Başbakan Erdoğan'dan Metin Feyzioğlu'na cevap
AK Parti'nin Afyon kampının kapanış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, Danıştay törenindeki gerginlikle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na sert çıkan Erdoğan, "Kimsin sen ya?" dedi. Erdoğan, "Bu makamda olduğum sürece de bundan böyle bunların konuşacağı yere hiçbir zaman katılmam" diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti'nin, Afyonkarahisar'da NG Güral Termal Otelde düzenlenen, 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'ndaki kapanış konuşmasına, Türkiye ve dünyadaki tüm annelerin ve salonda bulunan annelerin Anneler Günü'nü kutlayarak başladı.
Salonda bulunanlara "Bakın kardeşlerim" diyerek hitap eden Başbakan Erdoğan, "Hiçbir atanmış, kalkıp da milletin temsilcilerine ders vermeye yeltenmesin" dedi.
Başbakan Erdoğan, dün Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü kutlamasına katıldığını anımsatarak, şu anda yaptığı konuşmasında, sadece İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılanlara değil, 77 milyon vatandaşa hitap ettiğini ve bazı şeylerin milletçe bilinmesi, çok iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.
"Bizler 'Korkma' diye başlayan bir İstiklal Marşı'nı sahiplenmiş milletin evlatlarıyız" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum diye tarif edilen bir Asım'ın nesliyiz. Bunu bir defa çok iyi anlamamız gerekiyor. Dünkü toplantıda malum sabah 10'da burada olacaktık, fakat biz gerçekten Sayın Başkan'ın o nezaketli daveti sebebiyle buradaki konuşmamızı öğleden sonra saat 14.00'e aldık ve saat 10.00'da Danıştay'daki toplantıya Adalet Bakanımla katıldık.
Sayın Cumhurbaşkanımız orada, Genelkurmay Başkanımız orada, bakanlar orada, tüm yargı camiasının mensupları orada. Danıştay Başkanı çıkıyor, 25 dakikalık herkesin saygı duyacağı konuşmayı yapıyor. Gerek yasama, gerek yürütmeyle ilgili gerekse yargıyla ilgili değerlendirmelerini geniş açıdan gayet güzel şekilde takdim ediyor ve 25 dakika süren konuşma yapıyor. Kim bu? Evsahibi. Evsahibi bu konuşmayı yaptıktan sonra, orada konuşma hakkı, konuşma yetkisi olmayan... Araştırmasını da yaptırdım, ne içtüzüğünde ne tüzüğünde, yasalarda zaten yok, onu orada söyledim, bunu biliyorum. Daha sonra incelettim ki tüzüğünde, iç tüzüğünde böyle birşey yok.
Meğerse bu bir gelenek olduğu için, bunları da savunma makamı olarak kabul ettikleri için söz verilirmiş. Yargıtay'da da bu şekilde, hani Adli Yıl'da da, Yargıtay'da bu konuşma yapılır ya, orada da yıllar yılı maalesef buna benzer şeyler hep olur, daha sonra tabii gitmedik. Danıştay'da da bundan dolayı böyle bir söz verilmiş. Oraya konuşmaya çıkan kişi, karşısındaki insanların herhangi bir savunma hakkı var mı? Hukukçusun orada konuşmanı yapacaksın, ama karşısına gelen devlet ricaline orada her türlü saygısızlığı yapacaksın, hakareti yapacaksın. İşte Baro Başkanı çıkıyor...
Sayın Danıştay Başkanının 25 dakika konuşma yaptığı yerde kendisine de 15 dakika, bilemedin 20 dakika konuşması söylenmiş, bir saat konuşma yapıyor. Devlet protokolünde böyle birşey olamaz, sen misafir olarak geliyorsun, orada konuşma hakkın yok, çıkıyorsun orada 1 saat zehir zemberek konuşma yapıyorsun. Ve seçilmişlere, işte o hücrelerine sinmiş kibirle parmak sallamaya yelteniyor, insan da en başta bir nezaket olur. Devlet protokolünün karşısında nasıl konuşulacağını, ne kadar konuşulacağını, ne konuşulacağını insan bir kendisine dert eder, bunu düşünür. CHP Kurultayı'nın kürsüsünden değil, Danıştay'ın kürsüsünden konuşuyorsunuz."
"Danıştay salonunda mıyız, yoksa CHP kurultayında mıyız, şaşırdım"
Başbakan Erdoğan, gelecek çarşamba 14 Mayıs günü itibariyle tek parti CHP döneminin kapanmasının üzerinden tam 64 yıl geçmiş olacağını hatırlatarak, "İnanın, Danıştay salonunda mıyız, yoksa CHP kurultayında mıyız, şaşırdım" dedi.
"Bir yüksek mahkemenin kuruluşunda, kuruluş yıl dönümünde memleketin son 100 yıldaki bütün gündem konularını tek tek hatırlatıyor, her bir gündem maddesi üzerinden siyasete, siyasetçiye hiza vermeye çalışıyor" diyen Başbakan Erdoğan, "Engelliler konusunda başlıyor, anlattığı şeylerden görüyorum ki engellilerle ilgili ne yaptığımızdan adamın haberi yok. AK Parti iktidarının engelli vatandaşlarımıza yaptıklarını bugüne kadar hiçbir iktidar yapmadı. Babadedesi de yapmadı, onun iktidar olduğu partiler yapmadı. Biz yaptık, ama haberi yok, oradan geçiyor basın özgürlüğüne, oradan çıkıyor çevre meselesine,
oradan çıkıyor sokak olaylarına..." diye konuştu.
"Tövbe tövbe"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun dün Danıştay'da yaptığı konuşmasında Van depreminden de bahsettiğini, depremden sonra Van'da birşey yapılmadığını ileri sürdüğünü belirten Başbakan Erdoğan, "Orada insan nasıl olacak da buna tahammül edebilecek. Avrupa Birliği'nden de bahsediyor, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN'dan da bahsediyor. Yav sen kim, ASELSAN kim, HAVELSAN kim. Kimsin sen ya... HSYK yasasına da değiniyor, sanat hakkında görüşlerini de anlatıyor, tövbe tövbe..." ifadelerini kullandı.
"Senin şaklabanların sana geliyor"
Başbakan Erdoğan, Van'a depremden sonra yapılan yatırımın 5 milyar liraya ulaştığını ifade ederek, "Bundan haberin var mı senin? Neymiş 'ona öyle bilgi verilmiş'. Sen bilginin kaynağına inmemişsin ki senin gibi düşünenler, senin şaklabanların sana geliyor bu bilgiyi veriyor. Sen çıkıyorsun bu işin asıl sahibinin karşısında, bu doğru olmayan sözleri konuşuyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Sana yalan konuşmak yakışır mı? Sen bir hukukçusun, güya önünde de profesör var, nasıl bunu yapıyorsun" dedi.
"Sen nasıl hukukçusun?"
Van'daki konteyner kentin istismar konusu edildiğine, şu anda konteynerlerde sadece 67 ailenin kaldığına ve bunların da hak sahibi olan afetzedeler olmadığına işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizler orada, hak sahibi olanlara yaptığımız konutlardan verirken arta kalan konutlardan da kiracı olanlara kura çekmek suretiyle verdik. Kiracı kiracıdır, ama bir kısmına verebildik. Eğer diğer kiracılar da almak istiyorsa, onlar yine ya kiracı olarak bir yerlere yerleşecek veya TOKİ olarak konutlar yapmaya devam ediyoruz, illa konut almak istiyorsan TOKİ'den konut alır. Sen nasıl hukukçusun? Eğer hukukçuysan, hak sahibi olan orada, hak sahibi olan kişi neyse ona bizim önce çözüm bulmamızdır. Kiracı olana bizim 'alsa sana ev' deme mecburiyetimiz yok, ama ona kiraya yer bulduğumuz gibi, konteynerleri bulduk, konteynerleri oraya getirdik, bunların dışında devletin bütün sosyal tesislerinde onları misafir ettik, ülkemizin çok değişik yerlerinde."
Erdoğan, şu anda bütün konteynerlerin boşaltıldığını, konteyner kentlerin kaldırıldığını ama 67 ailenin buraları boşaltmak istemediğini, direndiğini belirterek, "İşte böyle, BDP, CHP, MHP zihniyetindeki istismarcılar, fotoğrafın bütününü bir kenara bırakıyor, bu 67 aileyi istismar ediyor. Yani biz, 23 bin 691 konut inşa ettik, onlar görülmüyor, onlar takdir edilmiyor; şu anda, hak sahibi olmayan bu 67 aile, bütün Van'ın manzarası gibi sunuluyor" diye konuştu.
"Bu beyefendi, ölümler üzerinden istismar yapmaya çalışıyor"
"Bu beyefendi, Danıştay kürsüsünden yakın zamanda gösterilerde hayatını kaybedenlerin isimlerini sayıyor, ölümler üzerinden istismar yapmaya çalışıyor" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "İstanbul'da yatıyorlar, kalkıyorlar Berkin Elvan... O da o gün onu zikrediyordu. Yüzünde maskesi, sapanı, cebinde patlayıcılar, ama kalkıyor malum medya 'ekmek almaya giderken...' Ekmek almaya giderken maskeyle mi gidilir, sapanla mı gidilir, patlayıcılarla mı gidilir, bu nasıl iştir? Ama yine aynı o olayların olduğu günde kalkıp da terör örgütü Okmeydanı'nda gelip Burakcan'ı orada şehit ederken, o Burakcan'ı bu Baro Başkanı zikretmiyorsun. Çünkü o teröre kılıf bulmamıştı, o evinin kapısının önünde, oradaki gelen kalabalıkların o gelişinde kurban olmuştu. Sıkıntı burada. Çünkü Burak, istismara elverişli değildi. Ama diğerleri istismara elverişlidir. Burak için belki her yıl bir mütevazi anma töreni yapılacaktır, ama bunlar için bu isimler tamamen istismara açık, her yıl yapacakları kutlamalarla kendilerine göre bunlardan oy devşireceklerini zannedecektir, çünkü hayatları bunun üzerine kuruludur."
"Katılmam"
Erdoğan, "Bu törenlerin her yıl ihtilalci zihniyet tarafından siyasetçiye ayar verme ayinlerine dönüşmesinden de çok rahatsızız. Bunu da önümüzdeki günlerde konuşacak, bir usule bağlayacağız. Ve bu makamda olduğum sürece de bundan böyle bunların konuşacağı yere hiçbir zaman katılmam" dedi.
Başbakan'ı sinirlendiren konuşma
Erdoğan'dan Metin Feyzioğluna sert tepki
Gül, Erdoğan'ın sakinleştirmeye çalıştı
Metin Feyzioğlu'ndan ilk açıklama...
Kılıçdaroğlu'ndan ilk tepki...
Erdoğan'dan Feyzioğlu'na: Çıkar cübbeni!
TRT'nin kamera açısıyla o anlar