"Atabeyler Davası" sanığından suç duyurusu
"Atabeyler Davası" sanıklarından eski Yüzbaşı Murat Eren, "kendisi hakkında asılsız suç isnadında bulunan, sahte delil üreten ve hukuka aykırı işlem yapanlar" hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kamuoyunda Ergenekon davasından önce "derin devlete yönelik ilk operasyon" olarak anılan "Atabeyler Grubu" davasında sanıklar, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Başbakanlığı döneminde suikast, darbeye teşebbüs ve Danıştay saldırısını planlamak" gibi çeşitli iddiaları içeren ihbar mailleri nedeniyle suçlandı. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli iki yüzbaşı ve iki astsubayın da bulunduğu 11 zanlı gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlardan Özel Kuvvetler Komutanlığı helikopter pilotu Yüzbaşı Eren'in, 2006'dan bu yana yürüttüğü hukuk mücadelesi sürüyor. Genelkurmay Askeri Mahkemesinde ve kapatılan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında dava açılan Eren, yargılama sürecinde Türk
Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edildi.
Eren 2006'da tutuklandı, 3 ay 22 gün hapiste yattıktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi. Başbakana suikast iddiasından beraat eden Eren, Genelkurmay Askeri Mahkemesindeki davada, "200 nolu CD" adlı dijital veri nedeniyle "gizli belge bulundurmak" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Cezanın onanmasının ardından 2013'te tekrar cezaevine giren Eren, cezasının infazı için cezaevinde bulunan tek asker olma özelliğini taşıyor. Kapatılan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde de yargılanan Eren, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçu için anlaşmak suretiyle TCK'nın 316. maddesine muhalefet etme" suçundan beraat etti ancak "izinsiz patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay'da terör dairesine bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, görev alanı değiştirilmeden 21 Ocak 2015'te "Atabeyler Grubu" davası kararını onadı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin görev alanı 3 Şubat 2015'te değiştirilerek, 16. Ceza Dairesine devredildi.
"Erdoğan'ı Şemdinli'ye götüren helikopteri kullanan pilotum"
Yargılandığı ilk duruşmada, "Ben Başbakan'ı Şemdinli'ye götüren helikopteri kullanan pilotum, suikast yapmak istesem orada yapamaz mıydım?" diyerek kendini savunan Murat Eren, "hakkında asılsız suç isnadında bulunan, sahte delil üreten ve hukuka aykırı işlem yapanlar" hakkında suç duyurusunda
bulundu.
Eren'in avukatı Hüseyin Ersöz, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, başta Ali Fuat Yılmazer olmak üzere, Eren ile ilgili yargılama sürecindeki tüm sorumluları şikayet etti.
"Gülen'e hakaret etti, kumpasla suçlandı"
Süreçle ilgili AA muhabirine açıklama yapan Avukat Ersöz, 2006'da bir benzinlikte Atatürk'e hakaret edilmesi üzerine, dönemin Etimesgut Terörle Mücadele Şube Müdürüyle girdiği bir tartışmada Fetullah Gülen'e hakaret etmesi nedeniyle Eren hakkında "kumpas" sürecinin başladığını söyledi.
Bu olaydan kısa süre sonra müvekkili hakkında, "Danıştay saldırısından Erdoğan'a suikaste" kadar birçok iddiayı içeren bir ihbar mailinin Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiğini anlatan Ersöz, kim tarafından gönderildiği tespit edilemeyen bu mail üzerine Eren hakkındaki soruşturma sürecinin başladığını kaydetti.
Hüseyin Ersöz, 2010'da "Atabeyler operasyonu, Başbakana yönelik dört dörtlük bir operasyondur, çok net" diyen eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile soruşturma sürecinde görev alan 11 kolluk görevlisi, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli iki personel, 2006'da görevli Etimesgut TEM Şube Müdürü ve Genelkurmay Başkanlığı önünde soruşturma süreciyle ilgili gazetecilere
sarı zarf dağıtan kişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Müvekkili hakkında dijital dokümanlara dayalı isnatların, kamuoyunda "Balyoz", "Ergenekon", "İstanbul Askeri Casusluk", "Odatv", "Poyrazköy/Kafes" olarak bilinen hukuka aykırı yargılama süreçlerinin başlangıcını oluşturduğunu ifade eden Avukat Ersöz, süreçle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: "Tüm davalar, tek bir merkezden yönetilen, devlet içinde örgütlü bir yapı tarafından hayata geçirilmiştir. Bu yapının amacı, devletin icra gücü olan kurumlarının etkili makamlarında kadrolaşmak, kamu güç ve otoritesini kullanarak, kendileriyle fikir ve eylem birliği içinde olmayan kişilerin tasfiyesini sağlamak
ya da onları baskı altında tutmak olarak özetlenebilir. Bu yapının hukuka aykırı telefon dinleme, teknik takip yapma ve kamuda görevli kadroları vasıtasıyla devletin diğer imkanlarından faydalanma imkanına sahip olduğu da açıktır. Bu yasa dışı yapılanma yargı erki içinde de örgütlenmiş, kendi amaçları doğrultusunda salt dijital delillere dayanan soruşturma süreçleriyle devlette önemli görevlerde bulunan kişileri şüpheli haline getirerek tasfiyesi yoluyla menfaat temini sağlanmıştır."
Hüseyin Ersöz, "Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Amirallere Suikast" davalarında, bu yapının örgütlü sahte delil üretme faaliyetleriyle ilgili suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini de hatırlattı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
AFAD - KANDİLLİ RASATHANESİ SON DEPREMLER LİSTESİ 23 ARALIK 2024: Deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? Kahramanmaraş, Mardin, Bilecik...
Kabine Toplantısı saat kaçta? Kabine Toplantısı gündem maddeleri neler? Memur ve emekli zammı, 2025 asgari ücret zammı...
MEB PERSONEL ALIMI BAŞVURULARI 2025 | MEB 50 uzman yardımcısı alımı başvuruları ne zaman başlayacak, şartları neler? 19 farklı alanda 50 uzman!
İşte 2024'ün Kelimesi: TDK ve Üniversite Oylamasına 1 Milyon Kişi Katıldı
Muğla'daki ambulans helikopter kazası... Gözyaşları yüreklerdeki yangına aktı! Hayatını kaybedenler için Antalya'da tören düzenlendi