58 cezaevinde 483 kişi açlık grevinde
KCK davası tutuklularının 12 Eylül'de başlattığı ve 58 cezaevinde 483 kişiyle süren açlık grevlerine destek eylemleri yapıldı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu insanlar cezaevlerinde yaşamını yitirirse dışarıda hiç kimse artık 'iyi şeyler olacak' lafını bu halka asla yutturamayacaktır" diyerek Cumhurbaşkanından açıklama yapmasını istedi.
Cezaevlerinde bulunan PKK ve KCK davalarının tutuklu ve hükümlüleri, 12 Eylül'de süresiz açlık grevi başlattı. "Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının yaratılması, anadilde savunma ve eğitim hakkının tanınması" talepleriyle başlatılan açlık grevleri 58 cezaevindeki 483 tutuklu ve hükümlü tarafından yapılıyor. Açlık grevlerinin 38. gününde BDP ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından açlık grevlerinin sürdüğü cezaevleri önünde eylemler yapıldı.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gülten Kışanak ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile birlikte DTK binasında, cezaevlerinde 38 gün önce PKK'lı tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevi ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Demirtaş, vicdanların en yalın bir şekilde teste tabi tutulduğu bir meseleyi konuştuklarını, insanlar cezaevinde bir tabak fazla yemek, battaniye, yastık, koğuşun ısıtılması, görüş ve mektup hakkı, kendi savunma hakkının kısıtlanması gibi taleplerle değil, dışarıdaki insanlar barış içerisinde yaşayabilsin ve ortaklaşa bir çözüm üretebilsin diye açlık grevine girdiklerini söyledi.
"Cumhurbaşkanı duyarız kalmamalı"
Kendileri ve meseleye duyarsız kalan toplum için, halk için bedenlerini ölüme yatırdıklarını belirten BDP Genel Başkanı Demirtaş, şöyle dedi:
"Bu insanların tutuklu olmalarının sebebi Kürt sorunudur, Kürt sorunundan kaynaklı çözümsüzlüktür. Çözümü, diyalog ve müzakereden geçer. Tutsakların içerde başlatmış oldukları açlık grevi dışarıda barış içerisinde yaşamanın çığlığıdır. Hiç kimse Türk ya da Kürt tarihin bu en büyük açlık grevlerine karşı sesiz ve duyarsız kalamaz. Sesiz ve duyarsız kalmak, ben bu ülkede savaş istiyorum, kan aksın istiyorum demektir. Özelikle hükümet yetkilileri, Adalet Bakanı artık ölüm sınırına dayanan, ciddi riskler taşımaya başlayan böylesine insani vicdanı, siyasi ve ahlaki çığlığı duymuyoruz diyemez. Biz Adalet Bakanı'nın dan bu konuya ilişkin net bir açıklama ve tutum bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı özellikle bu konularda duyarsız kalmamalıdır."
BDP lideri Demirtaş, "Kim ki çözümden söz ediyorsa ve iyi şeyler olacak diyorsa, iyi şeylerin ilki açlık grevine yaklaşımla olur. Açlık grevcilerin taleplerine yaklaşımla netleşir. İyi şeyler olmasını isteyen ve samimi olduğunu göstermek isteyen oyalama ve kandırmaca pratiği yerine, gerçekten çözüm iradesini ortaya koymak isteyen herkes için turnusol kağıdıdır. İyi şeyler olacaksa buyurun cezaevlerinden başlayan açlık grevindekilerin talepleri nettir. Bu konuya yaklaşım bizler için samimiyetin ve ciddiyetin ölçüsüdür" diye konuştu.
Öcalan'ın özgürlüğü ve anadilde eğitim isteği
Demirtaş, 100 yıllık Kürt sorun Öcalan üzerinden çözülecekse, bu konuda da ciddiyet beklediklerini söyledi. Demirtaş,
"Eğer bu konuda hükümette, sayın Cumhurbaşkanı da ciddi bir yaklaşım ortaya koyarlarsa, bu konuda değişiklik olabilir. Açlık grevcilerin tutumu değişebilir. Onun dışında da özellikle sayın Öcalan çağrı yapmadan ve tecrit koşulları değişmeden biz açlık grevcilerin tutum değiştireceğini sanmıyoruz. Bu insanlar ölüm sınırına dayandılar. Bu açlık grevinin Türkiye'de müzakerenin ve barışın önünü açabilecek çok önemli bir girişim olduğunu hatırlatmak istiyoruz" diye konuştu.
"Öcalan'ın çağrısı ile açlık grevi biter"
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan BDP Genel Başkanı Demirtaş, açlık grevcilerinin Başbakan ve Cumhurbaşkanının açıklamalarına göre eylemlerini bitirmeyeceklerini, Abdullah Öcalan'ın yapacağı çağrıya göre eylemlerini bitireceklerini söyledi. Demirtaş, "Bu nedenle Başbakan ve Cumhurbaşkanı konunun çözümü konusunda ciddi bir adım atmak istiyorlarsa artık bu ciddiyeti görmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve AK Parti grubuyla yapılan görüşmelerde bunları ifade ettik. Kendi yaklaşımlarını kendileri arzu ederlerse açıklarlar. Gelişmeleri hep birlikte izliyoruz" şeklinde konuştu.
DTK Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ise, Abdullah Öcalan'ın sıradan bir hükümlü olmadığını belirterek, "Öcalan'a yaklaşım Kürtlere yaklaşımı ifade eder. Öcalan'ı tecrit etmek barışı tecrit etmektir. Açlık grevi radikal bir manifestodur. Vicdanlara seslenen son bir haykırış ve duraktır. Bu açlık grevi Türkiye'de vicdanları ölçen bir turnusol kağıdıdır. Türkiye demokrasisinin düzeyini ölçecektir" dedi.
Batman'da cezaevi önünde eylem
Batman'da da Batman Milletvekili Ayla Akat, Belediye Başkanvekili Serhat Temel ile BDP Batman İl Teşkilatı yöneticileri ve üyeleri, Batman M Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, TBMM'de grubu bulunan partilere seslenerek, "Bu savaştan sadece BDP ve Kürtler etkilenmiyor, Türkiye'de yaşayan 75 milyon insan etkileniyor" dedi.
Hakkari'de destek yürüyüşü
Hakkari Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İl Teşkilatı, cezaevlerinde devam eden açlık grevine destek vermek amacıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.
Şanlıurfa'da destek açlık grevi yapıldı
BDP Şanlıurfa İl Teşkilatı tarafından tutuklu ve mahkumlara destek için yapılan 2 günlük açlık grevi, bugün dağıtılan çorba ile son buldu. Partililer adına açıklama yapan Viranşehir Belediye Başkan Yardımcısı ve BDP Kadın Örgütü Temsilcisi Suna Uluk Türkan, "38 gündür Türkiye genelinde bulunan tutuklu ve mahkum siyasilerin tecrit sisteminin kaldırılması için verdikleri açlık grevine destek amaçlı BDP Urfa İl Örgütü ve Kadın Meclisi olarak bugün açlık grevlerini sona erdirdik" dedi. Partililerin alkışları ile sonlanan basın açıklaması sonrası açlık grevine katılan partililere çorba dağıtıldı.
Van'da "nöbet çadırı"
Van Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Tüyad-Der) tarafından da cezaevlerinde başlatılan süresiz, dönüşümsüz açlık grevlerine destek amacıyla "Nöbet Çadırı" kuruldu.
Türk Tabipler Birliği, Bakanlığa başvurdu
Türk Tabipler Birliği cezaevinde açlık grevi yapan siyasi mahkumları muayene etmek için Adalet Bakanlığı'na başvuru yaptı, ama henüz cevap alamadı. Birlik yönetimi, "Açlık grevi mahkumların yaşamını tehdit eder hale ve kalıcı hasar oluşturan bir noktaya gelmektedir" diyerek uyarıda bulundu.
Adalet Bakanlığı'ndan açıklama
Adalet Bakanlığı da "Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde açlık grevine giren tutukluların avukat görüşünün ardından çıplak aramaya tabi tutulduğu, itiraz edince darbedildiği, kendilerine B1 vitaminin verilmediği, ayrıca açlık grevleriyle ilgi hiçbir mektup, faks, gazete ve derginin kendilerine verilmediği" haberlerine ilişkin açıklama yaptı. Bakanlık açıklamasında; açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin muayenelerinin periyodik olarak yapıldığı ve düzenle B1 vitamini verildiği belirtildi.