Bakan Çavuşoğlu net konuştu: Fırat'ın doğusu hayat memat meselesi!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’de Fırat’ın doğusunda gerçekleştirilmesi beklenen “Güvenli Bölge” ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. “Fırat’ın doğusu bizim için şu anda hayat memat meselesi.” diyen Çavuşoğlu, “Zorluklara bakarak bugün adım atmazsak yarın çok daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalırız, tehdit çok daha büyür!” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün SABAH'ın Ankara Bürosu'na konuk oldu. Bakan Çavuşoğlu Suriye'deki son gelişmeler, Doğu Akdeniz'deki gerilim ve Fırat'ın doğusuna yapılacak operasyonla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Çavuşoğlu'nun açıklamalarından sartırbaşları:
"ABD OYALIYOR"
Trump Suriye'den çekileceklerini bir hafta önce Cumhurbaşkanımıza telefonda söylemişti. O "çekiliyoruz" sözü bizim için de sürpriz oldu, ama kendi içlerinde de sanırım bir sürpriz oldu. Çünkü hemen bu kararından vazgeçirmeye çalıştıklarını da gördük. ABD'den böyle bir teklif gelince 'tamam' dedik. Daha sonraki süreçte bir görev gücü oluşturduk. Teknik ve askeri düzeyde görüşmeler devam etti. Ortak bir harekât merkezi kurulması gibi. Biz bunu olumlu bir başlangıç olarak gördük. Uyarılarımızı yaptık. Çünkü bir Münbiç örneği var. Sahaya iner inmez ABD'nin bir oyalama sürecine girdiğini net bir şekilde gördük. YPG'lilerin çıkarılmadığını, mevzilerin yıkılmadığını, eğitim ve silah desteğinin artarak devam ettiğini gördük. YPG ve güvenli bölgenin derinliği gibi noktalarda ABD'nin bizimle işbirliğini yapmadığını gördük.
"GÖBEĞİMİZİ KESERİZ"
Doğrusu Cumhurbaşkanımızın tepkisi de bu. Biz artık kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Kendi işimizi kendimiz göreceğiz. ABD ile ticari ilişkilere yönelik bir pozitif ajanda var ama bu ticaret, geleceğe yönelik orta uzun vadeli bir hedef. Ama Fırat'ın Doğusu şu anda hayat memat meselesi.
"KARARLILIK ŞART"
(ABD'deki iç politik konuların çözümü için) Trump'ı bekleyebiliriz ancak sahadaki gelişmeler beklemememiz gerektiğini söylüyor. Zorluklara bakarak, bugün beklersek, adım atmazsak yarın çok daha büyük bir zorlukla karşı karşıya kalırız, tehdit çok daha büyür. O zaman riskler daha fazla olur. O yüzden kararlı olmamız lazım.
"YENİDEN İNŞA"
Şu anda AB ve dünyada Suriye'de siyasi çözüm olmadan Suriye'nin yeniden inşasına destek vermeme anlayışı hâkim. Bu haklı bir tutum olabilir, çünkü savaş bitmeden imar edildiği zaman yeniden yıkılacak. Ama bu tutum geri dönen ya da zor şartlar yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamamıza engel değil. Su, barınma, elektrik, sağlık, eğitim elzemdir. Güvenli bölge oluşunca bu tür ihtiyaçların karşılanması için herkesin elini taşın altına koyması gerek. Bir göçmenin Suriye'deki maliyeti Almanya'ya gelen bir göçmenin maliyetinden 10 kat daha az.
"KIBRIS'TA DENGELER DEĞİŞECEK"
Kıta sahanlığımızda sürdürdüğümüz faaliyetleri tartışmaya açmıyoruz. Milli egemenliğimiz ile ilgili meseleleri tartışmayız. Kıbrıs etrafındaki hidro karbon zenginlikleriyle ilgili Kıbrıs Türk halkı ve Türk halkının talebi son derece net ve hakkaniyetli. Diyoruz ki bunu paylaşmak lazım. Bu paylaşım olmadan ya da mutabakata bağlanmadan tek taraflı faaliyet sürdürmesi doğru değil. Daha önce sismik arama gemisi gönderiyorduk. Onlar da diyordu ki "gelir dolaşır döner" Sondaj gemileri gidince dengeler değişti. Önümüzdeki süreçte daha da değişecek.
"RUSYA SİYASİ ÇÖZÜME İNANIYOR"
Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesi başarılı geçti. Astana formatıyla çok şey yapıldı. 4 defa rejim ile muhalefet güven arttırıcı adım olarak kendi aralarında zorla alıkonulan kişilerin takasını yaptı. Şimdi de anayasa müzakere edilecek. Yeni bir anayasa mı yazacaklar, mevcudu mu takip edecekler, ona kendileri karar verecek. Bu ay sonunda Cenevre'deki toplantı önemli. Rejim bana göre burada endişe kaynağı, çünkü siyasi çözüme inanmadığını görüyoruz. Burada samimi davranırlarsa esasen tüm Suriye'yi kucaklayıcı bir siyasi çözüm adımları atılır. Rusya, siyasi çözüme inanıyor. Her şey bitsin düşüncesinde. Suriye'nin bir an önce istikrara kavuşturulması önemli.
"MEMLEKETLERİNE GERİ DÖNECEKLER"
Yapacağımız operasyona karşı çıkanlar bize 'Orada demografik dengeyi bozmaya çalışıyor' diyor. Açıkça 'Biz YPG/PKK'yı orada destekliyoruz, onlarla çalışıyoruz' diyemiyorlar. Türkiye'de 300 binden fazla Suriyeli Kürt var. YPG sürgüne gönderdi. Bunları da döndüreceğiz memleketlerine, Arapları da, diğerlerini de.
"F-35'LERİN GELMESİNİ İSTİYORUZ"
ABD, içinde ekonomi ve F-35 konusunun olacağı bir teklifle geleceğini söyledi. Ama New York'ta 'teklifi hazırlayamadık' dediler. Teklifi görmeden değerlendirme yapmak doğru değil. Bunları kabul edemeyeceğimiz şartlara bağlarlarsa geçerli olmayacağını açık yüreklilikle baştan söyleriz. İlişkilerin geliştirilmesi konusunda olaylara iki müttefik olarak bakarlarsa hedeflere kolay ulaşırız. Biz F 35'in ortağıyız, F-35'lerin Türkiye'ye gelmesini arzu ediyoruz. Bu bizim hakkımız.