Aydın Doğan Vakfı'nın bu alanda yaptığı çeşitli çalışmalar ile yola devam ettiğini belirten Fetvacı, “BBOG yurtlarında öğrencilerin üniversiteyi kazanmaları için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Bu alanda üniversiteyi kazanan öğrencilere burslar veriyoruz. 11 Ekim'de dünya kız günü konferansı ile hem farkındalık yaratmak hem de bu alanda oluşan gelişmeleri, sıkıntıları görüşmek üzere tüm paydaşları bir araya topluyoruz. Her yıl kız çocuklarının eğitimi ile mutlaka bir araştırma yapıyoruz. Bu yıl da Aydın Doğan Vakfı olarak çalışmalarını sürekli desteklediğimiz Eğitim Reformu Girişimi (ERG) işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz araştırmanın verilerini hep birlikte irdeleyeceğiz. 'Türkiye'de Cinsiyete Dayalı Başarı Farkı Araştırması'nın sonuçlarını bugün siz değerli davetlilerimizle paylaşacağız. Raporda da vurgulandığı gibi: Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin yalnızca eğitime erişim, okullulaşma oranları ve devam durumuyla değil, aynı zamanda öğrenim süreçleri de göz önünde bulundurularak (örneğin, toplumsal cinsiyet kalıplarından arındırılmış materyallerin ne derecede kullanıldığı), kız ve erkekler arasındaki akademik başarı farkı, eğitim sonrası meslek hayatına geçiş ve meslek yaşamındaki konum gibi diğer unsurları da kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması gerekiyor." diye konuştu.Fetvacı konuşmasına şöyle devam etti: Konumuz, cinsiyete dayalı başarı farkı. Biz bu araştırmayla kız ve erkek öğrenciler arasındaki akademik performans farklılıklarına dair içgörü kazandırmayı hedefledik. Elbette bu farkın arkasında çalışma ortamı, ebeveyn faktörü, şehir-kırsal yerleşim alanı gibi pek çok sosyo-ekonomik neden var. Bunun da ötesinde temel sorun, cinsiyet eşitliğinin hala sağlanamamış, bir başka deyişle cinsiyet eşitsizliğinin aşılamamış olması. Bu sadece bizim değil tüm dünyanın ortak sorunu. Bugünün dünyasında sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, toplumlarımızı her açıdan daha iyiye götürmek için, kadın-erkek ayırmaksızın herkesin katkılarına bilgi ve birikimine ihtiyaç var. Bunu da ancak cinsiyet eşitliği ile sağlarız. Aslına bakarsanız cinsiyet eşitliği, kadınlar ve kız çocuklarımız için insan haklarından tam anlamıyla faydalanabilmenin bir ön şartı. Aynı zamanda sürdürülebilir ve katılımcı bir toplum yapısına kavuşulması için de esas unsurlardan biri. Kültürel önyargıların bugüne yansımasına baktığımızda 3 temel kısıtla karşılaşıyoruz. Bunlardan birincisi, eğitime erişimdeki eşitsizlik. İkincisi, eğitim sürecinde uygulanan ayrımcılık. Üçüncüsü ise eğitim süreci sonrası kariyer hayatına yansıyan engeller.