Bünyamin Aygün İstanbul'a geldi
Suriye'de kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Bünyamin Aygün, İstanbul'a geldi.
Kaçırıldığı Suriye'de kurtarılarak dün Türkiye'ye getirilen Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, İstanbul'da ailesi ve meslektaşları tarafından karşılandı.
Atatürk Havalimanı'nda Aygün'ü karşılamaya gelen oğlu Batuhan Aygün, ağabeyi Mehmani Aygün ve yakınlarının büyük sevinç yaşadığı gözlendi. "Gümüşhane seninle gurur duyuyor" diyerek tezahüratta bulunan yakınları, Aygün'ü omuzlara aldı.
"Döneceğimi bilmiyordum"
Burada gazetecilerin soruları yanıtlayan Aygün, bir gazetecinin "Bir gün döneceğini biliyorduk" ifadesi üzerine, "Ben döneceğimi bilmiyordum. En azından bu kadar erken olacağını bilmiyordum. Birkaç gündür uyumuyorum. Baya bir yorgunum. Ama tabii bu biraz daha mutluluk yorgunluğu" dedi.
"Biz Esed taraftarı değiliz' dediler"
Kendilerini kaçıranların tam olarak hangi gruptan olduklarını söylemediklerini ifade eden Aygün, şöyle devam etti: "Onlar bizle konuşmuyorlardı. 'Şu grubuz, bu gurubuz' değil. Zaten yanıma geldiklerinde gözlerim kapalıydı. Açık olduğunda da onların yüzleri maskeliydi. Bir çoğu Arapça konuştuğu ve benim de çok iyi Arapçam olmadığı için bilmiyorum. Zaten sorduğumda da cevap vermiyorlardı. Siz kimsiniz vesaire?.. İlk merak ettiğim 'Siz Esad taraftarı mısınız yoksa hani Özgür Suriye Ordusu yani muhalif taraftan mı?' sorusuydu. 'Biz Esad taraftarı değiliz' dediler ama onun haricinde de bir bilgi vermediler."
Nasıl kaçırıldığını anlattı
Bünyamin Aygün, gazetecilere Suriye'nin Salkin kasabasında Heysem Topalca ile röportaj yapacakken 8 kişi tarafından iki arabayla önlerinin kesildiğini anlatarak, "Hep gözlerim kapalıydı. Nereye götürdüklerini hiç bilmiyorum. Sürekli yer değiştirdim. Sadece son 10 gün sanıyorum. Günleri çok hesap edemedim. Son 15 günde olabilir. Aynı yerde tuttular. O da oradaki muhaliflerin kendi arasındaki iç çatışmanın yoğun olmasından dolayıydı. Onun haricinde 3-5 gün sürekli yer değiştirdik" diye konuştu.
"Kaçıranlar arasında Türkler de vardı"
Kendisini kaçıranlar arasında Türklerin de olduğunu iddia eden Aygün, şunları söyledi: "Hepsi kod isim kullanıyorlardı. Zaten onu söylüyorlardı. Ama bana iyi davrandılar. Onu söyleyebilirim. Türkler de vardı ama kim olduklarını bilmiyorum. Maskelilerdi. Muhammed, Abdullah gibi isimler kullanıyorlardı. 20. gündü sanıyorum. İnfaz kararı verildiğini söylediler. Orada infaz edeceklerini söylediler. Gazeteci olduğumu anladılar. Türkiye'de haberler çıkınca o döneme kadar haber çıkmamıştı galiba. Benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Türkiye'de haberler çıkınca benim gazeteci olduğuma emin oldular. Ondan sonra biraz rahatladım. Vazgeçmediler. Tutmaya devam ettiler ama açıklama da yapmıyorlardı."
Aygün, bir gazetecinin, "Peki seni kaçıran El-Kaide miydi?" sorusuna da "Tahmin ediyoruz, emin değiliz. Ondan önce Türkler vardı ve Türkçe konuşabiliyordum. Ama son dönemde infaz kararı verildi. Sonra gazeteci olduğum anlaşıldı" diye konuştu.
"İçeriye girdiler ve 'Artık özgürsün' dediler"
Aygün, kaçırıldığı yerde meydana gelen çatışmaların 3-4 gün devam ettiğini belirttti.
Kendisinin kurtarıldığı anları anlatan Aygün, "Ama ben bunun bir kurtarma operasyonu olduğunu bilmiyorum. Ya da bir iç çatışma olayı olduğunu bilmiyorum. Üçüncü ya da dördüncü günün sonunda, tam emin değilim. İçeriye girdiler ve 'Artık özgürsün' dediler. 'Biz başka bir grup olarak seni aldık. Ehraru'ş Şam diye Özgür Suriye Ordusu'na bağlı. Artık özgürsün, merak etme' dediler" ifadelerini kullandı.
Kurtarma operasyonunun Türkiye'de profesyonelce yürütüldüğünü bildiren Aygün, şöyle devam etti: "Bir kere şunu söylediler bana: 'Buraya gazeteci gelmesin artık. Özellikle Türk gazetecileri burada istemiyoruz. Buraya gelmeyin. Buraya geldiğiniz zaman aynen başınıza daha da ağırları gelecek. İstemiyoruz sizi'.
Suriye'nin kuzeyinde şu anda her tarafta çatışmalar var. Yoğun çatışmalar var. Ne olur bilmiyorum. En son kurtarıldığımda İdlib'e bağlı bir kasabada, bir evin deposunda tutuluyordum."
Konuşmanın ardından Aygün, kendisini bekleyen araçla Atatürk Havalimanı'ndan ayrıldı. Aygün'ü karşılayanlar arasında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila da yer aldı.
Çalışma arkadaşları karşıladı
Bünyamin Aygün, Atatürk Havalimanı'nın ardından Çağlayan'daki Milliyet gazetesi binasına geldi. Binanın önünde çalışma arkadaşları tarafından karşılanan Aygün, arkadaşlarına tek tek sarılarak hasret giderdi. Aygün'ün bazı gazeteci arkadaşları, gözyaşlarını tutamadı.
Günler sonra tıraş oldu, kahvaltı yaptı
Suriye'de kaçırılarak 40 gün rehin tutulan Milliyet Gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, dün akşam Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı.
Kurtarılmasından duyduğu mutluluğu "Rüya gibi" diyerek dile getiren Aygün, sınır kapısındaki işlemlerinin ardından Büyük Antakya Oteli'ne yerleşti.
Bu sabah erken saatte uyanan Aygün, kahvaltısını otelde yaparken sakalını kestiği görüldü.
Çalışma arkadaşlarıyla kahvaltı yapan Aygün'ün gülümsediği dikkat çekerken kahvaltıda Hatay'a özgü peynirler, humus ve omlet yedi.
Aygün, kahvaltıda kendisine eşlik eden DHA muhabirine kahvaltı yapmayı çok özlediğini vurgulayarak, "Uzun süredir yatakta yatmamıştım. Yatakta yatıp yatmamak konusunda tereddütte kaldım. En çok da Ortaköy'ü özledim" dedi.
Dün akşam Türkiye'ye getirilmişti
Bünyamin Aygün dün akşam Türkiye'ye getirilmişti. Detaylar için tıklayın...
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Batman'da terör propagandasına tokat gibi cevap: Burası Türkiye!
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?