Arınç: "Türkiye'de leş kargaları var"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Türkiye'de böyle gözlerini dört açmış, 'şu parti kapatılsa da meydan bize kalsa' diye bekleşen leş kargaları var, affedersiniz" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Bülent Arınç, Adıyaman'dan yayın yapan ASU TV'nin sorularını yanıtladı ve AK Parti'nin hukukun önünde de "tertemiz bir parti" olarak yoluna devam ettiğini söyledi.

"Telefon dinlemeleri" iddiaları üzerine partisi hakkında yeniden kapatma davası açılabileceğinden sözedildiğinin hatırlatılması üzerine Arınç, "Türkiye'de böyle gözlerini dört açmış, 'şu parti bir kapatılsa de meydan bize kalsa' diye bekleyen leş kargaları var, affedersiniz. Bu o kadar çirkin birşey ki, bunu tarif etmekte zorlanıyorum" dedi.

"Eğer suçumuz varsa elbette dava açılır. Nitekim biliyorsunuz geçen yıl 1.5 yılımıza mal olan bir kapatma süreci yaşadık" diyen Arınç, "Ama Türkiye'de ne yazık ki yargıyı etkileme gayretinde olan bazı çevreler var, buna siyasetçiler da dahil. Ama inanıyorum ki, bu konuda hukukun dediği olacaktır. Hukuk önünde de AK Parti tertemiz bir parti olarak yoluna devam ediyor" diye konuştu.

Öymen'in sözleri

TBMM'deki "demokratik açılım" görüşmeleri sırasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in konuşması hatırlatılan ve görüşü sorulan Arınç, Öymen'in konuşmasının bireysel bir konuşma olmadığını, Öymen'in o gün grubu adına konuştuğunu vurguladı.

"Sayın Öymen çıktı CHP grubu adına konuştu, kayıtlarda da böyledir. Aslında CHP'nin zihniyetini ifade eder Onur Öymen'in bu konuşması. Biz CHP'nin geçmişinden bugüne kadar bu konulara nasıl baktığını biliriz" diyen Arınç, Deniz Baykal'ın CHP'yi "dikensiz gül bahçesi" durumuna getirdiğini, Baykal'ın çevresinde kendisine yanlış yaptığını söyleyecek kimsenin kalmadığını bildirdi.

Arınç, "Cesaretli, halkı dinleyen, halkın düşüncesini ona aktaracak kimse yok. Küçük bir parti, uzamaz, kısalmaz, muhalefette kalmayı kendine odaklamış bir parti. Şimdi aslında bu konuda CHP içinde en azından sesini yükseltmesi, itiraz etmesi gereken pek çok milletvekili var. Ben Alevi değilim ama Alevi yurttaşları ne kadar üzdüyse bu konuşma beni de o kadar üzmüştür. Çünkü Türkiye'de geçmişte yaşanan bu acı olaya yalnızca Alevilik açısından bakamayız, bu trajedi hepimizi üzmüştür" dedi.

CHP milletvekillerinin bu konuya ilişkin konuşmaya cesaret edemediklerini savunan Arınç, "Kılıçdaroğlu 2 gün sonra küçük bazı şeyler söyledi. Ama baktı ki Baykal, Öymen'den yana o da sesini kesti. Bu, CHP'nin içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi çok güzel anlatıyor" dedi.

Baykal'ın da Öymen'in sözlerine destek olduğunu ifade eden Arınç, Kılıçdaroğlu'nun isteklerine ilişkin ısrarlı sorulara "yorum yok" yanıtını verdiğini anlattı.

Arınç, "Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Baykal tarafından 29 Mart öncesinde çok güzel kullanıldı ama şimdi görevi bitti artık. Dolayısıyla gözden çıkarılan biri olarak Kılıçdaroğlu'nun başka yapacağı birşey de yok" diye konuştu.

Arınç, "Lafı uzatmayalım, mesele Dersim ile ilgili 1937'lerde, 1938'lerde yaşanmış bir olayı haklı gösterme çabasıdır. Onur Öymen'in sözlerinin bir tek cümlesi vardır, "kan akmaya devam etsin, analar da ağlarsa ağlasın. Çünkü Dersim'de böyle olmuştu. Bunu biz yapmıştık, şimdi de bunun aynısını bugün yapmak istiyoruz' diyor. İşin Türkçesi budur, diplomat lisanıyla bunu süslemeye püslemeye hiç gerek yoktur. Buna karşı vicdan sahibi insanlar nasıl bir tavır takınacaklardır ona bakmamız lazımdır. Ama halkımızda özellikle Alevi kesim de biliyor ki, yıllarca kendilerinden istifade edilmiş bir kesim olarak, CHP'ye bundan sonra güvenemezler, onları kendilerine yakın bulamazlar" dedi.