hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Başbakan Erdoğan'dan başörtüsü çıkışı

    Başbakan Erdoğandan başörtüsü çıkışı
    expand

    Başbakan Erdoğan, CHP liderinin kendisine yönelik sözleri için "Böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi?" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başbakan Erdoğan: (CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun dün kendisine yönelik sözlerine ilişkin) Böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi ? Böyle bir ifade olabilir mi?

    Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir. Başörtüsü bizim dinimizin gereklerinden birisidir fakat cehalet çok kötü bir şey. Dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahiller.

    Parlamento'da, İçtüzükte buna mani hiçbir şey yok. Bu kardeşlerimizin bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak buna herkesin saygı duyması gerekir. Bunlar 657'ya tabi memur da değil, millet tarafından seçilmiş, temsilcisidir.

    (3 çocuk tavsiyesini eleştirenlere) Ben temennimi söylüyorum. Bu temennimi her yerde işliyorum. Her yerde de işlerim çünkü Türkiye'nin genç nüfusa ihtiyacı var.

    Başbakan Errdoğan, İzmir'de, AK Parti İl Başkanlığının bir otelde düzenlediği yemekte konuştu.

    Başbakan Erdoğan, "Biz milletçe 90. yıl coşkusunu yaşarken asrın projesi Marmaray'ı, uluslararası bir katılımla hizmete açarken, İzmir İktisat Kongresi'nin açarken, dünyanın en büyük kongre merkezlerinden biri olan Efes Kongre Merkezi'ni açarken, belli bir kesimin bizim bu heyecanımızı ve bu coşkumuzu paylaşamadığını üzülerek gördük" diye konuştu.

    "Milletimiz de bunun bedelini onlara ödetecektir"

    "Özellikle ülkemizde üzülerek müşahade ettiğimiz bir şey var. Hala bizim ülkemizde muhalefet demokrasiye katkıda bulunma veya ülkenin kalkınmasına katkıda bulunma anlayışını kavrayabilmiş değil" ifadesini kullanan Errdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

    "Hala kutuplaştırmanın, hala ötekileştirmenin, seviyeyi son derece aşağılara çeken üsluplarına biliyorlar ki Başbakan cevap vermeyecek. Bunu daha önce söyledim. Bu cevaplarımı benim arkadaşlarım verecekler. Ama benden cevap alamayacaklar. Ne derlerse desinler, cevap alamayacaklar. Onlara cevabı inanıyorum ki benim halkım, benim vatandaşım, benim milletim en güzel şekilde 30 Mart'ta sandıkta verecektir. Tabii karşımızdaki bu üslup ve seviyeye ben cevap vermezken bir şeyi söylemem gerekiyor. Burada özellikle şahsımıza veya kendi yakınlarımıza yönelik kullanılan ifadeler hatta hatta ailemize yönelik kullanılan ifadeler, gerçekten yenilir yutulur değil ama biz 'ya sabır' diyoruz. İnanıyoruz ki milletimiz de bunun bedelini onlara ödetecektir.

    AK Parti'ye ve hükümete yönelik böyle bir muhalefet, sorumsuz parti yöneticileri, sorumsuz milletvekilleri tarafından bir düşmanlığa, bir hınca, öfkeye tahvil edilmiş durumda. Şunu burada açık açık söylüyorum; toplumda oluşturulmaya çalışılan kutuplaştırma ve ayrıştırmada, hükümetin ve AK Parti'nin hiçbir sorumluluğu ve katkısı yoktur. Daha kurulduğumuz günden itibaren bir Türkiye partisi olduğumuzu, milletin tamamına eşit nazarla baktığımızı, ülkenin tamamını bir ve beraber olarak kucakladığımızı ifade ettik. 11 yıl boyunca hiçbir vatandaşımızın siyasi görüşüne, ideolojisine, yaşam tarzına, fikrine bakmadan nereye oy verdiğine bakmadan, eşit derecede hizmet götürmenin gayreti içinde olduk."

    Marmaray'a yönelik eleştiriler

    Başbakan Erdoğan, dün de İstanbul'da çok önemli ve anlamlı bir açılış yaptıklarına işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Biraz sonra da inşallah Kuşadası'nda yapacağımız önemli açılışlar, bu ülkenin evlatlarını, bu milleti sevindirmez mi? Bakın dünden bu yana 15 gün süreyle dedik ki, 'Marmaray ücretsiz çalışacak. 15 gün süreyle, Marmaray ücretsiz çalışırken şimdi vatandaş tabii bir Ayrılık Çeşmesi'nden biniyor Kazlıçeşme'ye gidiyor, Kazlıçeşme'den dönüyor, tekrar Ayrılık Çeşme'ye geliyor.

    Fakat birileri yine aynı şekilde daha ilk günden bakıyorsunuz oradaki hassas çekilmemesi gereken biliyorsunuz imdat zilleri var, onu çekiyor tabii orada ister istmez maalesef Maramaray'da bir sıkıntı geliyor. Hemen medya hazırlıklılar, onlar da arkadan gelip çekim yapıyorlar. Bu çekimlerle beraber hemen Twetler başlıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir mantık böyle bir anlayış olabilir mi? Yani kimin neyi merak ettiğini anlamak bakımından, ne için çalıştıklarını anlatmak bakımından bu çok önemli. Fakat isteselerde istemeselerde millet istikametini bulmuştur."

    MHP, BDP ve CHP'ye sert çıktı

    Bazı partilerin tabanlarında oluşan sorunları ülke sorunu olarak gördüklerini ve kendi sorunları gibi baktıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "CHP'nin bu kadar seviyesiz bir yönetime sahip olmasına açıkçası CHP tabanı adına da üzülüyoruz. MHP'nin bu kadar ağzı bozuk, bu kadar küfürbaz, Türkçenin güzelliğinden bu kadar nasipsiz bir yönetime sahip olmasına biz, MHP tabanı adına da üzülüyoruz. BDP'nin bu kadar ayrıştırıcı olmasına, bu kadar vesayet altında kalmasına BDP seçmeni adına kaygıyla bakıyoruz. Türkiye'de oluşturulmaya çalışılan kutuplaşmanın, ötekileştirmenin, hıncın ve husumetin mimarı, AK Parti ya da iktidar değil bizzat muhalefet partileridir. Oradan nemalandıkları için sürekli orayı istismar ediyorlar, her türlü beceriksizliği, yolsuzluğu, usulsüzlüğü, vizyonsuzluğu, ufuksuzluğu, bu parti yönetimleri ideoloji ile kutuplaştırma ile örtmeye çalışıyorlar."

    Kılıçdaroğlu'na "dikiz" cevabı

    İzmir'in bayraklarla donatıldığını gördüğünü ve bu durumdan çok memnun olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Temenni ediyorum ki o bayrağın ruhuna hep birlikte nüfuz edelim, o ruhu kavrayalım, mesele o. Cumhuriyetçi olmak bu şehri geri kalmışlığa mahkum etmek midir? Bu mudur bunların cumhuriyetçilikten anladığı? Cumhuriyetçi olmak, bu ülkenin Başbakanına küfretmek midir? Hakaret etmek midir? Afedersiniz, çok enteresan ben İstanbul'da Başbakanlık Ofisi'ne gelirken, oradaki Beşiktaş İskelesinden, Kadıköy'den gelen vatandaşlarımız geçiyor, orada her türlü tabii giyim içerisinde olanlar var. Tasvip ederim, etmem ayrı mesele. Ama hepsine saygı duyduğumu söylüyorum. Çok enteresan, diyor ki 'oradan geçen bayanları dikizliyor.' Böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum, o ne söylüyor."

    Üç çocuk tartışması

    Ahlakın izmihlalinin felaket bir şey olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarının "Ahlak üzerinde biz bu ülkemizi yükselteceğiz" demesinin altında bunun yattığını söyledi.

    Muhafazarlık anlayışlarının altında da aynı şeyin yattığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Bunun için bu işin üzerinde hassasiyetle durmamazı gerekiyor. Şu anda attığımız adımlarda dikkat edin, diyor ki bu çok tehlikeli bir şey 'Üç çocuk istiyor'. 'Kadın vücudu üzerinden siyaset yapıyor' diyor. Bir defa ifadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum. Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü yapıldı. Yıllarca bu ülkede malesef adeta kısırlaştırmaya vesile olacak haplarla evlere girildi.

    Bunları yürüten STK'lar oldu bu ülkede. Bizim nüfusumuzun gençliği en büyük sermayemizdir. Bu genç nüfusumuzu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben ülkenin Başbakanı olarak, sorumluluk mevkiinde bir insan olarak, arzum şu; 2040 yılında o yıllarda yaşlanmış bir Türkiye, yaşlanmış bir Türk milleti istemiyorum, genç dinamik bir millet istiyorum ve bunun için de ben temennimi söylüyorum ve bu temennimi her yerde işliyorum.

    Ömrüm el verdikçe bunu işlerim. Niye? Çünkü Türkiye'nin genç nüfusa ihtiyacı var, şu anda yüzde 65, otuz yaşın altında. Bizim bu genç, dinamik nüfusu korumamız lazım. Unutmayın en büyük sermaye insandır. Bakın, ekonomide emek, sermaye falan, bunları söylerler. İnsan, insan. İnsan varsa sermaye var, üretim var, yatırım var... İnsan yoksa bunların hiç biri yok. Bu bakımdan çok önemli."

    "Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir?"

    Anamuhalefet partisinin bir temsilcisinin, bazı milletvekillerinin başörtüsü açıklamalarından rahatsız olarak, "Bu bir siyasi simgedir" dediğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir. Başörtüsü şu anda bizim dinimizin gereklerinden bir tanesidir. Fakat cehalet çok kötü bir şey. Yani dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve bu adam milletvekili oluyor ve bu adam geliyor parlamentonun kürsüsünde veyahut da kendi partisinin genel merkezinde bunu söyleyebiliyor" dedi.

    "Bunlar, 657'ye tabi memur da değil"

    Kendilerinin "bu ülkede başı örtülü olan da örtüsüz olan da bunların hepsi bizim kardeşimiz" dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başını örtüyor, lütfen saygı duy. Başı açık, lütfen saygı duy. El ele omuz omuza bu insanlar, bu toplumun içinde beraber yürüsünler. Kimsenin özgürlük alanına müdahale etmiyor. Kendi özgürlük alanında, inanç özgürlüğünü yaşasın. Kendi özgürlük alanı içerisinde eğitim, öğretim özgürlüğünü yaşasın. Devletin, kamunun kendisine vermesi gereken hakları başı açık olan kardeşim de başı örtülü olan kardeşim de bu ülkede kullanabilsin. Atılan adımlar bunun için.

    Bakıyorsun yeri geliyor, çarşaf giymiş bir kardeşimize geliyor, CHP'nin rozetini takıyorlar. Yaşadık değil mi bunları geçen seçimde? Ama bir grup da geliyor, bakıyorsun otobüsten atıveriyor. Yaşadık. İşte istismar budur. Hem rozeti takarsın hem otobüsten atarsın. İstismar bu. Ama AK Parti'de böyle bir şey söz konusu değil.

    Biz, insanımızı olduğu gibi kabul ediyoruz ve olduğu gibi kendilerine de saygı duyuyoruz. Şu anda burada kalkıp da CHP yönetimi, bu insanları çıkartıp konuştururken, 'arkasında durmam' diyemiyor, 'dururum' da diyemiyor. Niye? Yarına hazırlık yapıyor, bakalım tepki nasıl olacak. Biz bir şeye inanıyoruz, Parlamento'da İçtüzük'te buna mani hiçbir şey yok ve bu kardeşlerimiz, bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak, buna herkesin de saygı duyması gerek. Bunlar, 657'ye tabi memur da değil. Bunlar, millet tarafından seçilmiş, milletin Parlamento'daki temsilcisidir. Dolayısıyla onların böyle bir tasarrufuna müdahale etmek bir defa Parlamento'ya da saygısızlıktır, inançlara da saygısızlıktır."

    "Biz, teşkilat olarak, Parlamento'daki grubumuz olarak bu kardeşlerimizin orada teline zarar asla getirmeyiz" diyen Erdoğan, "Gereği neyse bunu yaparız. Kaldı ki ben, CHP Grubu'nun da bu ifadelerle aynı şekilde davranmayacağına inanıyorum ve Parlamento'daki bu arkadaşlarına da aldıkları karar sebebiyle saygı duyacaklarına inanıyorum" ifadesini kullandı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow