Milliyet Gazetesi yazarı Tunca Bengin, Ukrayna-Rusya savaşında Putin'in izlediği Halep Taktiği'ni detaylandırdı. İşte Bengin'in o satırları...Ukraynada hiç beklemediği bir dirençle karşılaşan ve ağır kayıplar veren Putin yaptığı taktik değişiklikle doğrudan siviller üzerinden Zelenskiye baskı uyguluyor. Bir yandan da kentlerdeki sivillerin askeri güç dozajında elini, kolunu bağladığı havası veriyor. Yani isteseydim bu iş çoktan biterdi, ezer geçer taş üstünde taş bırakmazdım diyor. Putinin tavrı ve hamlelerine dönük yapılan öngörüler de hep bu yönde zaten. Kiev ve kuşatılan diğer kentlerdeki siviller tahliye edildikten sonra Putin daha da sertleşecek, kalan kim varsa katliam yapacak. Dolayısıyla Putinin sanki sivillerin hayatını çok önemsediği, kadın ve çocukların ölümüne asla dayanamadığı gibi bir algı hesabı, daha doğrusu vicdan yutturmacası da söz konusu. Çünkü evet Putin ezer geçerdi, yapabilirdi o gücü ve karakteri var ama bu demek değildir ki şu ana dek yumuşak davrandı, savaşta sivillerin hayatını önemsiyor. Sen bir ülkeye füzelerini gönderiyorsan, uçakların kentleri aralıksız bombalıyorsa istediğin kadar askeri hedefleri, lojistik ikmal noktalarını vuruyorum diye anlat kim inanır buna. O füzelerin, bombaların düştüğü yerleri etki alanını herkes biliyor, görüntüler de ortada zaten. Şehirler harabeye dönmüş durumda insanlar sığınaklardan başını çıkartamıyor. İnsani koridor geçici ateşkes deniliyor, kucağında bebesi olan kadınlar çocuklar, sedyede taşınan yaşlılar, ambulanslar dahi bombalanıyor. Nitekim Zelenskiy de sivillerin hedef alınmadığına dair yapılan açıklamaların tamamen yalan olduğunu belirterek, Bombardımanlar ve sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılar 1941 yılını anımsatıyor dedi, son açıklamasında da Ukraynanın bazı küçük şehirlerinin haritadan silindiğini duyurdu. Kısacası Putin egemen, bağımsız Ukrayna topraklarında taş üstünde taş bırakmadı zaten. Kalanlar için de gün sayıyor, sivillerin hayatı, falan da umurunda bile değil... Dün eski Moskova Büyükelçisi, İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin ile konuştuk. Dört yıl Moskovada görev yapan Sezginin Putinin bu taktiği ve olasılıklara ilişkin değerlendirmesi şöyleydi:Saldırılar hiç de düşük düzeyde falan değil. Sivilleri gözeten bir yaklaşım şekli hiç değil. Suriyedeki saldırı trendine benzer bir saldırı trendi var şu anda Ukraynada. Rus ordusu kör atış yapıyor. Nokta atış diye füzelerin düştüğü, bombalanan yerlerde askeri tesis havası yok, hepsi meskûn bölge. Rus ordusu başka şeyler de yapıyor. Şehirleri ele geçirmek, karşı tarafı çıldırtmak için Halep taktiği de uyguluyor. Şehir boşalsın siviller ölmesin diyor. Sivil niye boşaltacak şehir tehlikedeyse. Ama Rus ordusu önce bombalıyor sonra bunu söylüyor. Niye? Çünkü bir de TVlerden, sosyal medyadan uluslararası camianın denetimi altında ister istemez, aynı zamanda o bölgede BM gözlemcileri, Kızılhaç da var. Dolayısıyla bombalanma korkusuyla insanlar şehri terk etmek isteyince de insani koridor açalım diyor. Kararlaştırıldığı, mutabık kalındığı saate, şekilde o insani koridor açıldığında ise işlemesine izin vermiyor onu da bombalıyor. Bu tamamen psikolojik propaganda savaşı. Ukrayna saldırmıyor ki, Ukrayna kendi toprağını ve vatandaşını koruyor. Kendi vatandaşını, sivilleri öldürerek ne elde edecek Zelenskiy. Yok öyle bir şey, yalan. Rusya bunu daha önce Çeçenistanda da söyledi. Suriyede de söyledi böyle bir şey yok tamamen yalan. Rusya zaten bütün uluslararası camiada bundan lanetlenmiş durumda. Sert saldırıyor tabi ve daha da sert saldıracak ama Putin de zorda. Kayıpların yarısı, hatta üçte biri doğruysa cenazelerin geri dönüşü Rusyada büyük tepki yaratacak. Hala Afganistan sendromu yaşanıyor Rusyada. Dolayısıyla bu savaş uzadıkça Putinin aleyhine oluyor. Zaman geçtikçe onun yakın çevresi de üzerine yavaş yavaş baskı kurmaya başlayacak. Putinde bunun farkında. Mukavemet etmek kazanmak burada. Yani kazanma şansı yok savaşı durdurma şansı var. Rusyanın ilerleyişini durdurma şansı var...