"Artık top başbakanın sahasında!"
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin Dağkapı semtinde kurduğu iftar Çadırı’ndaki iftar yemeğine katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, akan kanın durmasıyla ilgili müzakerelerin tekrar başlaması, protokollerin ise tekrar tartışılması için topun artık başbakanın sahasında olduğunu söyledi.
Top'un doğru değerlendirilmesi halinde çözüm sürecinin önünün açılabileceğini belirten Demirtaş, "başbakan aydınların da ateş çağrılarına cevap vermelidir. Protokoller de tekrar tartışılmalıdır" dedi. Demirtaş, Suriye'deki Kürtlerin Kobani ilçesini elegeçirmesiyle ilgili olarak ta "Suriye Kürtlerinin kendilerini korumak amacıyla kendi öz savunma komitelerini kurmaları meşrudur" dedi.
Yenişehir semtinde bulunan Dağkapı meydanında kurulan iftar çadırında vatandaşlarla birlikte iftar yemeği yiyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ramazan’ın bütün inananlara ve İslam alemine hayırlara vesile olmasını diledi. Sadece Ramazan ayında değil bütün zamanlarda bütün İslam aleminin her zaman barışa ihtiyaç duyduğunu belirten Demirtaş, " Ramazanın bütün dünyaya ve bölgeye barış getirmesini temenni ediyorum.
Dinimiz İslamiyet her şeyden önce barış, eşitlik ve kardeşlik dinidir. Yüreğinde semavi dinlerin zerresini taşıyan her insanın barışa ve kardeşliğe hizmet etmesi lazım. Ancak eşitliğin gelişmesiyle barış ve kardeşlik olur. Bu nedenle dinimizin, inancımızın, dünya görüşümüzün insanlığa, coğrafyamıza, kültürlere verdiğimiz değerin gereği olarak herkesin adalet, barış ve kardeşlik için çaba sarfetmesi lazım" diye konuştu.
Aydınların çağrısına başbakan cevap vermeli
Ramazan ayının akan kanın durması için bir vesile olmasını dileyen Demirtaş, Ramazan ayında gazeteci, aydın, yazar ve sanatçıların başlattığı imza kampanyasıyla ilgili olarak "BDP olarak bu çağrının muhatabı değiliz. Devlete ve KCK’ye bu çağrılar yapılıyor. KCK bir açıklama yaptı ‘Biz barış için her zaman hazırız, barış için çaba sarfettik ama şu aşamada işin muhatabı Başbakandır. Sorunun çözüm yetkilisi Başbakan’dır’ diye bir cevap geldi.
Başbakan’ın da buna bir cevap vermesi lazım' şeklinde konuştu. Barışın tek taraflı bir iş olmadığını vurgulayan Demirtaş, "Barış dediğimiz şey çözümden ayrı, çözümden bağımsız bir şey de değildir. O nedenle KCK’nin yaptığı açıklamaya karşı Başbakanın cevap vermesi gerekir diye düşünüyorum. Aydınların çağrısına karşı Başbakan’ın bir cevap vermesi lazım" diye konuştu.
Protokoller yeniden tartışılsın
BDP olarak akan kanın durması ve çözüm sürecine girilmesini istediklerini belirten Demirta, "BDP olarak arzuluyoruz ki akan kan dursun çözüm sürecine girilsin, müzakere yeniden başlasın, tecrit son bulsun. Ortada protokoller vardı, bu protokoller tartışılsın. Bence de top Başbakandadır. Top başbakanın sahasındadır. Doğru değerlendirilirse çözüm sürecinin önünün açılabileceğini düşünüyorum. İnşallah Başbakan bunu iyi değerlendirir diye temenni ediyorum." dedi.
Kürtlerin kendi savunma güçleri meşrudur
Suriye'deki gelişmeler ve ordaki Kürt partilerinin silahlanarak Kobani ilçesini ele geçirmesiyle ilgili soruları yanıtlayan Demirtaş, "Suriye'de halen kan akması bizi derinden üzüyor. Gerek Esat rejiminin, Baas rejiminin yarattığı baskı ve terör, gerekse orada muhalefetin ve dışarıdan desteklenerek, özellikle Türkiye ve batı blokunun silah desteği vererek yarattığı şiddet ve terör kabul edilebilir değil.
Bir taraftan da oradaki Kürt halkını, Kürdistan coğrafyasını savaşın içine çekmeye çalışıyorlar. Suriye’de Kürt halkının kendi içinde birliğini oluşturmasını bir kazanç olarak görüyoruz. Suriye ordusunun ve hükümetinin Kürt bölgesinden çekilmiş olması ve ardından Kürt halkının kendini korumak amacıyla sivillerden oluşan meşru savunma komitelerini kurmuş olmasını güvence olarak görüyoruz. Suriye'deki Kürt halkının kendi statüsü ile kendini yönetme hakkınıda halkın hakkı olarak, ulusların kendi kaderini tayin hakkı olarak tanımlıyoruz. Türkiye gelişmeleri doğru okumalıdır"dedi.
Türkiye suriye Kürtleriyle uzlaşmalı
Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerle uzlaşması gerektiğin dile getiren Demirtaş, " oradaki Kürtlerle uzlaşma çerçevesinde, oradaki Kürtlerin hakkı ve hukuku tanıma çerçevesinde bir işbirliği geliştirebilir. Bunun Türkiye’ye yansıması da pozitif olur. Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıran bir gelişme olur. Ama Türk dış politikası oradaki Kürtleri ezme şeklinde seyrederse bu bölgede başka tehlikelere veya başka gerilimlere yol açabilir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!