CHP'li Loğoğlu: "Mısır'daki idamlara karşıyız"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Mısır'daki idam cezalarına karşı olduklarını açıkladı. CHP'li Rıza Türmen de Taksim'd 1 Mayıs kutlamasına ilişkin yasağın keyfi ve hukuka aykırı olduğunu kaydetti.
Loğoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Faruk Loğoğlu, haftasonunda Almanya'da CHP birlikleriyle biraraya gelerek, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yurtdışındaki Türklerde ilgi, heyecan ve aynı zamanda bazı kaygılara yol açtığını belirten Loğoğlu, buradaki vatandaşların oylarını bulundukları ülkelerde kullanacağını hatırlattı. Buralarda kullanılan oyların ise Türkiye'ye getirilerek sayılacağına işaret eden Loğoğlu, bu noktanın kaygıların temelini oluşturduğunu söyledi.
Loğoğlu, 1 Mayıs dolayısıyla İstanbul'da yapılacak kutlamalar için Taksim'e izin verilmemesini de eleştirerek, milli iradeden bahseden bir iktidarın emekçi bayramını gerginlik konusu haline getirmesinin anlaşılır bir yaklaşım olmadığını savundu. Kutlamalarda aklıselimin hakim olmasını dileyen Loğoğlu, "Hükümetin, iktidar partisi yetkililerinin, bakanların meydan okumalarını ben hazmedemiyorum. Herhalde halkımız da hazmedemiyor. Ama inşallah adına layık, olaysız bir şekilde bu gün bütün emekçiler ve vatandaşlarımız tarafından kutlanır" dedi.
"Konvoy IŞİD'in bayraklarının dalgalandığı bir koridordan geçerek Süleyman Şah Türbesine gitti"
Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan askeri takviyeye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Loğoğlu, şunları söyledi:
"Bu konvoy nasıl gitti? Bu konvoy IŞİD'in bayraklarının dalgalandığı bir koridordan geçerek Süleyman Şah Türbesine gitti. Bunu yayınlanan videolardan biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ve onun başbakanının, dışişleri bakanının izlediği Suriye politikası neticesinde Türkiye birlikleri, Türkiye'ye meydan okuyan bir terör örgütünün bayrakları arasından geçip gitti. Evet, hadise çıkmadı, doğru. Ama o manzarada herhalde Davutoğlu'nun oturup biraz düşünmesi, utanması lazım, 'buraya nasıl geldik?' diye. Bu utanç tablosunun hesabını tarih bir gün bu hükümetten mutlaka soracak da biz de inşallah sorma fırsatını yakalayacağız."
Loğoğlu, KPSS sınavının kaldırılması tartışmalarıyla ilgili olarak da "Sınavın kaldırılması ile her kurum, her bakanlık istediği yöntemle, istediği
kişileri alıp görevlendirecek. Bu devletin siyasallaştırılması, bir partinin uzantısı haline getirilmesi sonucunu doğurur" değerlendirmesinde bulundu. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Loğoğlu, Mısır'da yeni idam kararlarıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:
"Biz idam cezasına karşı olan bir partiyiz. Mısır'daki idam kararlarına da karşı çıktık. Fakat bu karşı çıkışı Mısır'ın iç işlerine müdahale
biçiminde ve o dürtü ile değil. İdam cezalarının ülkeye barış, uzlaşma getirmediğini, derin yaralar açtığını hep söyledik. Bu yeni kararlar için de aynen geçerli. CHP'nin önerisi ve girişimi üzerine TBMM'den de Meclis'in ortak iradesini yansıtan bir deklarasyon kabul edildi. O deklarasyon çerçevesinde belirtilen ilkeler partimizin görüşleri olmaya devam ediyor."
"Anayasa Mahkemesi Başkanı yargı bağımsızlığını vurgulayan bir konuşma yaptı. Bana göre geç kaldı"
Loğoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, yüksek mahkemenin kuruluş yıldönümü törenindeki konuşması ve ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuşmaya ilişkin değerlendirmeleriyle ilgili soruları da yanıtladı. Loğoğlu, şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan, kasetler ve karanlıklar üzerinden siyaset yapmayı bir marifet olarak görüyor. Ne demek 'Anayasa Mahkemesi de dinleniyor'. Onların da gocunacağı şeyler var mı demeye getiriyor, bu kasetleri kendisi görmüş veya dinlemiş mi? Bu ortamda Sayın Erdoğan'ın üslubu ister Anayasa Mahkemesi Başkanı'na yönelik olarak olsun ister cemaate, ister diğer gruplara, siyasi partilere yönelik olsun bir gerginlik, kutuplaşma, 'ben ne dersem o olur, benim dışımda herkes yanlış yerdedir' şeklinde bir yaklaşım. Bu, kendisinin çok şikayetçi olduğu şantaj politikasının bizzat kendisi tarafından yapılmasıdır. Anayasa Mahkemesi Başkanı yargı bağımsızlığını vurgulayan bir konuşma yaptı. Bana göre geç kaldı. Ama Türkiye'nin, Anayasa Mahkemesi Başkanı bir konuşma yaptı diye günlerce bu konuyla meşgul olmasının bir anlamı olabilir mi? Hakkı. İfade özgürlüğü diye bir kavram varsa bu en başta Anayasa Mahkemesi'nin başkanından başlar. Herkes de dinlemek ve saygı duymak mecburiyetindedir. Katılmak mecburiyetinde değildir."
Loğoğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de CHP'nin cumhurbaşkanı adayının en erken şekilde belirlenmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin mesajıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de Loğoğlu, "Taziye özre giden yolu açıyor mu' yorumlarındaki kaygıyı paylaşıyoruz. Yorumlara katılmasak bile. Eğer bu taziye herhangi bir ölçüde Başbakan Sayın Erdoğan'ın aklında özrün yolunu açmak, bunu geliştirmek için, bu yolda mesafe almak için yapılmış bir şey ise buna karşıyız" dedi.
Loğoğlu, bu konuda atılacak her adımın halk tarafından benimsenmesi ve TBMM'de onaylanması gerektiğini vurguladı.
Rıza Türmen'den 1 Mayıs uyarısı
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasının, hukuka aykırı ve keyfi olduğunu vurgulayarak, "Bireysel özgürlüğü ihlal eden kararsa -ki öyle-, elbette bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürmek lazım" dedi.
Gösterinin nerede yapılacağının kararlaştırılmasının, o toplantıyı organize edenlere ait bir yetki olduğunu belirten Türmen, "Bu idari makamların söyleyeceği husus değildir. Toplantının mekanı ile amacı arasında çok yakın bir bağlantı vardır. Siz toplantının belirli bir yerde düzenlenmesine imkan, izin vermezseniz o toplantının amacı ortadan kalkar" diye konuştu.
Yasaklamaya, "Çalışan, dükkanı bulunan esnaf rahatsız olacak" bahanesine sığınıldığını ifade eden Türmen, ihlal olmadan, potansiyel nedenlerle bir özgürlüğün sınırlanmasının, o özgürlüğün ihlali anlamına da geldiğini, AİHM kararlarında da bunun yer aldığını kaydetti. Türmen, "İleride böyle şeyler olabilir" gibi bir bahanenin arkasına sığınılmasının hukuki dayanağı olmadığını kaydetti.
"Bidonlar ile insanları ayırt etmeye başladığında"
Hükümet'in, idari makamların, barışçıl toplantıya müdahale etmek için bir hazırlık içinde olduğunu ileri süren Türmen, "Geçenlerde, 39 bin polis, 50 TOMA bir tatbikat yapmışlar. Bidonların üzerine su sıkarak Taksim'deki gösteriyi nasıl önleyeceklerinin tatbikatı. Bidonlar ile insanları ayırt edemediği için bu iktidar, insan hakları, özgürlükler bakımından başı derde girmektedir. İktidar, bidonlar ile insanları ayır etmeye başladığında insan haklarına daha saygılı iktidar haline gelecektir" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı