6 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıda tutuklu sanık kalmadı
Halkalı'da askeri personeli taşıyan servis otobüsüne yapılan, 5 astsubay ile bir astsubay kızının yaşamını yitirdiği, 15 kişinin de yaralandığı bombalı saldırıya ilişkin davada tutuklu yargılanan iki sanığın "5 yıllık uzun tutukluluk süreleri" nedeniyle tahliye edildikleri öğrenildi. 13 sanıklı davada tutuklu sanık kalmadı.
Halkalı'da 22 Haziran 2010 tarihinde askeri servis aracına yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin 13 sanıklı davanın 45 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan iki sanığı, davada 5 yıl boyunca karar çıkmaması üzerine, avukatlarının başvurusuyla, "5 yıllık uzun tutukluluk süreleri" dolduğu gerekçesi ile tahliye edildi.
Karar duruşmasında reddi hakim talebi
15 Haziran Pazartesi günü yapılan karar duruşmasında dosyanın avukatlarından Nermin Selçuk'un reddi hakim talebinde bulunması üzerine karar veremeyen mahkeme, reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için dosyayı Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vererek duruşmayı 8 Eylül 2015 tarihine erteledi.
Reddi hakim talebinden 5 gün sonra tahliye edildiler
20 Haziran Cuma günü Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne birer dilekçe sunan tutuklu sanıklar Mehmet Kazım Sevim ve Seyithan Özer'in avukatları Sinan Zincir ve Nermin Selçuk, müvekkillerinin 21 Haziran 2010 tarihinden bu yana tutuklu yargılandıklarını, 7 Mart 2014 tarihinde uzun tutukluluk sürelerini 10 yıldan 5 yıla düşüren 6352 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiğini hatırlattılar. Her iki avukat, müvekkillerinin 5 yıllık uzun tutukluluk sürelerini dilekçeyi sundukları gün itibari ile doldurduklarını anımsatarak tahliyelerine karar verilmesini istediler.
Tahliye edildiler
Mahkeme, talebi kabul ederek aynı gün her iki sanığın tahliyesine karar verdi. İki sanık da aynı gün tutuklu bulundukları Kandıra Cezaevinden salıverildiler. Böylece davanın tutuklu sanığı kalmadı.
Olayın geçmişi
22 Haziran 2010 tarihinde Halkalı'da askeri servis aracının geçiş güzergahına bırakılan bombanın patlatılması ile araçta bulunan astsubaylar Çağlar Bölük, Uğur Ekiz, Bekir Çelik, Duran Bayram ve Mehmet Boşnak ile bir astsubayın 17 yaşındaki kızı Buse Sarıyağ hayatını kaybetmiş, 15 kişi de yaralanmıştı.
Olay üzerine başlatılan soruşturma kapsamında olaydan bir gün önce gözaltına alınan Seyithan Özer ile Mehmet Kazım Sevim'in, olayda kullanılan bombanın yol kenarında konulduğu demir saksıyı yaptırarak olayı gerçekleştiren PKK / Kongra Gel üyelerine teslim ettikleri tespit edilmişti.
Soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, Seyithan Özer ve Mehmet Kazım Sevim'in de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında dava açıldı. Seyithan Özer ve Mehmet Kazım Sevim'in olaydan 4 gün önce Başakşehir'de bir demirci dükkanına girdikleri, burada yaptırdıkları demir saksıyı bombalı eylemde kullanan diğer örgüt üyelerine teslim ettikleri belirtilmiş, şüphelilerin bombalama eyleminde kullanılan metal kutuyu teslim ettikleri örgüt üyesinin adını vermediği kaydedilmişti.
"Halil" kod adlı Seyithan Özer ile "Melle" kod adlı Mehmet Kazım Sevim'in ‘sansasyonel nitelikli eylem gerçekleştirme hazırlığı içinde oldukları' istihbaratı üzerine olaydan bir gün önce yani 21 Haziran 2010 tarihinde gözaltına alındıkları belirtilen iddianamede, PKK / Kongra-Gel üyesi oldukları öne sürülen Özer ve Sevim için 30 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede diğer 11 şüpheli için de "Silahlı terör örgütü üyesi olmak", "Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak", "Tehlikeli madde bulundurmak", "Genel güvenliği tehlikeye sokmak", "Terör örgütüne yardım ve yataklık", "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 7.5 yıldan ile 46.5 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası iteniyor.
İstanbul Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 13 sanık için 11 Nisan 2013 tarihinde esas hakkındaki mütalaa verildi. Duruşma savcısı İsmail Tandoğan mütalaasında, "Terör örgütüne yardım ve yataklık" suçundan yargılanan Ahmet Hakverir'in beraatini, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından yargılanan 5 kişi hakkındaki davanın 3. Yargı Paketi kapsamında ertelenmesini isterken, kalan 7 şüphelinin de iddianamede belirtilen suçlarla cezalandırılmasını istedi.
7 Mart 2014 tarihinde Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, suç yeri olan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.