Başbuğ: "Mevzide ateist yoktur"
Ergenekon davasında tahliye olan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Milliyet gazetesinden Fikret Bila'ya konuştu. Başbuğ Ergenekon, Balyoz ve casusluk davalarıyla ilgili, kritik noktalara değindi ve kendisine yöneltilen iddialara yanıt verdi. TSK'ya din konusunda haksız eleştiriler yöneltildiğini söyleyen Başbuğ, "Savaşta cephede ateist yoktur. Mevziye girince herkes dua eder" dedi.
Ergenekon davasında tahliye olan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila'ya verdiği röportajda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin din konusuna yaklaşımını yorumladı, Ergenekon davası kapsamında hakkındaki iddialara yanıt verdi.
Başbuğ ordunun milli vasfına da özel bir vurgu yaptı:
"TSK milli ordu vasfını kaybetmemeli"
"Türk ordusu milli ordu olma vasfını kaybetmemelidir. Bir ordu milli ordu olma vasfını nasıl kaybeder? Üç şekilde kaybeder. Etnik farklılıkların girmesi, mezhep farklılıklarının girmesi ve liyâkatin kaybolması. Eğer orduya bu farklılıklar girer, liyâkat yerine başka ölçüler esas alınırsa, ordunun emir-komuta düzeni de, görevinin gerektirdiği yapısı da bozulur, dağınıklık başlar. Bu nedenle Türk ordusunun milli vasfını koruması, kaybetmemesi hayati önemdedir. En çok dikkat edilmesi gereken husus budur."
"Mevzide ateist yoktur"
TSK'ya zaman zaman "Dine uzak, hatta dinsiz" şeklinde eleştirilerin yöneltildiğini hatırlatan Başbuğ, bunun haksızlık olduğunu söyledi:
"Böyle bir şey olabilir mi? Ben daha önce de söyledim. Peygamber ocağı dediğiniz bir kurumdur ordu. Dinsizlik söz konusu olabilir mi? Allah Allah diye taarruz eden bir ordudan, gemilerinin direğinde Kuran-ı Kerim bulunan bir ordudan söz ediyoruz. Bu TSK'ya yöneltilen en haksız eleştiridir. Türk ordusunu bu şekilde suçlamak kabul edilemez. Bizler bu ocağın içinde büyüdük, yaşadık. Ben sorumlu olduğum her kademede çok hassas davranmış, gerekli imkanların sağlanmasına özen göstermişimdir."
"Savaşta, cephedeki mevzide ateist yoktur. Bu söz doğrudur, mevziye girince kimse ateist olmaz, dua eder."
Başörtüsü özeleştirisi
Ancak Başbuğ'a göre ordunun dine yaklaşım konusunda "Hataları, çelişkili tutumları da oldu."
"Mesela şehidimiz olduğu zaman gidiyoruz, şehidimizin başı örtülü annesinin elini öpüyoruz, ona anne diyoruz, sarılıyoruz, acısını yürekten paylaşıyoruz. Ama o anneler yemin törenine geldiklerinde başları örtülü diye içeri almıyoruz. İşte bu bizim çelişkimiz ve hatamız. Bunu ben de görevli olduğum dönemde arkadaşlarımla konuştum. Bir çözüm bulmalarını istedim. Törende bir protokol bölümü olur, oradakiler görevleri gereği oradadır, ama annelerin, babaların törene katılacağı yer de olur. Keza bir başta çelişki, bir başka hata, cenazeye gidiyoruz ama namaz sırasında ayrılıyoruz ve kenarda duruyoruz. Bu da hatalı bir davranıştı. Sonra bu hatadan dönüldü."
"Komik suçlamalar"
Eski Genelkurmay Başkanı yargılandığı Ergenekon davası ile ilgili de şunları söyledi:
"Benim üzerime üç konuyla ilgili olarak geldiler. İddiaları şunlardı. Basın toplantısında boş olan LAW silahına 'boru' dedi, İrticayla Mücadele Eylem Planı'na 'kağıt parçası' dedi ve İnternet andıcıyla internet siteleri kurdu. Bu üç iddia da gerçek değildir. Bu iddialara dayanarak dava açıldı, terör örgütü üyesi denildi. Bu iddialar da suçlamalar da yasal ve hukuki dayanaktan yoksun, komik suçlamalardı."
"Bir kere şunu söyleyeyim, o basın toplantısında neler dediğime tekrar tekrar baktım. Ben 'boru' sözcüğünü kullanmamışım bile. Benim boş LAW malzemesini göstermekteki amacım, kullanılmış, içi boş bir LAW askeri malzemesinin gömülmesinin, saklanmasının saçma olduğunu göstermekti. Bu işten anlayan biri, bir subay boş, kullanılmış bir sarf malzemesini gömmez, bunun bir daha kullanılmayacağını bilir. Bu malzeme bir defa kullanılır, onun için silah değil sarf malzemesi olarak adlandırılır. Bunu göstermek istedim. Bir SAT komandosu bunu niye gömsün, niye saklasın, zaten bu tür malzemeleri depolarında, kullanabilecekleri yerler de var. Fakat bunu dillerine doladılar ve bir suçlamaya dönüştürdüler."
"İkincisi ben basın toplantısında İrticayla Mücadele Eylem Planı'na kağıt parçası dedim. Çünkü bir fotokopiydi. Ancak fotokopi diye ciddiye almamazlık da yapmadım. Ben bununla ilgili haber çıktığı gün askeri savcılığa bunu soruşturun dedim ve aynı gün soruşturma başladı. İnternet siteleri meselesine gelince bildiğiniz gibi bu siteleri kapatan benim, yeni açılmış bir iki siteyi de kullandırmadım, aktif hale getirtmedim. Bütün olay bu. Bunların belgeleri, tarihleri de belli zaten."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Biberona tiner, çorbaya çamaşır suyu! İNSAN BEBEĞİNE NASIL KIYAR? | En Son Haberler...
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Besicinin 90 koyununu 1 dakikada çaldılar
Selma Ateş'e saldırıyı azmettirmişti! Eşini ve yanındaki kişiyi öldürdü: Elektronik kelepçeyi kırıp kaçtı
SON DAKİKA HABERİ... Narin cinayetinde düğüm çözülecek mi? 3. kanlı delil ortaya çıktı