Adalet Bakanlığı'ndan 'Kozinoğlu' açıklaması

Adalet Bakanlığı, Oda TV sanıklarından MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu'nun ölümüyle ilgili yaptığı açıklamada, Kozinoğlu'nun spor yaparken fenalaştığı, hastanede hayatını kaybettiği ve vücudunda kırık, darp ya da cebir izine rastlanmadığı belirtildi.

Haberin Devamı

Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, bugün yazılı ve görsel medyada yayımlanan "Kozinoğlu cezaevinde yaşamını yitirdi" başlıklı haberlerle ilgili açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Açıklamaya göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 10 Mart 2011 tarihli ve 2011/20 sorgu sayılı tutuklama müzekkeresine istinaden tutuklanarak Silivri 1 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumuna konulan, Kaşif Kozinoğlu'nun; "dün bulunduğu odanın acil butonuna basılması üzerine derhal görevli personel tarafından saat 18:16'da odasına girildiği ve Kaşif Kozinoğlu'nun odada yatar vaziyette olduğu ve fenalaştığının görüldüğü" ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Oda arkadaşının beyanına göre; Kozinoğlu'nun uzun süreli ve ağır spor yaptıktan sonra duş alıp odasına geldiğinde yatağında fenalaştığı ve tansiyonunun yükselmesi nedeniyle kendisine dilaltı hapı verildiği ve bu sebeple acil butonuna basarak görevlileri durumdan haberdar ettikleri anlaşılmıştır.

Kozinoğlu saat 18:18'de odasından sedyeyle alınmış ve aynı anda 112 Acil Servise bilgi verilerek ambulans gönderilmesi istenmiştir. Kaşif Kozinoğlu, saat 18:24'te mahkum kabul birimindeki revire getirilmiş, bu esnada kişinin bilincinin açık olduğu ve rahat nefes alıp verebildiği gözlenmiştir.

18:37'de ambulansın gelmesi üzerine bu araçtaki sağlık personelince mahallinde vakit geçirilmeksizin kendisine müdahale edilmiş, 18:47'de ise ambulansa konularak Silivri Devlet Hastanesine sevk edilmiştir. Ambulans saat 19:15'te hastaneye giriş yapmış, acil doktoru ve dahiliye uzmanının tüm müdahalelerine rağmen Kozinoğlu saat 19:30'da yaşamını yitirmiştir.

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 12 Kasım 2011 tarihli ve 2011/6951 sayılı Ölüm Muayene ve Otopsi Tutanağına göre; doktor tarafından ceset üzerinde elle yapılan yoklamada herhangi bir kırık, darp veya cebir izine rastlanmadığı belirlenmiştir. Müteveffa, kesin ölüm sebebinin belirlenebilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmiştir."

KAŞİF KOZİNOĞLU KİMDİR?

Kaşif Kozinoğlu eski bir bordo bereli. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın en gizemli isimlerinden biri.

Genelkurmay Özel Harp Dairesi'nde görevliyken polis özel harekat timlerini eğitmek üzere görevlendirildi.

Binbaşı rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli olduktan sonra da Milli İsthibarat Teşkilatı'nda çalışmaya başladı.

Özel Harp Dairesi'nde görev alan Kozinoğlu, teşkilatın yurtdışında görev yapacak biriminin kuruluşunda yer aldı.

Kozinoğlu'nun yolu, devlet için çalıştığını öne süren bir başka isimle Alaattin Çakıcı ile de kesişti.

Çakıcı'nın yargılandığı çete davası Yargıtay'da görülürken Kozinoğlu'nun dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'ya Çakıcı'nın lehinde karar vermesi için baskı yaptığı iddia edildi. Kozinoğlu, bu iddia ile yargılandı ve 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarıldığında Kozinoğlu, MİT'in Afganistan sorumlusuydu. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçağıyla Türkiye'ye geldi, terör örgütüne üye olmak ve gizli belgeleri temin etmek suçlamalarıyla tutuklandı.

Ergenokan davasının tutuklu sanığı olan Kozinoğlu'nun adı, Ergenekon'un ardından Oda TV soruşturmasına karıştı.

Soner Yalçın'ın ofisinde yapılan aramalarda bulunan 'Koz' isimli dosyada, MİT'e ait bilgi ve belgelere, AK Partililer hakkında tutulmuş istihbarat notlarına ulaşıldı. Bu bilgilerin de MİT mensubu Kozinoğlu tarafından sızdırıldığı ileri sürüldü ve Kozinoğlu, Oda TV soruştumasının sanıkları arasında yeraldı.

Kozinoğlu, Ergenekon davası nedeniyle tutuklandığı güne kadar Türkiye'nin en gizemli isimlerinden biri oldu.

Hatta tutuklandığı gün elde edilen tek kare fotoğrafı bile tartışıldı. Fotoğrafın Kozinoğlu'na ait olup olmadığı kameralara yansıyan görüntüsünün ardından netleşti.

Kaşif Kozinoğlu, 22 Kasım'da Oda TV davasının ilk duruşmasından hakim karşısına çıkacaktı.