CHP'den Bekir Coşkun'a mektup!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’tan gazeteci - yazar Bekir Coşkun'a mektup yazdı. Toprak mektubunda Çoşkun'a, "Bir gün, mutlaka hep birlikte aydınlığa çıkacağız. AKP'nin adaletinden tek rahatsız olan; ya da onun hışmından, ceberrut tavrından muzdarip olan yalnız sen değilsin" dedi.

Haberin Devamı

Toprak’ın Bekir Coşkun’a açık mektubu şöyle:

"Bugün sana ve seninle birlikte; sanata, edebiyata, tiyatroya, eleştiriye karşı yapılan saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Ama bundan endişe etmemek gerekir. Bunun üstüne gitmek ve bugüne kadar yaptığını yapmaya devam etmek gerekir. Böyle yapacağından kuşkum yoktur.

Bugün gazetecilerin cezaevlerini doldurduğu, sanatçıların ülkeyi terk etmeye hazırlandıkları bir karanlık çağdan geçiyoruz. Her toplumun tarihinde böyle anlar ve zamanlar vardır. Ama er ya da geç toplumlar o karanlık perdeyi parçalarlar ve aydınlığa çıkarlar.

Sana bu satırları yazarken aklıma Bertolt Brecht ve onun adalet üzerine yazdığı şiiri geliyor. Hani şu savaşa karşı çıkan, hani şu faşizmin sürgün ettiği ve eserlerini yaktığı Brecht. İşte o Brecht diyor ki:

"Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
Bakarsınız bol olur bu ekmek,
Bakarsınız kıt,
Bakarsınız doyum olmaz tadına,
Bakarsınız berbat,
Azaldı mı ekmek, başlar açlık,
Bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.
Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yoğrulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!
Evet bugün bütün bir ülke AKP’nin adaletine karşı haykırmaya hazırlanıyor. Dipten bir dalga geliyor ve biz o dalgayı iktidara taşıyacağız. Kimseden intikam almak için değil; herkese adalet sağlamak için. Bu da bizim farkımız olacaktır.
Evet sen sevgili Bekir Coşkun, adaleti olmayan bir ülkede yaşıyorsun. Seni AKP’nin adaleti değil; halkın sevgisi koruyacaktır. Ta ki bu ülkeye gerçek adalet gelinceye kadar. AKP’nin adaletinden tek rahatsız olan; ya da onun hışmından, ceberrut tavrından muzdarip olan yalnız sen değilsin.
Düşün içerde olan milletvekillerini, gazetecileri, siyasetçileri, üniversite öğrencilerini ve küçücük çocukları. Düşün futbol kulüplerini, düşün sendikaları, düşün sivil toplum örgütlerini. Bunları düşün ve yalnız olmadığını anla. Birgün mutlaka hep birlikte aydınlığa çıkacağız. Ama şimdi daha çok çalışmanın, cesaretle direnmenin ve yeni bir ülke hayali kurmanın ve onun için çalışmanın zamanıdır. Sevgi ve saygıyla"