Binali Yıldırım önerdikleri yönetim sisteminin adını açıkladı
Başbakan Binali Yıldırım İl Başkanları Toplantısında konuştu. AK Parti kadrolarına seslenen Yıldırım, anayasa değişikliği hakkında konuştu. 'Bu bir rejim deşikliği değil' diyen Yıldırım, yönetim sisteminin değiştiğini yeni sistemin adının da 'Cumhurbaşkanlığı sistemi' olduğunu söyledi. Yıldırım, meydanlara ineceklerini ve vatandaşlarla buluşacaklarını da ifade etti.
Başbakan Binali Yıldırım, 114. kez toplanan AK Parti İl Başkanları Toplantısında konuştu. Terörle mücadelede kararlılıkla ilerleyeceklerini söylenen Yıldırım, Halep'ten 40 bin masum insanın tahliye edildini açıkladı.
Tasarladıkları yeni anayasanın ayrıntılarını da anlatan Yıldırım, 'Rejim değişikliği yok. Rejim değişikliği 1923'te oldu, adı Cumhuriyet'tir' dedi.
Yeni anayasayı vatandaşlara anlatmak için meydanlara ineceklerini de açıkladı.
Konuşmasından satır başları:
Üzerine basarak ifade etmek isterim ki dünyanın baş belası terör insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Terörle mücadele insanların beka mücadelesidir. Türkiye'nin birliğinin daim olması adına verilen büyük bir savaştır. Terörün Türkiye'yi vesayet altına almasına asla izin vermeyeceğiz. Terör ve şiddet Türkiye'yi demokrasimizi asla sona erdirmeyecek.
Binali Yıldırım: Terörle mücadele insanların beka mücadelesidir
Bugün 114. kez bir araya geldik. Bu bize bir şeyi gösteriyor; AK Parti'de istikrarın, hizmetin, sürekliliğin ne kadar önemli olduğunu açık şekilde ortaya koymaktadır. Sizlerle birlikte olmak aslında bütün milletimizle beraber olmak anlamına geliyor.
AK Parti iktidarının ülkemize kazandırdıklarını sizler iyi biliyorsunuz. Biz AK Parti olarak bu millete olan borcunu hizmet üreterek ödemek durumunda olan bir kadroyuz. AK Parti'nin siyasi ilkelerini hayata geçiren bu muhteşem kadro, Türkiye'nin yüzünü ağartan yegane kadrodur. AK Parti Türkiye'nin partisidir.
Ülkemiz baştan başa mamur oldu, hayaller gerçek oldu. Bu inancı koruduğumuz için bugün milletimizin desteğiyle bu emaneti bizler taşıyoruz.
Terör örgütleri canları yandıkça asimetrik saldırılara başladılar. Tüm bu saldırılara gösteriyor ki, hiçbir ülke teröre karşı, 'Biz güvenliyiz' diyemez. Terör dünyanın ortak sorunudur. Irak ve Suriye'ye yerleşen terör örgütleri sadece Türkiye'yi tehdit etmiyor. Bu konudaki ikircikli tavır bırakılmalıdır.
Teröre karşı en büyük sermayemiz birliğimizdir.
Halep'teki tahliyeler
Güney sınırlarımızda maalesef ciddi bir kaos var, otorite boşluğu var. Adeta hükümet yok. Halep'te yaşanan insanlık dramı bütün dünyanın gözünde cereyan ediyor. Yine dünya sessiz, sağır, dilsiz. Ancak Türkiye her şartta, her zorluğa rağmen bu insanlık dramına, bu vahşete sessiz kalmadı, kayıtsız kalmadı. Türk milletinin gönlünü harekete geçiren STK'larımız, Kızılay teşkilatımız, AFAD yetkililerimiz gecikmeden oradaki masum insanlara yardım ellerini uzattılar.
Yine parti teşkilatlarımız, belediyeler yardımları ulaştırmada seferber oldunuz. Hükümet olarak başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere biz de Rusya ile İran'la çok yoğun bir diplomasi görüşmeleri yaptık ve ateşkesin gerçekleşmesini sağladık, sivillerin Halep'ten tahliyesini başlattık. Bugüne kadar 40.000 sivil ateşin içinden alındı. Bu kolay olmadı. Maalesef bölgede savaşın bitmesini istemeyen, adeta bu işi bir sektör haline getirmiş unsurlar her fırsatta barışa kurşun sıkmak için gereken çabayı gösterdiler. Buna rağmen kararlı tutumumuz ve baskımızla bu insanların imdadına yetişmeyi de başardık.
Tahliyelerin sağlıklı yürütülmesi için çalışmalar bitmiş değil, hala devam ediyor.
Avrasya Tüneli
Dünyanın en önemli mühendislik açısından en zor projesini yaptık, iki kıtayı denizin altından bir tünelle birleştirdik. Bu proje daha bitmeden kendi alanında 5 tane uluslararası ödül kazandı. Dünyada yaprak kıpırdamazken Türkiye 1 yıl içerisinde ardı ardına köprülerini tünellerini hizmete aldı.
Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, Erdoğan ve arkadaşları da arabaları denizin altından geçirerek onların yolundan devam ediyor. Biz ecdadamızla, geleceğimizle gurur duyuyoruz.
Amacımız birlik ruhunu başarıyla temsil etmek. Bu muhabbeti asla kimse bozamaz, birliğimize zarar veremez. Türkiye artık karanlık tezgahlar kurararak teslim alınacak bir ülke değildir. Şer odaklarının bölebileceği bir ülke de değildir. Kalbimiz heyecanla çarptıkça bizim hızımızı kimse kesemez. Biz kendimiz için değil ülkemiz için bu yollara çıktık.
AK Parti kadroları olarak siyaseti, ülkeye, millete hizmet aracı olarak gördük.
Yeni anayasa
Bir anayasa meselesi var. Bu anayasa konusu son 50 yıldır siyaseti meşgul ediyor. 1980 darbesinden kalma bir vesayet anayasası ile Türkiye'nin bugünkü ihtiyaçlarını karşılamak mümkün olmuyor. Bu anayasanın değişmesi gerektiği konusunda bir görüş ayrılığı yok. Bütün partiler, 2002'den bu yana kadar bütün seçimler öncesi partilerin yeni anayasa vaadi hep oldu. Öncelikli olarak iktidara geldiklerinde darbe anayasasını değiştireceklerini söylediler. Biz de söyledik. Ama bugüne kadar derli toplu anlamlı bir değişikliği gerçekleştiremedik. Krizler olduğunda krizleri aşmak için değişiklikler yaptık.
Son yılların en fazla tartışılan konusu, hükümet yönetim sisteminin kalıcı istikrarı sağlamadığı, bu nedenle yönetimde yönetim sistemini de içeren esaslı bir değişikliği içeren bir sistemin acil ihtiyaca dönüştüğü, toplumun bütün kesimlerince tartışılıyor.
Avrasya Tüneli açılışından fotoğraflar
Siyaset sorun üretme değil, sorun çözme yeridir. AK Parti, sorunları torunlara bırakmadan, çöze çöze bugünlere geldi. Bu sorunu da çözmek bu kadrolara nasip olacak. Biliyorsunuz 15 Temmuz alçak darbe girişiminden sonra parti genel başkanları olarak Cumhurbaşkanımızın davetiyle bir araya geldik. Anayasayı da konuştuk. Aldığımız karar, AK Parti, CHP ve MHP olarak anayasa değişikliği konusunda bir çalışma yapmak. Mutabık kaldığımız maddeler üzerinde de değişikliği gerçekleştirmek. Bu çalışma neticesinde 7 maddede mutabakat sağlandı ama bu 7 madde maalesef; işin esasına yönelik değişiklikler içermiyordu. Bu görüşmeler sona varmışken, MHP Genel Başkanı Bahçeli bir çıkış yaptı; bu mevcut sistem artık böyle devam etmemeli. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan durum anayasa ile uyumlu hale getirilmelidir. Her ne kadar biz parlamenter sistemi tercih ediyor isek de bu sorunu çözmek için partiler üstü bir anlayışla, AK Parti ile bu konuyu müzakere etmeye ve bir çözüm üretmeye hazırız dedi.
Bunun üzerine üçlü devam eden müzakereleri iki parti olarak sürdürdük. 10 Kasım'da işin çerçevesini çizdik, 10 Aralık'ta da teklifimizi Meclis'e verdik. Şimdi iş Meclis'te, bizden çıktı. AK Parti olarak 316 imzayla teklifimizi verdik.
'Bir sayın Kılıçdaroğlu anlamadı...'
21 maddelik değişiklikte biz 69 maddesinde de biz değişiklik yapmak durumunda kaldık. Sistemde başbakan yok, bakanlar kurulu yok. Dolayısıyla hükümet sistemi değişiyor. Cumhurbaşkanı var, bakanlar kurulu, kabinesi var bir de meclis var. Sistemi şöyle tanımlayabiliriz; aynı günde yapılan bir seçim var. Cumhurbaşkanı'nı seçiyorsunuz ve Meclis üyelerini de aynı anda seçiyorsunuz. Bir günde seçimi tamamlıyorsunuz. Ola ki Cumhurbaşkanı yüzde 50'nin altında kalırsa iki hafta sonra yeniden seçim yapma olabilir.
Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemidir
Rejim değişiyor, rejimi değiştirmeyiz diyorlar. Bunu herkes anladı ama Kılıçdaroğlu anlamadı. Sayın Kılıçdaroğlu, Kemal bey; Türkiye'nin rejimi belli. Cumhuriyet. Ne değişiyor? Rejim değişikliği tarihte kalmıştır. 1923'de o mesele bitmiştir. Şimdi artık yönetim ihtiyaçlarımızı karşılayacak, istikararı esas alan hükümet sisteminden bahsediyoruz. Bizimki Cumhurbaşkanlığı sistemi, sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemidir.
İki irade birbirine karşı bir nüfuzu yok, üstünlüğü yok. Vatandaş diyor ki, sen memleketin işini yapacaksın. Meclis'e de diyor ki, sen de Cumhurbaşkanı'nın ihtiyacı olan kanunları çıkar, memleketin huzuru, güvenliği için, demokrasimizin gelişmesi için gerekli kanunları çıkar. Yetmez Cumhurbaşkanı ve ekibini de takip et, verilen yetkileri doğru kullanıyor mu, bütçeyi yerli yerinde harcıyor mu... Olay bu. Birisi Meclis, birisi Cumhurbaşkanı. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok, diktatörlük geldik, gitti. Diyelim ki anlaşamadılar, bir kriz olursa, o krizi yaşamak mecburiyetinde değil Türkiye. Cumhurbaşkanı'na seçime gitme yetkisi veriyor. Otomatik olarak Meclis de gidiyor. Meclis'e seçim kararı alma yetkisi veriyor. Dolayısıyla ikisi birbiriyle anlaşacak.
Yıldırım: Bu kapı ana muhalefet partisine de sonuna kadar açıktır
Herhangi biri suçtan dolayı Cumhurbaşkanı suçlanabilir, bakanları suçlanabilir. Bu da aynen şimdi olduğu gibi Meclis'te değerlendiriliyor. Yüce Divan'a gidiyor kendini savunuyor. Bu da ayrı bir tasarruf. Bir başka dengeleme meselesi var; Cumhurbaşkanı yürütmeyle ilgili her türlü kararı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile alıyor. Bu kararnamelerin istisası var. Kişi hak ve özgürlükleri ile kararname çıkaramıyor. İkincisi, münhasıran anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen alanlarda Cumhurbaşkanı kararname düzenleyemiyor.
Kararname ile kanun arasında uyumsuzluk varsa kanun esas alınıyor.
Burada da yasama yetkisini önplana alan bir mantıkla hazırlanmış. Bu kararname ile eyaletler, fedarasyonlar kurabilir. Anayasa'nın başında yazıyor, üniter devlet yapısı var, toprak bütünlüğü bağımsız, demokratik, laik sistemden bahsediyoruz. Bunlar varken nasıl böyle bir şey icat ediyorlar... 367 gibi bir şey. Türkiye ülkesiyle, milletiyle bir bütündür, toprak bütünlüğünü bozacak yapılanmaya izin verilemez. Biz bu mücadeleyi niye yapıyoruz, niye şehit kanlarımızı döküyoruz? Ülkemizin birliği, bütünlüğü için yapıyoruz.
Meclis'ten sonra meydanlardayız
Sanırım ay sonuna kadar görüşmeler komisyonda başladı, tamalanacak genel kurula gelecek ve sonra süreci biliyorsunuz. Şimdi tabi anayasa Meclis'te inşallah genel kurulda da kabul edilecek ama sonra iş bitmiyor. Milletvekilleri biraz yorulacaklar ama sonra hepimiz meydanlardayız. Vatandaşlarımıza, milletimize, ne yapmak istediğimizi en iyi şekilde anlatacağız. Bu anayasa koalisyonlar dönemini kapatıyor. Türkiye'de 45 tane hükümet kurulmuş. 16 ay süresi var hükümetlerin. 16 ayda ne yapabilirsiniz?
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlar Ameliyatta 'Mide' Şoku!
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?
Estetik ameliyatı sonrası hayatını kaybetmişti... Fenomen Neşe Özkan'ın acılı eşinden flaş açıklama
Antalya sele teslim! 236 kişi mahsur kaldı: AFAD ekipleri sahaya indi!