hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    CPJ'den eleştirilere yanıt: "Absürd ama gerçek!"

    CPJden eleştirilere yanıt: Absürd ama gerçek
    expand

    ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ), Türkiye'de basın özgürlüğünün krizde olduğunu vurgulayan raporuna gelen tepkiler üzerine, Komite Üyesi Joel Simon eleştirileri yanıtladı. Simon, "Türkiye'nin İran ve Eritre'den daha baskıcı olmasının absürd olduğu" yönündeki eleştiriye, "Evet absürd. Objektif gerçek şu ki, Türkiye'de o iki ülkeden daha çok gazeteci hapiste" yanıtını verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'nin basın özgürlüğü krizine dair geçen hafta yayımlanan CPJ raporu medyada geniş yer buldu ve kamuoyunda sağlam bir tartışma başlattı. Genelde tespitleri paylaşılan rapora tepkiler de geldi. Adalet Bakanlığı'nın bu hafta detaylı bir cevap vereceğini ilan ettiği raporla ilgili eleştirelere CPJ Murahhas Üyesi Joel Simon, Komite'nin, cpj.org adresindeki internet sitesinden yanıt verdi.

    1990'lı yıllardaki raporlarını hatırlattı

    İlk olarak, Türkiye'de iktidara yakın olarak nitelenen gazeteciler tarafından yöneltilen "CPJ'nin Türkiye'ye dair siyasi bir ajandası var" şeklindeki eleştiriyi yanıtlayan Simon, bu ithamın doğru olmadığını, tarafsız ve bağımsız olduklarını söyleyerek, 1990'lı yıllardaki bir raporunu hatırlattı. Simon şunları söyledi:

    "Geçmişe bakarsak, organizasyonumuz Türkiye'de en son 1990'lı yıllarda, yetkililer uyguladıkları geniş kapsamlı baskılar neticesinde 78 kadar gazeteciyi hapsettiklerinde faaldi. O zaman hapsedilen gazetecilerin pek çoğu dindar bir perspektiften yazıyorlar ve görüşlerinden dolayı zulmediliyorlardı. Onları tutuklu gazeteciler listemize eklediğimizde - o zaman farklı bir hükumeti olan - Türkiye devleti ve medya yapılanmasının çoğunluğu tarafından sert şekilde eleştirilmiştik. Geri adım atmadık ve hapisteki gazetecilerin her birinin serbest bırakılması için mücadele ettik. Bugün de aynı prensiplerle hareket ediyoruz. Hiçbir gazeteci mesleğinden dolayı hapsedilmemeli."

    Rapor kurumsal bir çabanın ürünüdür

    Raporun hazırlanmasına katkıda bulunan "Türkiyeli araştırmacıların CPJ'yi kandırdığı" yönündeki suçlamaya da cevap veren Joel Simon, süreci titizlikle yürüttüklerini anlatarak, "Verileri araştırma ekibimiz sağladı ancak hapisteki gazetecililerin davalarının her birinin nasıl sınıflandırılacağına CPJ kadrosu karar verdi. Ana raporu derlemek için 2011 ve 2012 yıllarında CPJ kadrosundan üç bilgi toplama heyeti Türkiye'yi ziyaret etti; düzinelerce gazeteci, analist ve avukatla görüşüldü. Rapor kurumsal bir çabanın ürünüdür ve İdari Müdür olarak içeriğine dair her türlü sorumluluğu üzerime alıyorum" dedi.

    Sistematik şekilde araştırdık

    Türkiye'ye ilişkin bir önceki raporda yer alan tutuklu gazeteci sayısının 8 olarak belirtilmesi ile son raporda yer alan 61 gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste oldukları bilgisi arasındaki farka ilişkin yöneltilen eleştiriye de Simon şöyle yanıt verdi:

    "2011 yılının Aralık ayında CPJ 1985 yılından beri hazırlanıp senede bir yayımlanan hapishane sayımını yayımladı. Bu Türkiye üzerine özel bir rapor değil, dünya üzerindeki tüm ülkeleri kapsayan genel bir araştırmaydı. 22 Aralık 2001 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığımız açık mektup vasıtasıyla Türkiye'de sayımda kesinleştirilenlerin dışında da pek çok gazeteci olduğuna inandığımızı söyledik. Suçlananların gerçekten profesyonel gazeteciler olarak gerçekleştirdikleri faaliyetlerden dolayı mı hapsedildiklerini sistematik şekilde araştıracağımızı taahhüt ettik. Şu anda bu araştırmayı tamamlamış ve Türkiye'de 61 gazetecilinin mesleklerinden dolayı hapiste olduklarını kesinleştirmiş bulunuyoruz. Bunun yanı sıra 15 ayrı davayı daha inceledik ancak onları kesinleşmişler içerisinde sınıflandırmadık çünkü ya gazetecilikten dolayı mı hapsedildiklerine dair yeterli bilgi yoktu ya da siyasi faaliyetlerinden dolayı hapsedilmiş olabilirlerdi. CPJ'in bir sonraki hapishane sayımı Aralık ayında yayımlanacak."

    Absürd ama gerçek bu

    Simon, "Türkiye'nin İran ve Eritre'den daha baskıcı olmasının absürd" olduğu yönündeki eleştiriye de "Evet, absürt ve asla böyle bir şey iddia etmeyiz. Özenli bir araştırmaya dayanarak ilan ettiğimiz objektif gerçek şu ki, Türkiye'de o iki ülkeden daha çok gazeteci hapiste" yanıtını verdi.

    Türkiye'nin basın özgürlüğüne yönelik tehditleri geniş olarak incelediklerini de ifade eden Simon, "raporun dilinin kaba ve aşağılayıcı" olduğu yönündeki suçlamayı ise, "Raporumuz eleştirel ama adil. Türkiye medyasının şu anda aşırı ölçüde baskıya maruz kaldığını ve düzinelerce gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste olduklarını dolaysız ama ölçülü bir dille anlatıyoruz" diye yanıtladı.

    Türkiye yetkililerinin mahkûmiyet sağlayacak yeterli delil olmayan davaları sona erdireceklerini ümit ettiklerini belirten Simon, gelecek ay Ankara'da Türkiye'den yetkililerle buluşma talep ettiklerini de açıkladı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow