Çam balı üretimi büyük darbe aldı

Çam balı üretim sahasının büyük kısmının yanan bölgede olduğunu belirten Prof. Dr. Kantarcı, Balı üreten böcek Marhalina Hellenica türünün çoğunluğu yok oldu dediMilliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre; l Muğla ormanlarının küle dönmesi sonrasında çam balı üretimi de tehlikeye girdi. Türkiye genelindeki bal üretiminin yaklaşık yüzde 25lik kısmı ile çam balı üretiminin yüzde 80i Muğlada yapılırken, yangın felaketinde çam balı üretimini sağlayan ve son derece hassas bir böcek olan Marhalina Hellenica türü olumsuz etkilendi. Çam balı üretim sahalarının büyük kısmının yanan ormanların olduğu alanlarda bulunduğunu ve bu alanların yaklaşık 3 milyon 500 bin arı kolonisine ev sahipliği yaptığını dile getiren Prof. Dr. Doğan Kantarcı şunları söyledi: Çam balı üretiminin merkezi sayılan Marmaris ve Köyceğizde arı kovanlarının büyük kısmı zarar gördü. Birçok köylü çam ormanlarının iç kısımlarında konuşlanmış arı kovanlarını kurtaramadı. Marmarisin İçmeler, Turunç, Osmaniye, Orhaniye, Hisarönü, Bayır, Çiftlik, Turgut gibi çam ormanlarıyla kaplı bölgeleri küle dönerken, balı üreten Marhalina Hellenica türünün çoğunluğu yok oldu. Yangının ilk çıktığı gün kolayca söndürüleceği fikrinin oluştuğu anlaşılıyor. Karadan müdahale ile alevlerin kontrol altına alınacağın düşünülmüş olabilir ancak Basra alçak basıncı tüm hesapları bozdu. Basra alçak basıncı Sümerlerden bu yana bilinir ve 14 Temmuzda başlayıp 14 Ağustosa kadar süren bir dönem, kapsar. Halk arasında buna Temmuz sıcakları veya Eyyam-ı Bahur denir. Yakın geçmişe kadar güneyde 40 derece olan sıcaklık değerleri 45 derecenin üzerine çıktı. Basınç haritasına baktığınızda en güneyden Balıkesire kadar etkisini gösterdiği belli oluyor. Genel olarak ormanlarda insan eliyle yapılan hata, ihmal ve kasıtların yanı sıra havadan söndürme tertibatında yaşanan aksaklıklar bu tabloyu ortaya çıkartmıştır. Yakın geçmişe kadar Eyyam-ı Bahur döneminde sürekli sıcak çarpmaları ve orman yangınlarına karşı uyarılar yapılır, teyakkuza geçilirdi. Belki de pandeminin yarattığı psikolojik ve sosyal etki nedeniyle yeterli uyarıların yapılmadığını gördük.