Ahmet Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye 5. parti yanıtı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği 5. parti iddiasına yanıt verdi. Davutoğlu, "MHP içinde bir bölünme ihtimali gittikçe arttığı için 5. parti çıkarsa, bundan sonra MHP'nin içinden çıkar. Zaten aslında fiilen Tuğrul Bey'in ayrılıp bize katılmasıyla ilk işaretlerini verdi" dedi.
Davutoğlu, Show TV, Habertürk TV ve Bloomberg HT TV ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 5. partiye ilişkin iddialarını değerlendiren Ahmet Davutoğlu, Bahçeli'nin siyasi hayatı boyunca sorumluluk almaktan kaçındığını, şu sıralar kendi çevresinden çok fazla soruya muhatap kaldığı için dikkatleri başka yere çekme gereği hissettiğini savundu.
Davutoğlu, "Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Sayın Bahçeli bizim çıkaracağımız milletvekilleri üzerinden bir 5. parti hesabı, kendince öyle bir şey çıkarıyor. Nereden çıkacak, niye çıkacak? Ben ciddiye bile almıyorum. Sayın Bahçeli dikkatleri başka yere çekmeye çalışıyor. MHP içinde bir bölünme ihtimali arttığı için 5. parti çıkarsa bundan sonra MHP'nin içinden çıkar. Zaten aslında fiilen Tuğrul Bey'in ayrılıp bize katılmasıyla ilk işaretlerini verdi" diye konuştu.
Herkesin parti kurabileceğini, 5 değil, 55 parti de kurulabileceğini ifade eden Davutoğlu, "Ama 5. parti parlamento içinden bahsediliyorsa buna ihtiyaç olmayacağı zamanla görülür. AK Parti üzerinde bir spekülasyon yapılmasına izin vermeyiz. Diğer partilerde ne olur ne biter, o kendi bilecekleri iş, onlar hakkında yorum yapacak değilim" dedi.
3. seçim tartışması
Üçüncü bir seçim olup olmayacağı tartışmalarıyla ilgili soru üzerine Davutoğlu, üçüncü seçim olacağını düşünmediğini, tek parti iktidarını
sağlayacaklarını söyledi. Seçimlerin öcü değil, deva olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Deva için milletin huzuruna gidiyoruz ama tekrar tekrar seçim, halkı da ülkeyi de milleti de yorar. Millet bunu gördüğü için de ben eminim bize tek parti iktidarını verecek, bunlara ihtiyaç kalmayacak" ifadelerini kullandı.
"Küçük taktikler, tilkilikler"
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisi görevi alırken, "ben emanetçi bir başbakan istemiyorum" dediğini, akademik hayatta ne kadar iddialıysa siyasi hayatta da o kadar iddiasının bulunduğunu ve özgün düşüncelere sahip olduğunu bildiğini ifade ederek, kendisini kongrenin seçtiğini ama sonuç olarak Cumhurbaşkanının desteği olmadan da bunun olamayacağını dile getirdi.
Cumhurbaşkanıyla ilişkileri üzerinden oyunlar yürütmeye çalışanların bulunduğuna değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu konularda etrafta oluşturulmaya çalışılan küçük taktikler, tilkilikler... Tabiri caizse, 'ben onların tahrikine kapılacağım, Cumhurbaşkanımıza karşı güç gösterisine kalkışacağım.' Kapalı kapılar ardında her şeyi Cumhurbaşkanı ile paylaşırım ben. Gerektiğinde sert, nezaketsiz anlamında
demiyorum ama görüşlerimi ben başdanışmanken de söylerdim. Beni tanıyan bilir. Kim olursa olsun karşımda hakkı söylemek konusunda hiç tereddüt etmemişimdir. Şu anda da biz Cumhurbaşkanımız ile dava arkadaşı olarak her şeyi birlikte omuzlarız, bir araya geldiğimizde her şeyi gerektiğinde, konuşur, tartışırız ama dışarıdan tahrikle Cumhurbaşkanımız ile benim aramda problem çıkarılmasına izin vermeyecek kadar ahlaki olgunluğa sahip olduğumu beni tanıyanlar bilir. Bu konuda kimse ayak oyunlarına kalkışmasın, bu bize sökmez."
"Kolay lokma" tartışması
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kendisi için yaptığı "rakip olarak kendisini meydanlarda görmekten memnunuz çünkü bizim için kolay lokma" açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorusuna ise Davutoğlu, siyasetin seviyesini düşürmenin kimseye fayda getirmeyeceğini, Demirtaş'a kimlerin sufle verdiğini iyi bildiğini söyledi.
Davutoğlu, "Kolay lokma olduğumuz için biz yüzde 41 alıyoruz memnun olmuyoruz, o yüzde 13 alıyor, en büyük zaferi kazanmış gibi cümle aleme şımarık şımarık dolaşıyor. Dedikleri gibi kolay lokmaysak göreceğiz. Yüzde 13'ü o zafer görecek, biz yüzde 50'lere gidiyoruz. Kim kimin kolay lokması" ifadelerini kullandı.
Arap Baharı
"Stratejik Derinlik" kitabının uzun süre birçok ülkede çok okunanlar listesinde yer aldığını, kitaptaki bir bölümde Arap milliyetçiliğinin bunalımından söz ettiğini ve öngörüsünün de gerçekleştiğini anlatan Davutoğlu, Balkanlar'da demokrasiyi destekleyen AB'nin, ABD'nin Ortadoğu söz konusu olduğunda otoriter rejimlere destek vermesi, darbelere destek vermesinin ise önceden hesap edilemeyecek bir nokta olduğuna dikkati çekti
Rusya'nın, Suriye rejimine, ABD, Avrupa ve bazı bölge ülkelerinin de Mısır darbesine destek vermesinin Ortadoğu'daki demokrasi rüzgarını engellediğini anlatan Davutoğlu, muhalefetin kendisini "terör örgütü DAEŞ'i korumakla" eleştirmesine tepki gösterdi.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Ben eleştirilere kızmıyorum da insanlar, bu kadar açık bir şekilde, çelişkili şeyleri nasıl savunurlar, 'nasıl karşı tarafın açığını yakalarım' dürtüsüyle kelimeleri cımbızla seçip önünden arkasından koparırlar. Bunun dürüstlükle alakası yok. Ben 'yaramaz çocuklar' falan demedim. Söylediğim şeyi yine söylüyorum. IŞİD için de demedim, hepsi için dedim. 'Eğer Irak'ta ve Suriye'de meşru siyasetçiler tümüyle siyasetin dışına itilmemiş olsaydı, Suriye'de mezhepçi bir yönetim halkını katlediyor olmasaydı DAEŞ'i ortaya çıkaran öfke ortamı doğmazdı' dedim.
Aynı şeyi söylüyorum, DAEŞ bir kötü ortamı kullandı, istismar etti. Bu, DAEŞ yaramaz çocuk anlamına mı geliyor? 12 Eylül'ün yanlış uygulamaları, baskıcı yönetimi olmasaydı PKK bu kadar istismar yapamazdı. Şimdi burada PKK'yı meşru mu kılmış oluyorsunuz, hayır. Demokrasinin olmadığı yerde gaz birikmesi oluyor. İlla ve mutlaka bizi DAEŞ ile irtibatlandıracaklar çünkü patronları öyle söylüyor. Patronlardan kastım yurt dışında birileri, Türkiye'yi şikayet eden Paralel Yapı illa Türkiye'ye kara leke çalmak istiyor.
Dün söylediğim çok açık. 'PKK ne kadar nankör, hain, alçak ise DAEŞ de öyledir' dedim. Buradan nankörü çekip alıp, 'biz size iyilik yaptık da nankörlük ettiniz' gibi anlam mı çıkar ? Kastım kendi halkına ihanet etmek. Suriye'de Suriye halkına, PKK için de savunduğu halka ihanet etmek."
Davutoğlu, yüzlerce kez söylediği halde, eleştirenlerin kulaklarının duymadığını anlatarak, "İşte söylüyorum, yüzlerce binlerce kez söyledim. DAEŞ hem Türkiye'ye en büyük tehdittir hem İslam'ı töhmet altında bırakan ideolojik tehlikedir, bölge insanına tehlikedir. Bizim de düşmanımızdır. Daha ne söyleyelim ama kafalarındaki kurgu başka. Onlar kafalarında bir kurgu oluşturdular, 2-3 senedir bu kurguyu vermek istiyorlar" dedi.
AK Parti'yi "radikal akımların destekçisi" şablonuna oturtmaya çalışanların olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Uğraşmayın bizden o şablona uyacak tip çıkmaz, benden IŞİD'ci, DAEŞ'çi çıkabilir mi, çıkmaz. Şimdi benden bir DAEŞ'çi çıkar mı? Palmira'daki antik kentleri yıkan DAEŞ çıkar mı benden? Ya da benden o DAEŞ'e müsamaha gösteren biri çıkar mı? İnsanı isyan ettirecekler. Açın DAEŞ'in internet sitelerini 'en büyük tehdit Erdoğan ile Davutoğlu' diyor. Neden? Bizim savunduğumuz İslam tam da onların ideolojilerinin karşısında duran İslam. Seküler olduğunu iddia eden ama otoriter bir Baasçı görüşten gayet memnunlar, çünkü oradan besleniyorlar" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Türkiye'nin kanı donmuştu! Caninin ailesinden dilekçe: Bu soyadını taşıyamayız
Terör örgütü panikledi! PKK-YPG silah bırakacak mı? Abdulkadir Selvi yazdı
SON DAKİKA... Beykoz'da trafik tartışmasında polisin silahla vurduğu mimar hayatını kaybetti
Aynı ilçede 4 günde 3'üncü yangın! Dumanlar gökyüzünü kapladı
Boşanma aşamasındaki eşini öldürmüştü: Kan donduran itiraf!