Tahbub, bazı Arap ülkelerinin İsrail'in kuruluşundan bu yana Filistin'e ihanet içinde olduğunu dile getirerek, "Bu ihanet nedeniyle tüm Arap ülkeleri bedel ödemek zorunda kaldı. Irak, Suriye ve Lübnan’da yaşananların tamamı İsrail'in güvenliğini sağlamak içindi. İşte Kudüs ve Filistin'in yanında durmayanlar bugün bu planı destekliyorlar. Arap ülkelerinde yaşanan tüm bu yıkım, İsrail'in korunması içindir." değerlendirmesinde bulundu. İsrail’in Yahudi devleti olarak tanımlanmasının Filistin-İsrail çatışmasını başka bir evreye taşıdığını vurgulayan Tahbub, "Yahudi devleti kavramı çatışmayı bölgesel bir çatışmadan bir din savaşına çevirmektir. Bu da İslam mefhumunu Yahudi devletine karşı güçlendirecektir. Arap dünyası herhangi bir şekilde kendine gelmezse bu çatışma bir yüz yıl daha devam edecektir." diye konuştu.
"Bu plan her iki taraf için de iyi olur"
İsrailli Ariel Begin ise her şeyin planın uygulanabilirliğine bağlı olduğunu dikkati çekerek, "Mesele kâğıt üstünde kalmamalı. Liderler masaya otursunlar ve aralarında anlaşmaya varsınlar. Bu her iki taraf için de iyi olur." dedi. İki devletli çözümden yana olduğunu söyleyen Begin, Filistinlilerin de devlete sahip olmaları gerektiğini belirtti. Trump’ın sözde barış planında yer alan ve İsrail vatandaşı Filistinlilerin müstakbel Filistin devletine taşınmalarına dair maddeye işaret eden Begin, İsrail’in kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan Filistinlilerin İsrail vatandaşlığında kalmak istediklerini, böylesi maddelerin uygulanmasının zor olduğunu vurguladı.Begin, Filistinlilerin bu "fırsatı" kaçırmamaları gerektiğini vurgulayarak, "Ehud Barak ve Ehud Olmert döneminde ve diğer zamanlarda birçok çözüm önerisi sunuldu kendilerine. Ancak hiçbirini kabul etmediler. Şimdi tepkilerden anladığımız kadarıyla bu planı da kabul etmiyorlar." diye konuştu.