendisine örnek alan mütevazı bir mümin, bütün nimetlerin asıl sahibinin Yüce Rabbimiz olduğunun bilincindedir. Sahip olduğu her bir nimetin aynı zamanda kendisinin bir imtihanı olduğunun farkındadır. Mümin, elindeki bütün imkânları Allah’ın rızasını kazanmak için seferber eder. Makam ve mevkii, şöhret ve zenginliği ne olursa olsun kendini diğer insanlardan farklı bir konumda görmez. Allah
katında üstünlüğün ancak takvada olduğuna inanır.
Aziz Müslümanlar!
İslam, bir yandan müminin ruhuna alçak gönüllü olmayı nakşederken, diğer taraftan kibirden olabildiğince uzaklaşmasını hedefler. Çünkü kibir, Peygamberimizin ifadesiyle “Hakikati inkâr etmek ve insanları küçük görmektir.” Kibirli insan, dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneder. İnsanları küçümseyerek onlardan yüz çevirir. Oysa mümin, hangi sebeple olursa olsun hiç kimseyi hakir görmemelidir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s) bu konuda bizleri şöyle uyarmıştır: “Allah bana, mütevazı olup birbirinize karşı övünmemenizi ve birbirinize karşı haddi aşan davranışlarda bulunmamanızı vahyetti.”
Kıymetli Müminler!
Mümin, her işinde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmaz. Zira mümin, tevazu içinde bir hayat yaşamakla yükümlü olduğu kadar kendisinin ve Müslüman kardeşlerinin şeref ve haysiyetini korumakla da görevlidir. O, müminleri hakir görenlere karşı asil ve vakur duruşunu muhafaza eder. Müslümanların şeref ve izzetini korumak için var gücüyle çalışır. Yüce Rabbimizin “Muhammed, Allah’ın Resûlü’dür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı kararlı ve tavizsiz, birbirlerine karşı da merhametlidirler...” buyruğuna gönülden bağlanır.
Muhterem Müminler!
Hayatımızın her alanında tevazuu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek olan kibirden, gururdan ve riyadan sakınalım. İnsanları küçümseyerek onlara surat asmayalım. Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyelim. Unutmayalım ki Yüce Rabbimiz, kibirlenen ve
kendisiyle övünen kimseleri sevmez.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!