AİHM'in din hanesi kararı nasıl değerlendiriliyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) nüfus cüzdanından din bölümünün kaldırılması yönündeki kararına ilişkin olarak siyasiler, din adamları ve akademisyenler farklı yorumlarda bulundu.
Eski Devlet Bakanı ve Ankara Milletvekili Said Yazıcıoğlu, "Kişinin dini inancının nüfus cüzdanında yer almasının şeklin dışında hiçbir anlamı yok. İşin özü insanın kendi içinde bulunan inanç duygusuna sahip olma ya da olmama olayıdır" dedi.
Yazıcıoğlu, inancın kişinin içinde, kalbinde, beyninde olduğunu belirterek, bunun bir yere yazılmasının çok da anlam taşımadığını söyledi. Hiçbir dine inanmayan kişilerin nüfus cüzdanında, özel bir girişimleri bulunmamaları durumunda İslam yazdığını dile getiren Yazıcıoğlu, bu durumda kişinin inancının belgelere yansımadığını ifade etti.
Said Yazıcıoğlu, kişilerin inançlarını belgelemek için bunu bir yere yazmalarına ihtiyaç olmadığına işaret ederek, "Kişinin dini inancının nüfus cüzdanında yer almasının şeklin dışında hiçbir anlamı yok. İşin özü insanın kendi içinde bulunan inanç duygusuna sahip olma ya da olmama olayıdır. Bunun bir belgeye yazılması ne onun inancını kuvvetlendirir, ne de ona başka bir avantaj sağlar" diye konuştu.
Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde olan bir ülke olduğunu belirten Yazıcıoğlu, önümüzdeki süreçte birliğin standartlarını benimsemek ve buna uygun düzenlemeler yapmak durumunda olduğunu kaydetti.
Yazıcıoğlu, AİHM'e başvuran vatandaşın nüfus cüzdanına "İslam" yerine "Alevi" yazılması yönündeki talebi ise, "Aleviliğin bir din olarak algılanmasına neden olacağı" için doğru bulmadığını ifade etti.
Türkiye'deki Alevilerin büyük çoğunluğunun kendini Müslüman kabul ettiğini dile getiren Yazıcıoğlu, "Alevi vatandaşlarımız da Aleviliği bir din olarak görmezler. Onlar da bundan rencide olur" diye konuştu.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da, Anayasa'nın 24. maddesine göre hiç kimsenin inancını açıklamaya zorlanamayacağını vurguladı.
Kişiye nüfus cüzdanı verilirken dini inancını açıklamaya zorlanmasının, Anayasa'ya aykırı olduğuna işaret eden Altıkulaç, "AİHM'in Anayasa'nın bu açık hükmüne göre karar verdiğini sanıyorum. Bu hükme göre istemeyen kişilerin nüfus cüzdanına dini inanışları yazılamaz" dedi. Altıkulaç, nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılmasının bir takım sıkıntılara neden olabileceğini belirterek, "Bu hanenin, kişi dini inancını açıklamak isterse doldurulması, istemezse boş bırakılması gerek" dedi.
Ankara Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler de, nüfus cüzdanından din hanesinin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, "Kimliğin kullanıldığı alanlar, dinle ilişkisi olmayan alanlar. Kimlik bilgilerinin kullanıldığı yerlerde dinimizin bilinmesine ihtiyaç yok" diye konuştu.
AÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün de, üst kimliği oluşturan ırk ve cinsiyet ögelerin doğuştan geldiğini, dini inanışın ise iradeyle seçildiğini söyledi.
Düzgün, iradeyle seçilen üst kimlik unsurlarının hayatın bir parçası olup olmayacağının, görünür şekilde ortada bulunup bulunmayacağının kişilere sorulması gerektiğini vurgulayarak, "Bunun nüfus kağıdına yazılıp yazılmayacağı kişilere danışılsın" önerisinde bulundu.
Alevi Çalıştayı Moderatörü Yrd. Doç. Dr. Necdet Subaşı ise, Türkiye gibi ülkeler için bu tür kimlik beyanlarının saklanmasının ileride telafi edilmesi güç sorunlar yaratacağını ifade etti.
Nüfus cüzdanında din hanesi bulunmasının tercihe bırakılmasının doğru olacağını belirten Subaşı, "İsteyen dinini nüfus cüzdanına yazdırmalı, isteyen yazdırmamalı" görüşünü dile getirdi. Subaşı, mevcut uygulamayı sorunlu bulmadığını belirterek, "Yeni gelen karar toplumsal muhayyilemizi bozabilir. Kültürel farlılıklar yaratabilecek bir şey bu" dedi.