Vaka sayıları hızla artıyor, tehlike de giderek büyüyor. Öyle ki yazlıkçılarda bile yavaş yavaş tereddütlü davranışlar devreye girmiş durumda. Osman Müftüoğlu'nun Hürriyet'teki yazısı...Bir kere şunu net ve peşin olarak kabul edelim: Günlük vaka sayılarındaki artış gerçekten can sıkıcı rakamlara doğru gidiyor. Uzmanların da görüşleri üç aşağı beş yukarı bu yönde. Gerçek rakamların iyimser uzmanlar açıklananların 5-10 katı, kötümser uzmanlar ise en az 40 katı olduğunu söylüyor. Peki, neden? Mevsim yaz. Kapalı alanlarda pek durmuyoruz. Ayrıca çoğumuz tatil nedeniyle yurdun dört bir tarafına dağılmış durumdayız. Dolayısıyla temaslı ya da hasta olma meselesi kış aylarına göre çok daha önemsiz bir problem. Öyleyse bu virüs neden yeniden bu kadar hızla yayılıyor? Ve vaka sayıları neden bu kadar hızla artıyor? Yanıtlar için buyurun... Geçtiğimiz yazıda da belirtmeye çalıştım, halen ortalıkta cirit atan(!) BA.5 varyantı öncekilerden oldukça farklı özelliklere sahip. Her şeyden önce spike proteinindeki olağanüstü değişimler nedeniyle şu nedenle beklenenden daha hızlı yayılıyor...1- VİRÜS ÇOK HIZLI BULAŞIYOR: BA.5 öncekilere oranla çok daha yüksek, güçlü ve hızlı bulaşma yeteneğine sahip bir virüs. Enfeksiyon hocalarının deyimiyle onu taşıyan birinin yanından geçmeniz bile virüsü kapmanız için yeterli olabiliyor. 2- ANTİKORLARDAN KOLAY KAÇIYOR: BA.5 aşılanarak ya da hastalığı geçirerek kazandığımız antikorlardan sıyrılmakta da son derece başarılı bir virüs. Diyelim ki 2 ay önce BA.5ten önceki varyantlardan birini kaptınız ve hastalığa yakalandınız. İyileştim diye sakın ipin ucunu bırakmayın. Aşılandım diye de rahatlığın dozunu fazla kaçırmayın. Çünkü BA.5i şu veya bu nedenle kapacak olursanız yeniden hasta olma olasılığınız hâlâ ve oldukça fazla. 3- SEYAHATLER SIKLAŞTI: Tamam yaz geldi, kapalı alanlar bir hayli ıssızlaştı. Ama muazzam bir seyahat yoğunluğu yaşıyoruz. Uçaklar, trenler ve otobüslerde yer bulmak neredeyse mümkün değil. Şehiriçi toplu taşıma araçları da tıka basa dolu. Ve bunların hiçbirinde maalesef maske takan birini mikroskopla arasanız bile zor buluyorsunuz.NOT: Arife günü İstanbul-Bodrum uçuşu yaptım, Türk Hava Yollarının İstanbuldaki bekleme salonunda tahminen -son günlerde olağan hale gelen rötarlar nedeniyle- 3-4 bin kişiyle bir arada son derece sıkışık bir mekânda birlikte 3 saat geçirdim. Ve üzülerek söyleyeyim sadece ben dahil 6 adet maskeli yolcu saydım. 4- EV ZİYARETLERİ ARTTI: Yaşadığımız bu uzun tatil dönemi ve geçirdiğimiz bayram nedeniyle yoğunlaşan aile, eş, dost ziyaretleri ve artan öpüşüp kucaklaşmaları da bu listeye eklememizde fayda var. EVVELSİ gün Dünya Sağlık Örgütü önemli bir duyuru yaptı, pandeminin halen neticelenmediğini açıkladı. Bu nedenle... 1- Öncelikle korumamız ve korunmaları gereken RİSKLİ KİŞİLER/GRUPLAR var. Kronik hastalığı olan ve bu nedenle de bedensel ve bağışıksal gücü zaten yetersiz kalanların ciddi biçimde korunmaları ve eğer eksikse -etkinliği çok güçlü olmasa bile- mutlaka ama mutlaka HATIRLATMA DOZU AŞILARINI yaptırmalarında fayda var. 2- Geçenlerde de yazdım: Bu virüs de tıpkı grip virüsü gibi hayatımızın bir parçası olacak ve bizimle yaşamaya devam edecek. Ama görünen o ki -umarım ki yanılmayız- ağır hastalık yapma ve bulaşma gücünü yavaş da olsa kaybetmeye devam edecek. Yani bundan sonra bizi yeniden evlere tıkacak, yeniden yasaklara boğacak, yeniden yaşamdan koparacak yeni bir varyantı -inşallah yanılmam- şahsen ben beklemiyorum. Yapmamız gereken ikinci şey şu: Korkmayalım, telaşlanmayalım, hele hele paniğe asla kapılmayalım ve önlemler konusundaki dikkatsizliğimizi bir kenara bırakıp uzmanlar ne diyorsa onu yapalım, riskli alanlarda mutlaka maskelerimizi takalım. TAMAM BA.5 ile enfekte olanların büyük çoğunluğu hastalığı en fazla ağır bir grip gibi atlatıyor. Haklısınız bu yeni varyant risk grubunda değilseniz akciğerlerinize de öyle kolay kolay inmiyor. Diğer taraftan önceki varyantlar gibi bedenlerimizi bir işgal gücü edasıyla hızla sarıp sarmalamıyor. Kısacası bu yeni varyant çok şükür öncekiler kadar genelde daha ağır bir hastalık tablosu oluşturmuyor. Özellikle -istisnalar dışında- öncekiler kadar öldürücü filan değil. Ne var ki bu saydıklarım organ yetmezliği, bağışıklık kifayetsizliği, genel durum bozukluğu, ileri derecedeki yaşlılık hali gibi durumlar söz konusu olduğunda geçersiz kalabiliyor. İşte bu nedenle...