PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ARAP HAVZASINA İTMELİYİZ
Dün konuşmamızda terör örgütü için “Kürt etnik kimliğini istismar ederek güç ve etki üreten bir örgütle karşı karşıyayız. PKK, Kürt etnik kimliğinden koparılmalı” ifadelerini kullanmıştı Güvenlik stratejileri uzmanı Abdullah Ağar. Bugün, PKK’nın taktığı bu ‘kürtçülük’ maskesi nasıl düşecek?” sorusu ile aradım. Diyor ki: “Türkiye’den terör örgütüne katılımın neredeyse sıfırlanması büyük başarı ama bu sorunu çözmüyor. Çünkü PKK’nın yaklaşık 11 bin kişilik dağ kadrosu Suriye’ye geçerek YPG’nin omurgasını oluşturdu, bölgede yaşayanları içine kattı, genişledi ve bu omurga tüm bölgeyi besliyor. Jeopolitik olarak asıl sorun Suriye ve Soran/Irak’tır. Ayn el Arab, Menbiç ve Kamışlı dahil Barış Pınarı Harekatı’nın doğusunda kalan bölgede Kürt demografik yapısı üzerinden bir güç ve etki üretme peşinde terör örgütü. Orada açıkça konvansiyonel terör ordusu oluşturuluyor. Dolayısıyla mesele sadece taktiksel ve operasyonel kazanımlar olmamalı. Zira burası çözülmedikçe saldırıların konvansiyonel tehditlere doğru gelişeceği ve diğer ajanları besleyerek süreceğini düşünüyorum. Ne yapmalı dersen de eksik kalan harekatın tamamlanması, örgütün Arap Havzasına (Rakka-Deyr ez Zur-Bagoz-Haccin) itilmesi gerekmekte. Örgütün burada çok büyük aşiret isyanlarıyla karşılaşması olası çünkü burada doku- din- ideolojik- etnik ve en önemlisi de menfaat uyuşmazlığı yaşayacaklar. Buradaki baskılanmış açmazlarını kurcalar ve hareketlendirir, Irak tarafındaki düğüm noktalarını baskılar ya da etkilersek Türkiye’ye karşı oluşturulan jeopolitik planın çökmesi olasıdır. Eğer bu plan çökerse de uzun vadede terör örgütüne destek ve himaye önce anlamsızlaşır sonra da bu bağ kesilir, Türkiye ile iş birliğine gitme arzusu uyanır ve terör örgütünden istikrarsızlık üretip, kopuşları tetikler, bu da güç ve neden çöküntüsüne gider.”
TERÖRÜN YENİ YUVASI NEDEN IRAK VE SURİYE
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2021’de terör örgütü PKK’ya 5’i yurtdışından 48 kişinin katıldığını duyurmuştu. Örgütün Türkiye ile bağı kesildi ama Suriye ve Irak’tan katılım yüksek. 2015’te Çukur operasyonları ile Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaşların PKK’nın şehir eylemlerindeki asıl amacını gördüğü ve bu noktada PKK çizgisinden uzaklaştığını söylüyor Doç. Dr. Aslan ve ekliyor: “Ama gel gör ki Suriye’den, Irak’tan eleman devşirmek kolay. Çünkü ekonomik boşluklar var. PKK- ABD’den aldığı maddi destek ile- küçük yaşta çocukları ailelerinden alıyor belli bir ücret karşılığı ve bu çocuklara da ideolojik eğitim veriyor. Bu abartı değil, net bilgidir. Ayrıca güçlü olana yanaşma arzusu da var. Bir de o bölgede güçlü bir aşiret sistemi var. Aşiret lideri kimi gösterirse oraya eviriliyorlar. ABD’nin tavrı da önemli, ki ‘ücrete mukabil’ bu unsurları yanlarına çekerek, ‘Suriye Demokratik Güçlerini’ kurdu. Önemli bir neden de bu. PKK ise ‘Suriye Demokratik Güçleri’ adı altında kendisini multi-etnik bir yapı imiş gibi lanse ediyor ama gerçekte Kürtçü- Milliyetçi- İslamcı bir örgüt değil, Marksist bir örgüttür ve ideolojik yapı ağır basar. Ama Kürtçülüğü maske olarak kullanırlar.”