Askeri hakim Bank Asya'da neden hesap açtırdığını anlattı
Askeri Yargıdaki FETÖ yapılanması davasında yargılanan Cevher Evren, Bank Asya'da hesap açtırdığı suçlamasına karşı yaptığı savunmada, bu hesabı bir belediyeden burs almak için açtığını, burs alamayınca işlem yapmadan kapattığını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları ve Yurtta Sulh Konseyi'nce sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirildikleri belirtilen 33 sanığın yargılanmasına başlandı.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsündeki salonda yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, yoklama ve kimlik tespitinin ardından iddianame özetini okudu. Daha sonra sanık savunmalarına geçildi.
Sanık Cevher Eren, iddianamede Bank Asya'da hesap açtığına yer verildiğini belirterek, bu hesabı bir belediyeden burs almak için açtığını, burs alamayınca işlem yapmadan kapattığını savundu. Anayasal düzeni ihlale teşebbüs suçuyla ilgili savunma yapan Eren, darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz günü eşinin ailesiyle birlikte olduklarını, eve geldiklerinde televizyondan ve internetten darbe girişimini öğrendiklerini anlattı.
Restoranda ödedikleri hesabın faturasını ve çekildikleri fotoğrafı mahkemeye gösteren Eren, 17 Temmuz'da gözaltına alındığını, cezaevine konduktan sonra sözde atama listesini hazırlayanlar hakkında işlem yapılması için suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Kim tarafından hazırlandığı belli olmayan bir listeden sorumlu tutulduğunu ileri süren Eren, "Darbeden haberim olsa neden o saatlerde dışarıda olayım. Bu planlamadan haberim olsa hiç vakit kaybetmeden mahkemeye gider, gerekli işlemleri yapmak için gayret gösterirdim. O gün suç teşkil eden hiçbir eylemde bulunmadım" savunmasını yaptı.
Eren, sözde listeyi kendisinin hazırlamadığını, listede kendisine verilen görevi gerçekleştireceğine dair hiçbir taahhütte de bulunmadığını, hiçbir icrai hareket yapmadığını ve suçsuz olduğunu savundu. Duruşmaya öğle arası verildi.
İddianame
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Milli Savunma Bakanlığının "Müşteki" olarak yer aldığı iddianamede, darbecilerin oluşturduğu ''Yurtta Sulh Konseyi'' tarafından yayımlanan sözde ''Sıkıyönetim Direktifi''nin ekinde bulunan ''Sıkıyönetim Mahkemeleri Görevlendirme Listesi" ve listenin sonundaki "Not 1'' kapsamında görevlerine devam edecek askeri yargı mensuplarına dair liste bulunduğu belirtildi.
İddianamede ayrıca listedeki ''Not 2'' kapsamında "Askeri hakimler askeri mahkeme ve savcılar hakkında mevzuatta Milli Savunma Bakanlığına verilen yetki ve görevler ikinci bir emre kadar Genelkurmay Adli Müşavirliği tarafından kullanılacaktır'' şeklinde "görevlendirmeler" bulunduğu ifade edildi.
Toplam 217 askeri hakimden 214'ünün sözde "sıkıyönetim mahkemelerine" özel görevlerle atanmalarının bunun kanıtı olduğu ifade edilen iddianamede, bu hakimlerin, 2009-2014 arasında yapılan sınav sonuçlarına göre atandıkları ve sınavda kopya çektiklerine dair "kuvvetli şüphe" bulunduğu yönünde teknik değerlendirmeler olduğu bildirildi.
FETÖ üyesi oldukları yönünde kuvvetli şüphe bulunan iddianamenin şüphelileri arasında birbirlerini adli ve idari soruşturmalardan koruma konusunda dayanışma içinde olduğunun tespit edildiği bildirilen iddianamede, askeri yargıda, özellikle atama, soruşturma gibi işlemlerde karar verici mekanizmalarda etkin durumda olan askeri hakim sınıfı subayların, darbe girişimine karşı direnenleri yargılayacakları ifade edildi.
Dolayısıyla örgütün, darbe girişiminin başarıya ulaşması açısından yaşamsal öneme sahip sıkıyönetim mahkemesi ile adli müşavirliklerine, mensubu olmayan askeri hakim ve savcıları atamalarının olanaklı olmadığına dikkat çekilen iddianamede, "Zira örgütün, mensubu olmayan ve örgüt hiyerarşisi içinde diğer örgüt mensuplarıyla fikir ve eylem birlikteliği içinde hareket etmeyecek askeri hakim sınıfından subayları sıkıyönetim görevlendirilme listesinde MSB emrine ataması da bu tespiti doğrulamıştır." ifadesi kullanıldı.
İddianamede, sanıklar hakkında "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "terör faaliyeti kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçlarından 45 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edildi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Beykoz'da yokuş aşağı kayan İETT otobüsü evin bahçesine düştü
İstanbul'da sağanak yağış etkili oluyor
3 Milyon Kişinin Su İhtiyacını Karşılıyor! 2 Barajın Doluluk Oranı Yüzde 17'ye Kadar Düştü
Yer: Hatay! Yürekleri Isıtan İnce Düşünce...
Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği 12 Yıl Aradan Sonra Kapılarını Açtı