Arınç: "Gerekirse yeni bir tezkere çıkarırız"

Suriye'deki kimyasal silah kullanımıyla ilgili ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin açıklamasına hükümetten ilk tepki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan geldi. Açıklamayı olumlu bulduğunu söyleyen Arınç, "Gerekirse yeni bir tezkere çıkarır, müdahale içinde yer alırız" dedi.

Haberin Devamı

Arınç, Habertürk televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye'deki gelişmelere ilişkin, "Daha önce geçirilen tezkerelerde zaten bazı haklarımızı kullandık veya kullanmak üzereyiz. Bunun için de yeni bir tezkere gerekirse, gerekirse diyorum, elimizdeki mevcut imkanlara bakarız, Meclise geliriz, o zaman CHP karşı çıkar, MHP de umarım karşı çıkar çünkü ağızlarının çalımına bakarsak
onlar da böyle bir operasyonun içerisinde Türkiye'nin yer almasını istemiyor olabilirler. Gücümüz yeterse biz çıkarırız ve böyle bir koalisyonun içerisinde yer alırız" dedi.

Arınç şöyle konuştu:

"Elimizde bir tezkere var Suriye ile ilgili. Onun süresi zannediyorum dolmadı henüz. Onun içerisindeki yetkilerin kapsamında kalan bir husussa böyle bir şeye gerek duymayabiliriz.

Bugün BM sorgulanıyorsa, Güvenlik Konseyi'nin yapısı sorgulanıyorsa özellikle Suriye'de yaşanan olaylar konusunda, Rusya ve Çin'in hareket tarzı çok önemlidir.

PKK'nın elinde kimyasal silah var mı?

Arınç, "PKK'nın elinde kimyasal silah olduğuna dair hiçbir bilgiye sahip değiliz. Statta da olsa, üniversite de olsa, yolda da meydanda da olsa bir başka yerde de olsa kanunun suç kabul ettiği hiç bir şeye izin vermek noktasında değiliz" dedi.

"Kürt Konferansına katılmayacağız"

Bülent Arınç, Erbil'de düzenlenmesi planlanan Kürt Konferansı'na ilişkin, "Net olarak söyleyebilirim: Biz bu konferansa ne parti olarak ne hükümet olarak katılmayacağız" dedi.

Arınç, şunları söyledi:

"Burada şiddetten ve silahtan uzak yeni bir anlayışın belki siyaset yapmaya, fikri konuşmaya yönelik bir anlayışın hakim olabileceğini düşünürüz. Ama öylesine davet edilenler içerisindeki şiddet yanlısı örgütler ve böyle bilinen birtakım kuruluşlar da var ki ben konferansın sonuçlarından çok emin değilim. Kaldı ki bu konferans geçmişte düzenlenmek istendi, sürekli ertelendi. Zannediyorum 14-15 Eylül tarihlerinde yapılabileceği söyleniyor. Net olarak söyleyebilirim: Biz bu konferansa ne parti olarak ne hükümet olarak katılmayacağız. CHP'den katılım olacağı söyleniyor. Ona bir şey diyemem."

CHP'nın Irak ziyareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Irak ziyaretine ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, "Şimdi Avrupa Konseyi Genel Sekreterinin randevu vermediği, beraber basın toplantısı yapmaktan imtina ettiği bir Kılıçdaroğlu, Maliki'nin veya oradakilerin daveti üzerine Irak'a gidiyor. Gitmesi açısından olumlu bakabiliriz. Gidiyor da ne yapıyor önemli olan o. Niçin gidiyor, gittiği zaman kimlerle görüşüyor, netice olarak ne hasıl ediyor bunları bir görmemiz lazım" yanıtını verdi.

Irak'ın sadece Bağdat merkezindeki Yeşil Bölge'nin dışında güvenliği olmayan bir ülke olduğunu söyleyen Arınç, ülkede her gün canlı bomba saldırılarında 60-70 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Arınç, şunları kaydetti:

"(CHP'nin Irak ziyareti) İki kişiyle oturmak, üç kişiyle fotoğraf çektirmek gidilmesi gereken yerlere gidememek, doğrusu bu gezinin çok da başarılı olduğunu göstermez"

"En kısa zamanda Esad ile görüşmeye gitsinler"

Maliki ile Türkiye'nin ilişkilerinin "bozulma noktasına geldiğini" belirten Arınç, şözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Kılıçdaroğlu gider 'Türkiye ile aranızdaki ilişkileri tekrar güçlü bir hale getirin. Burada ayrımcı ve ayrılıkçı olmayın. Güvenlik sorununu halledin. Farklı unsurların birlikte temsil edildiği demokratik bir yapıyı oluşturun' derse bu öpüp de başımıza koyacağımız bir şey. Ama bunları yapmadıklarını, yapamadıklarını biz öğreniyoruz. Mesala 'Biz gittik ve çok iyi şeyler yaptık' diyorlarsa hiç durmadan en kısa zamanda Esad ile görüşmeye gitsinler. Esad tarafından da çok iyi karşılanacaklardır. Çünkü daha evvel 6-7 milletvekillerini gönderdiler, boy boy fotoğraflar çekildi. Esad'a desinler ki, 'Çok kan dökülüyor, sen de çok kan döküyorsun. Memleketine yazıktır."

Başbakan'ın gözyaşları

"Başbakan'ın, ölen Esma'ya babasının yazdığı mektubu okurken ki göz yaşlarını duygulanarak izledik. İzlerken sizin duygularınız nasıl oldu? Muhalefetin tepkisi de oldu. Kılıçdaroğlu, 'ağlayan adam, çaresizliktir, bu bir zavallılıktır' dedi. Muhalefetin tepkisiyle bunu değerlendirebilir misiniz" sorusu üzerine Arınç, "Bazı insanların bu tür garip, acınacak, üzülecek tepkiler vermesi çok yanlış. Ben bunlara şahsen üzülüyorum" diye konuştu.

Ağlamanın insani bir durum olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

"Hiç ağlamayan, Allah'ın nasip etmediği varlıklar da vardır. Ben mesela son kimyasal gazı
kullananların hiç ağlamadığını düşünürüm."

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, bazı sorulara cevap mahiyetinde bir açıklama yaptı. Yani benim konuşmamı takiben, biraz da sanki ona cevap gibi ama sonra ben kendileriyle görüştüm, 'kesinlikle böyle bir şey olmadı, daha evvel böyle dillendirilen iddialara hatta iftiralara cevap vermek mecburiyetinde kaldık' dediler. İyi
niyetli olarak böyle açıklama yaptıklarını ben düşünüyorum, çünkü yazılı metni okuduğum zaman da bazı iddialara samimi cevaplar vermişler" dedi.

"Başörtülü aday seçilirse milletvekili olabilir"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2015 seçimlerine ilişkin "Başörtülü aday seçilirse başörtülü milletvekili olabilir" dedi.

Arınç şöyle konuştu:

"(28 Şubat mağdurları) Bunların yaptıkları eylemlere bakarak aldıkları cezaları ölçmek mümkün değil. Hem yasal düzenleme hem de iade-i muhakemeler söz konusu olabilecek diye düşünüyorum.

(Üçüncü dönemin tamamlanması) İstesek de istemesek de kural böyle. Kaldı ki ben dört gözle o günü bekliyorum. Allah kısmet ederse biz 2015 seçimlerinde olmayacağız.

Başbakanımız geçmişte yapılan uygulamaların hepsinin yanlış olduğunu ve bugün nüfus artışının Türkiye için hayati bir mesele olduğunu söylüyor. Bütün gücümle katılıyorum, çok doğru ifade
ediyor."