Aile Hekimleri'nden deklarasyon
Konya'da Dr. Aliye Avcı, trafikte tartıştığı kişilerin silah saldırısı sonucu sırtından yaralanması üzerine Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu bir deklarasyon yayınladı. AHEF'in yayınladığı deklarasyonda ehliyet ve silah alan kişilerin sağlık durumunu ve dolayısıyla sağlık raporlarının hangi şartlarda verilmesi ve aile hekimlerinin aksi şartlarda bu raporları vermemesi gerektiği anlatılıyor.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu'nun (AHEF) 'Sağlık raporları tam teşekküllü sağlık kurumlarında verilmeli' notuyla yayınladığı deklarasyon ise şöyle:
Dün bir meslektaşımız, şehir magandalarının saldırısına uğradı. Suçu, kırmızı ışıkta durmaktı. Trafik kurallarına uymaktı. Öfkesini kontrol edemeyen kişilerce silahla yaralandı. O kişiler ehliyetlerini hangi şartlarda almıştı? Ya silahlarını.
1 Ocak 2016'da yürürlüğe giren yeni Trafik Yönetmeliği'ne göre, sürücü ve sürücü adayları, ehliyet için sağlık raporlarını aile hekimlerinden alabiliyorlar. Av tüfeği almak için de sağlık raporu gerekiyor ve yine biz aile hekimleri adres gösteriliyoruz. Oysa ki hem direksiyon başına geçecek hem de silah sahibi olacak kişilerin bedenen ve ruhen sağlıklı olması çok önemi, bunun tespiti için de ciddi sağlık tetkiklerinden geçmeleri gerekli.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’deki trafik kazalarının neredeyse %90’ı sürücü hatalarından kaynaklanıyor. Sadece 2014 yılında ülkemizde yaklaşık 1 milyon 200 bin trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda 3 bin 500 vatandaşımız hayatını kaybetti. 285 bin kişi de yaralandı. Araştırmalar, kazaların büyük çoğunluğunun temelinde, kaza yapan kişinin hastalığının etken olduğunu gösteriyor. Yani araç kullanmaya uygun olmayan birçok kişi direksiyon başında ve hepimiz için birer tehlike.. Örneğin, kalp damarları tıkalı bir otobüs şoförü, bir seferi sırasında kriz geçirerek kaza yapıyor. Görme alanı kısıtlı olduğu için sağ yanını göremeyen bir şoför küçük bir çocuğu eziyor. Ne yazık ki, bunlar ülkemizde kayıtlara geçmiş kazalardan birkaçı. Ve tıpkı dün meslektaşımızın başına geldiği gibi öfke kontrolünü sağlayamayan birçok sürücü, başkaları için tehdit olmayı sürdürüyor. Ehliyet alınmadan önce, sürücü adaylarının ciddi bir sağlık kontrolünden geçmesiyle bu kazaların birçoğunu önlemek mümkün. Bunun için de sürücü adayları, imkanları kısıtlı ASM’ler yerine tam teşekküllü hastanelerde sağlık kontrollerinden geçirilmeli.
Vatandaşlarımız, ücretsiz olması nedeniyle sağlık raporları için aile hekimlerinin kapısını çalıyor. Ama Aile sağlığı merkezlerimizde IQ testleri uygulanamıyor. Snellen Eşeli ile yapılan göz muayenelerinde oda uzaklığının 6 metre olması gerekiyor. Aksi halde, glokom başta olmak üzere birçok göz problemi fark edilmiyor. Ne yazık ki, ülkemizdeki 6 metre duvar uzunluğuna sahip odası olan ASM’lerin sayısı yok denecek kadar az.
Danıştay’dan aile hekimlerini sevindiren karar
Ehliyet raporu verilebilmesi için gerekli şartlarından biri, hastaya nörolojik muayene uygulamak. Oysa ki, örneğin aile hekimlerinin epilepsi hastasını teşhis etmesi neredeyse olanaksız. Aile hekiminin bu teşhisi koyabilmesinin tek yolu, sistem üzerinden, hastanın kullandığı ilaçları görmesi. Ancak internette problem olması halinde, hekim bu verilere ulaşamaz. Ayrıca, hasta e-nabız uygulamasında, "aile hekimim bilgilerimi görmesin" şıkkını işaretlerse, yine hekimin bu verilere erişimi engellenmiş olmaktadır. Nitekim geçtiğimiz aylarda, direksiyon başında sara nöbeti geçiren sürücülerin kazaya neden olduğuna dair haberler yayınlanmıştır.
Ve öfke kontrolü… Birçok kazaya öfke kontrolü yapamayan sürücülerin neden olduğu görülmektedir. Bu sebeple ehliyet alacak kişilere mutlaka ve mutlaka psikiyatrik konsültasyon uygulanmalıdır. Ayrıca, uyku apnesi, işitme kaybı, hipertansiyon, kas hastalıkları ve ortopedik rahatsızlıklar, ileri tanı isteyen ve titizlikle incelenmesi gereken sağlık sorunlarıdır. Bu nedenle, ehliyet raporları için bize başvuran hastalarımız ilk muayenenin ardından mutlaka ve mutlaka göz, kulak burun boğaz, nöroloji, dahiliye, psikiyatri polikliniklerine sevk edilmelidir.
Aile hekimleri yeni yönetmeliğe karşı isyanda
AHEF meslektaşlarını uyarıyor
Çuvaldızı kendimize batırıyoruz. Meslektaşlarımızı da uyarıyoruz. Biliyoruz ki, usulsüz sağlık raporu talepleri, şiddete açılan birer kapı.. Sadece bu yıl içinde bile yüzlerce meslektaşımız, usulsüz rapor talep eden kişiler tarafından saldırıya uğradı. Sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için, ciddi cezalar içeren “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkartılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama bu süreçte de hekimlik yeminimize sahip çıkmalı, akıl ve beden sağlığı yerinde olmayan kişilerin trafikte potansiyel birer Azrail gibi dolaşmasını önlemeliyiz. İşin bir de hukuki boyutu olduğu asla unutulmamalı. Böyle bir kazada, raporu tanzim eden hekim, malpraktis suçlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Şu anda davası sürmekte olan meslektaşlarımız bulunmaktadır. Hatta bir davada, kaza yapan kişi beraat etmiştir fakat meslektaşımızın yargılanması sürmektedir.
Ölüm sebebi yanlış iğne değil uygulama sonrası gelişen anaflaksiymiş
AHEF'ten deklarasyon
Tüm bu veriler ışığında, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olarak bir deklarasyona imza attık.
-Amacı toplum ve birey sağlığını korumak olan aile hekimlerinin, gerekli tetkikler yapılmadan sağlık raporları vermemesine,
- Sürücü adaylarının, ilk kontrollerin ardından ilgili uzmanlıklara sevk edilmesine,
- Beden ve ruh sağlığı yerinde olmayan kişilerin direksiyon başına geçmesinin önlenmesine,
- Öfke kontrolü yapamayan kişilerin silahlanmasının önüne geçilmesine,
- Sağlık raporlarının “alt tarafı bir imza” olmadığının toplum tüm kesimlerine anlatılmasına,
- Usülsüz rapor talebiyle karşı karşıya kalan meslektaşlarımızın can güvenliğinin sağlanabilmesi için “Sağlıkta Şiddet Yasası”nın bir an önce çıkarılması yönünde çabaların sürdürülmesine,
- Hekimlerin, malpraktis davalarla karşı karşıya kalmaması için yönetmelikteki ucu açık maddelerin netleştirilmesi yönünde girişimlerde bulunulmasına, karar verilmiştir.