hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Balyoz davasında "sahtekarlık" krizi

    Balyoz davasında sahtekarlık krizi
    expand

    "Balyoz Planı" davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin avukatı Celal Ülgen, kendilerine verilmeyen bazı CD'lerin üzerindeki harflerin müvekkiline ait notlardan kopyalanıp oluşturularak, CD'ler üzerinde fiziki sahtekarlık yapıldığını savundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık avukatlarının talepleri alındı.

    Tutuklu sanıklardan Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Fatih Ilgar'ın avukatı Murat Ergül, Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki bir odada dinleme cihazı bulunduğuna ilişkin basında çıkan haberlere değinerek, bununla ilgili fotoğrafı da salondaki ekrandan göstererek, dinleme cihazının bulunduğu bu yerin yüksek zemindeki kablo kanalı olarak ifade edildiğini söyledi.

    Yine Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramada, belgelerin bulunduğu iddia edilen zemin altındaki bölümün fotoğraflarını da gösteren Ergül, "Polise gelince yüksek zemindeki kablo kanalı, askere gelince zula" dedi.

    Emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün avukatı Yağız Ali Dağlı, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen delillerin gerçek olması durumunda bile tutuklanmaya neden olan makul şüphenin bulunmadığını ifade ederek, tüm sanıkların tahliyesini istedi.

    Celal Ülgen

    Tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin avukatı Celal Ülgen de davada suça dayanak teşkil eden CD'lerin son kaydedicisinin Süha Tanyeri olarak göründüğünü belirterek, bu CD'lerle birlikte fotoğraflarının kendilerine verilmediğini, ancak bazı basın organlarında yayımlandığını söyledi.

    "CD üzerindeki fiziki sahtekarlıkları anlatacağım" diyen Ülgen, Tanyeri'nin notlarındaki yazı karakterleri ile basında fotoğrafları çıkan CD'lerin üzerindeki yazı karakterlerinin karşılaştırmasını yaptıklarını anlattı.

    Bunu salondaki ekrana da yansıtan Ülgen, CD fotoğraflarında görünen el yazılarının, dosyadaki Tanyeri'nin yazılarından kopyalandığını savundu.

    Ülgen, Tanyeri'nin notlarındaki "k, o, r, z, n, a, l" harflerinin kopyalanarak CD'lere taşındığını ileri sürerek, 11 No'lu CD üzerindeki "Or.K.na", 17 No'lu CD üzerindeki "K.Özel" yazılarının oluşturulduğunu öne sürdü.

    Ülgen, Tanyeri'nin notlarındaki söz konusu harfleri CD'lerdeki harflerin üzerine oturtarak, uygulamalı bir şekilde gösterdi.

    Müvekkiliyle birlikte bütün sanıkların bu CD'lerden dolayı tutuklu olduğunu belirten Ülgen, "Bizim sizinle ilgili bir kuşkumuz yok. Ancak yönlendirilmiş olabilirsiniz. Bu CD'lerin fotoğrafları bize verilirse her şey ortaya çıkacak" diye konuştu.

    Tutuklu sanıklardan Dursun Çiçek'in avukatı Ilgın Biçer de müvekkilinin Mart 2003'te yapılan seminere katılmadığını, çünkü o dönemde İskenderun'da görev yaptığını belirterek, "Belgeler içerisinde yer alan listelerde herhangi bir işlem yaptığı görülmemiştir. Faili meçhul dijital bir durum söz konusudur. Hukuki bir delil taşımamaktadır. Ayrıca Gölcük'te çıkan belgelerle müvekkilim hakkında herhangi bir delil de mevcut değildir. Tahliyesine karar verilmesini istiyorum" diye konuştu.

    5 dakikadan fazla konuşan avukatlara uyarı

    Bu arada sanık ve avukat sayısının fazla olması nedeniyle Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, her sanık için beyanda bulunma süresinin 5 dakika olduğunu söyledi. Bunun üzerine bazı avukatlar, bu uygulamanın CMK'ya aykırı olduğunu, savunmanın kısıtlanamayacağını belirtiler.

    Diken de bunun talep alma olduğunu, esasa ilişkin savunmaya gelindiğinde süre sınırlaması olmayacağını ifade ederek, "Dünkü duruşmada sabahtan itibaren talepler alınacaktı. Özden Örnek'in savunmasını sürdürmek istemesi üzerine, sanık ve avukatlar bunu kabul etmişti. Biz de kendisine süre vererek, taleplerin alınmasına öğleden sonra geçildi" dedi.

    Öte yandan, duruşma sırasında bazı avukatların bu süreyi aşmaları üzerine, Başkan Diken tarafından uyarıldılar.

    Mahkeme heyeti, duruşmayı 25 Nisan'a erteleyerek, 26, 28, 29 Nisan ve 2, 3, 5, 6 Mayıs tarihlerinde de duruşmaların yapılmasını kararlaştırdı.

    Bu arada, heyet salondan çıktıktan sonra sanık yakınları karara tepki göstererek, ağır ifadelerde bulundu. Bazı sanık yakınlarının da ağladığı ve fenalaştığı görüldü.

    Öte yandan, tutuklu sanıkların Hasdal Askeri Cezaevine sevki sırasında alınan güvenlik önlemlerinin artırıldığı gözlendi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow