İzmir'in Seferihisar ilçesinin açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem, büyüklüğü ve uzun sürmesi nedeniyle büyük korku yarattı.Bornova, Bayraklı ve Seferihisar ilçelerinde yıkılan binalar olduğu tespit edilirken, sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Seferihisar'da depremin ardından deniz suyunun yükselmesiyle sokakları su bastığı görüldü.Depremi yaşayanlar BBC Türkçe'ye konuşarak, uzun süren sarsıntı sırasında neler yaşandığını anlattı. İstanbul'daki 17 Ağustos 1999 depremini de yaşayan Candan Schabio, deprem sırasında Foça'daymış. Sarsıntının şiddetini ve uzunluğunu 1999 depremine benzettiğini söyleyen Schabio, Ancak sanki çok sessiz bir depremdi. Hani o depremlere has bir ses vardır, uğultu gibi tuhaf bir ses. Bu sefer öyle bir şey duymadım ben. O zaman daha sesliydi ve uykudan uyandırmıştı diyor.Foça'da belediyenin toplanma alanlarından bahsederek anons yaptığını anlatan Schabio, koronavirüs nedeniyle kafa karışıklığı yaşandığını kaydediyor:Komşularımızın fikri şu ki, toplanmak iyi değil. 'Koronavirüs mı daha kötü, deprem mi?' diyorlar. Bir de artçı depremler bu kadar büyük olmayacağı için bizim tercihimiz de geceyi dışarıda geçirmemek yönünde. Urla'da yaşayan Sakine Akyüz, deprem sırasında köpeğiyle bahçeye kaçtığını anlatıyor:Denize yakın oturuyoruz. Öncesinde denizden yengeçlerin dışarı çıktığını gördük. Köpeğimi gezdiriyordum, denizin kabardığını gördüm. Sonrasında herkes dışarı kaçtı. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Çok deprem gördüm ama bu çok uzun sürdü.Akyüz, arkadaşının da oturduğu 50 daireli bir binanın yıkıldığını, enkazda mahsur kalan insanlar olduğunu söylüyor. İzmir'in nüfus yoğunluğu en fazla olan mahallelerinden Alsancak'ta yaşayan Gülten Hanım, depreme trafikte yakalanmış:Deprem sırasında arabadaydım, anneme gidiyordum. Araba sallanınca bir anormallik olduğunu fark ettim ama depreme yormadım. Öndeki arabalarda çarpışmalar oldu. İnsanlar dışarı fırlayıp depremden bahsedince anladım ne olduğunu. Trafik çok kilitlendi. Anneme gittiğimde evde bazı şeylerin yere düşüp kırıldığını gördüm. Gülten Hanım da birçokları gibi akşam ne yapacağına henüz karar veremediğini anlatıyor. Depremden en kötü etkilenen yerlerden biri olan Bayraklı Manavkuyu Mahallesi'nden Erhan Dalkılıç da binaların yıkılışına tanık oldu:Ben bankada çalışıyorum, iş yerindeydim. Binamız çok sıkıntılı durumdaydı, hemen dışarı kaçtık. Dışarı çıktığım an bazı binaların yıkılmış olduğunu gördüm. Kendimi ve eşimi emniyete aldıktan sonra akrabalarımıza ulaşmak için hareket ettik. Akrabalarım iyi ama site içinde bir bina yıkılmış. Yolda yürürken 2 tane daha yıkılmış bina gördüm. Akrabalarının oturduğu sitede yıkılan binanın 7 katlı olduğunu anlatan Dalkılıç, Enkaz altında eşleri çocukları olanlar var. İçeride 15-20 kişinin olduğu tahmin ediliyor. Şu ana kadar 3 kişi kurtarıldı. AFAD ekipleri çalışıyor. 3 itfaiye aracı, 4 ya da 5 ambulans var. 10 profesyonelin yönlendirmesiyle polis ve vatandaşların yardımıyla, içeriden gelen sesler takip edilerek herkes kurtarılmaya çalışıyor. 2 kişinin sesini duyduklarını biliyoruz diyor.Deprem mağduru Erhan Dalkılıç, trafikte yaşanan sıkışmayı, İlk gelen ekiplerden başka ekip aracı gelemiyor çünkü trafik çok kötü, etrafımız tıkanmış durumda. Ana yol üzerinde de çöken bir bina var, yolun bir kısmını kapattığı için ulaşım daha da zorlaşıyor sözleriyle anlatıyor. BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk'e konuşan Sığacık Mahallesi Muhtarı Yaşar Keleş, tekerlekli sandalyedeki bir kişinin deniz yükseldiği sırada su altında kalarak yaşamını yitirdiği bilgisini verdi:Bizim mahallede teyzemiz, elinde büyüdük sayılır. Tekerlekli sandalyedeydi. Deprem olunca evden tekerli sandalyeyle çıkardılar. O an deniz geldi, herkes panik içerisindeydi, onun da tekerlekli sandalyesi devrildi. Koşturduk, kaldırdık, kurtardık ama su yutunca kurtaramadık. Biz kurtardıktan sonra bir müddet nefes alıyordu, ambulansı aradık ama gelemedi, nasıl gelsin ambulans, her taraf deniz içinde. Kollarımızda öldü. Ambulans gelemedi, denizin içinde kaldık. Suyun gelmesi ve geri çekilmesi neredeyse yarım saat sürdü. Başka suya kapılan da oldu ama ölmedi. Hala su çekiliyor, geri geliyor. Sığacık'ta denize 300 metre mesafede oturan Nilgün Aklar da, evin içinde tencerelerin çerçevelerin düştüğünü, bahçeye çıktıklarını anlattı:Ufak birer çanta hazırladık. Bahçede oturuyoruz. Sahilde deniz taştı. Kale içinin oraları su basmış, bizim iki sokak öteye kadar su gelmiş. Bahçeden dışarı çok çıkamıyoruz, mecbur kalırsak gitmeye hazırız. Şimdi tekrar çekilmiş deniz, oraya yürüyerek gidip gelen gençler var çevrede. Tekrar deprem olursa, tsunami demeyeyim de tekrar deniz taşar mı diye endişe içindeyiz. Arabamıza yakın duruyoruz, çanta hazırladık, araba bahçenin dibinde. İlaçlarımızı, suyumuzu, maskemizi aldık. Şimdilik bekliyoruz bir şey olur mu diye ama burada herkes bizim gibi. 100 metre kadar içeri girmiş su.Aklar elektriklerin de kesik olduğunu söyledi.İçeri girip televizyon zaten açamıyoruz, telefonlar için de harici şarj cihazları var, oraya bağladık ama ne kadar dışarıda kalırız, içeri girer miyiz, bu geceyi dışarıda mı geçiririz, bilmiyoruz. İzmir'in Seferihisar ilçesinin açıklarında gerçekleşen depremde ilk belirlemelere göre en az altı kişi yaşamını yitirirken, 202 kişi de yaralandı.Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD), yaşamını yitirenlerden birinin boğulma sonucunda hayatını kaybettiğini bildirdi.AFAD'dan yapılan açıklamada, SAKOM'dan alınan ilk bilgilere göre 1'i boğulma olmak üzere toplam 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 202 vatandaşımız yaralanmıştır. İzmir'de yıkılan ve hasar gören 12 binada arama kurtarma çalışmaları devam etmektedir denildi.İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, yaklaşık 70 kişinin enkaz altından çıkartıldığını söyledi.