4. Yargı Paketi Komisyon'da görüşülüyor
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 4. Yargı Paketi görüşmelerinde Öcalan'ın yeniden yargılanmasına ilişkin dosyanın bir daha açılmamak üzere kapandığını söyledi.
Kamuoyunda "4. Yargı Paketi" olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülüyor.
Bugün Türkiye'nin, Rusya'dan sonra ikinci ülke durumunda olduğunu ifade eden Ergin, Türkiye'nin, 47 Avrupa Konseyi ülkesi arasında hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke durumunda bulunduğuna işaret etti. Ergin, bu tablonun değiştirilmesi konusundaki kararlılığın bir sonucu olarak, son dönemde konuyu sistematik olarak ele alan kapsamlı çalışmalar yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini söyledi.
"Tasarı önemli düzenlemeler içeriyor"
Tasarının önemini vurgulayan Ergin, yapılan çalışmalarla insan hakları konusunda sürekli olarak iyileşmeler yapıldığını kaydetti. Ergin, hükümetin insan hakları alanında AİHM tarafından mevzuatta tespit edilen eksiklikleri çözmek adına getirdiği düzenlemeyle bu kararlılığını sürdürdüğünü söyledi. Türkiye'nin AİHM önündeki olumsuz görünümüne dikkat çeken Ergin, şöyle devam etti:
"Ülkemizin bireysel başvuru yolunu çoğu taraf ülkelerden daha erken bir tarihte açarak, konseyin oluşturduğu bölgesel koruma sisteminde yer alma cesaretine karşın, insan hakları pratiğinde ağırlıklı olarak yapısal sorunlardan kaynaklanan sıkıntılar yaşadığımız da bilinen bir gerçektir. Ancak Türkiye'nin bu olumsuz görünümü değiştirmek, temel hak ve özgürlükleri en geniş hukuki korumaya kavuşturmak için güçlü bir irade sergilediği de bilinmektedir. Ülkemizin son yıllarda hız kazanan yapısal dönüşümü, hayat bulan reformlar bu irade temelinde şekillenmiştir. Uluslararası sözleşmelere dayalı yükümlülükler gelişen çağdaş standartlar ve toplumsal değişim paralelinde yükselen talepler demokrasi ve özgürlükler alanında ülkemizi hep daha ileri adımlar atmaya sevk etmiştir."
Ergin, görüşülen tasarının, bu adımların bir devamı, bütününü tamamlayan önemli bir parça değerinde olduğunu ifade ederek, tasarının, Türkiye'nin insan hakları ve ifade özgürlüğü karnesini olumlu manada etkileyecek önemli düzenlemeler içerdiğini vurguladı.
Sadullah Ergin, "Bazı beklentileri karşılamadığı gerekçesiyle tasarıyı kötülemek içerdiği önemli düzenlemeleri görmezden gelmek doğru olmadığı gibi içi boş olduğu yönündeki eleştirilerde insaflı ve gerçekçi değildir. Tasarının hazırlanmasında, bu tasarının altında ülkemizin 1950 yılında başlattığı Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine yönelik sürecin dışında hiçbir şey, sebep ve saik aranmamalıdır. Tasarının bir an önce kanunlaştırılması ülkemiz açısından büyük önem arz etmektedir" diye konuştu.
Eylem Planı
Ergin, bakanlık tarafından 2011'de, "AİHM Türkiye kararları sorunlar ve çözüm önerileri" adlı yüksek düzeyli bir konferans ve çalıştay düzenlendiğini
anımsatarak, çalıştaydaki analizler sonucunda AİHM'nin Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararlarına yol açan nedenleri ortadan kaldırmak amacıyla 5 yıllık dönemi kapsayan ve insan hakları ihlallerinin önlenmesine ilişkin eylem planı taslağı hazırlandığını söyledi. Ergin, taslağın hazır olduğunu ve Bakanlar Kurulu'nda görüşüldükten sonra kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.
Geçici madde
Bakan Ergin, yaklaşık bir yıldır ülkenin gündeminde bulunan tasarıda, özgürlük ve güvenlik hakkının iyileştirilmesi, ifade ve medya özgürlüğünün
geliştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, AİHM'de ihlal kararlarına konu olan 7 kanunda ve toplamda 20 maddede değişiklik öngörüldüğünü söyledi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından bugün itibariyle toplam 221 kararın icra sürecinin denetlendiğini ifade eden Ergin, asıl ihlal konusunun, DGM'nin 2004'de kaldırılmasına rağmen CMK'nin 311/2 maddesinde yer alan zaman kısıtlaması nedeniyle söz konusu davaların başvuranlarının yeniden yargılanma imkanından yararlanamadığına, bu nedenle Türkiye'nin uluslararası arenada sürekli eleştirilere maruz kaldığına dikkati çekti.
Öcalan'ın AİHM'e başvuruları
Bu konuda Abdullah Öcalan'a da yeniden yargılama imkanı getirileceği şeklinde iç kamuoyunda tartışmalar olduğunu ifade eden Ergin, süreci anlattı. Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi, uzun süre gözaltında tutulması, DGM'de yargılanması, idam cezasına çarptırılması ve savunma haklarının kısıtlanması iddiaları ile ilgili 1999 yılında yaptığı başvurunun, AİHM büyük dairesinin 12 Mayıs 2005 tarihli ihlal kararıyla kesin olarak sonuçlandığını kaydeden Ergin, şöyle devam etti:
"Büyük daire kararında Öcalan'ın başvurusunda ihlal edilmiş olan adil yargılanma hakkının onarılabilmesi için ya yeniden yargılanmasının ya da yargılama dosyasının yeniden açılmasını öngördü. Bilahare hükümlü avukatlarının Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları yeniden yargılanma talebi CMK 311/2 maddesindeki süre koşulu dikkate alınarak usulden reddedilmiştir. Hükümlünün avukatlarının itirazı üzerine İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM büyük dairesinin öngördüğü ikinci seçeceği benimsemiş, hükümlünün kanundaki açık süre sınırına rağmen DGM'deki yargılama dosyasını duruşma yapmaksızın esastan incelemiş yargılamayı yapmış, 21 Temmuz 2006 tarihinde yeniden yargılama talebini esastan reddetmiştir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararını AİHM'in kararında belirtilen ikinci seçeneğe uygun bularak Türkiye'nin sözleşmenin 46. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirdiği gerekçesiyle ihlal kararının gereğini yerine getirdiğini kabul ederek, 14 Şubat 2007 tarihinde nihai olarak gündeminden çıkarmıştır. Bu suretle Bakanlar Komitesi önündeki süreç kapatılmıştır. Komite tarafından söz konusu ihlal kararının sözleşmenin 46. maddesine uygun olarak icra edilmiş sayılmasına karar verdikten sonra hükümlünün AİHM'e yaptığı ve Türkiye'nin bu ihlal kararını icra etme usulünün sözleşmenin 6. maddesine aykırı olduğu iddiasını içeren 19 Ocak 2007 tarihli başvurusu da mahkemenin oybirliğiyle 6 Temmuz 2010 tarihli kararıyla kabul edilemez bulunmuştur."
Yeniden yargılama imkanı
AİHM'in kararlarının icra dairesinden alınan 15 Haziran 2012 tarihli mektupla, bu tarih itibariyle bakanlar komitesi önünde icra süreci denetlenen toplam dava sayısının da belirtildiğini ifade eden Ergin, söz konusu tarih itibariyle toplam bin 769 kararın denetim sürecinin devam ettiğini, Gencel, Güneş ve Kolu grubu altında incelenen toplam karar sayısının ise 221 olduğunu söyledi.
Ergin, "Bu CMK 311/2'den bekleyen dosya sayısıdır" dedi. Ergin, geçici maddenin mevcut şekliyle kabulü halinde doğrudan bu maddeden yararlanacak kişiler arasında gerek 15 Haziran 2012 tarihi itibariyle icra edilmeyi bekleyen tüm derdest kararlar listesinde, gerek yeniden yargılama yoluyla icra edilmeyi bekleyen 221 karar içerisinde Abdullah Öcalan'ın icra edilmeyi bekleyen herhangi bir kararının bulunmadığına dikkati çekti. Ergin, "CMK'ye eklenen geçici madde ile 15 Haziran 2012 tarihi itibariyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde icra süreci denetlenmekte olan AİHM kesinleşmiş kararlarına ilişkin olarak CMK'nin 311/2 fıkrasında zaman sınırlamasına bakılmaksızın yeniden yargılama müessesesinin uygulanması imkanı geçici maddeyle getirilmektedir" dedi.
Komisyonda tartışma
Komisyonun başında, toplantıya katılanlarla ilgili tartışma yaşandı. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, toplantıya katılanların isimlerinin okunmasının ardından, katılanların çoğunun Adalet Bakanlığı'ndan olduğunu söyledi. Bu kadar önemli bir tasarının görüşmelerinde üniversitelerden hocaların olmamasını eksiklik olarak nitelendiren Öztürk, "Onların bilinçli ve kasıtlı olarak getirilmediğini düşünüyoruz. Buraya herkes gelsin ve görüşlerini özgürce ifade etsin. Bir şey yapmış olmak için yapılacaksa bunun değeri olmaz" dedi.
Bu eleştiriye yanıt veren Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, "Müzakere sürecini etkili ve katılımcı yöntemle yürütme konusundaki hassasiyeti teslim etmeniz lazım" dedi.
Gündemi oluştururken sadece resmi çağrı ile değil telefonla iletişim kurarak da gerekli prosedürün sağlandığını belirten İyimaya, komisyon gündeminin ayrıca basına da bildirildiğini kaydetti. "İzzet hoca sabah beni telefonla aradı ve 'bir saate katılırım' dedi" diyen İyimaya, komisyon gündemini belirlerken, hocalarının gündemlerinin uygun olup olmadığını da test ettiklerini bildirdi.
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da alt komisyon çalışması sırasında da hiç bir akademisyenin ne düşündüğünü duyamadıklarını belirterek, "Başkanlık makamının yetersiz olduğunu düşünüyoruz" dedi. İyimaya da komisyon üyelerinin hukuk alanında yetkin olduğunu söyledi.
"İfade özgürlüğü alanında bir şey getirmiyor"
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Türkiye'de tutuklu milletvekilleri sorunu olduğunu söyledi. Milletvekillerini tutuklu olarak yargılanmasının AİHM kararlarına aykırı olduğunu ileri süren Türmen, "Bu milletvekillerinin tutuksuz olarak yargılanmasını sağlamak Meclis'in görevidir. Tasarı bu konuya hiç değinmemektedir" dedi. Türmen, tasarının cezaevinde olan öğrencilerin durumu ile ilgili bir düzenleme de içermediğini ifade etti. "Tasarının, Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. ve 7. maddelerinde değişiklik yaparak, ifade özgürlüğü alanında düzenlemeler getirdiği belirtiliyor, ancak bu doğru değil" diyen Türmen, tasarıda, Terörle Mücadele Kanunu ile ilgili iyileştirmeler yerine ağırlaştırılmış hükümler getirildiğini iddia etti. Türmen, "Siz eğer evinizin balkonuna terör örgütünün işaretini, amblemini asıyorsanız, bu Terörle Mücadele Kanunu kapsamına girecektir" dedi.
Türmen, TCK'nın 220. maddesinin 6. ve 7. fıkralarına dokunmadan sadece Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılacak değişikliğin yetersiz kalacağını belirterek, "Vicdani ret konusunda iyileştirme yapılmamıştır. İşkence konusunda zaman aşımının kaldırılması önemli bir adım ama kasten adam öldürmekte zaman aşımını muhafaza etmek doğru olmamıştır. Yapılması gereken, Terörle Mücadele Kanunu'nu olduğu gibi ortadan kaldırmaktır" diye konuştu.
"15 gündür 'KCK'lılar nasıl çıkacak?' diye tartışılıyor"
MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan ise 15 gündür "KCK'lılar nasıl çıkacak?" konusunun tartışıldığını söyleyerek, "Niye açıkça çıkıp demiyorsunuz, 'biz bu süreci tamamlamak için KCK'lıları serbest bırakacağız' diye. KCK operasyonu Cumhuriyet tarihinde yapılan en adaletli operasyondur. Eğer KCK'lılar tutuklanmasalardı, daha değişik bir mücadeleyi Türkiye'nin önüne koyacaklardı" diye konuştu.
"Uzun tutuklulukla ilgili bir şey yok"
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu teyit eden maddelerin tasarıda olmadığını ileri sürdü. AİHM 'uzun tutukluluk ağır insan hakkı ihlalidir" demesine rağmen tasarıda bununla ilgili düzenleme olmadığını kaydeden Köktürk, onlarca, yüzlerce insanı öldürmüş, öldürme emrini vermiş kişilerin gizli tanık beyanlarıyla özel yetkili mahkemelerde kararlar verildiğini söyledi. Köktürk, ABD'ye giden gizli tanık Tuncay Güney'in "Bu açıklamaları belli bir projenin ürünü olarak açıkladık, bize belli beyanlar vermemiz söylendi, biz de söyledik. Artık bundan sonra süreç normalleşmeli" dediğini kaydederek, gizli tanık skandallarını ortadan kaldıracak bir düzenlemeni tasarıda olmadığını bildirdi.
"Terörle Mücadele Yasası iktidar tarafından ne tarafa atarsan o tarafa giden lastik topa dönüştürülmüş" diyen Köktürk, bu yasanın bugün gerçek amacından uzaklaştığını, siyasi iktidarın elinde muhalefeti ve basını susturmanın yolu olarak kullanıldığını iddia etti. Köktürk, "Demirören, 'Başbakan'ı üzmektense Milliyet Gazetesi'ni kapatırım' dedi. Bir gazete sahibini bunu diyecek bir noktaya getirecek bir ülkede basın özgürlüğünden söz edilebilir mi?" diye sordu.
Askerin ve helikopterlerin, teröristler sınırı geçerken zarar gelmesin diye onlara eşlik edeceğini ileri süren Dibek, "Durum böyle iken siz insanları Silivri'de tutuyorsunuz. Örgüt yarın öbür gün, 'sınır ötesi operasyon yapma yetkiniz var, bunu da kaldırın' diyecek. Fatih Hilmioğlu'na 'sen teröristsin kaçarsın' diyorsun ama öbür taraftan teröriste sınır dışına güvenli bir şekilde çıkması için helikopter eşlik edecek. Bunu anlamak mümkün değil" dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Abdullah Öcalan'ın geçmişte yaptığı başvuru dosyasının bir daha açılmamak üzere kapandığını ifade ederek, "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de bunu teyit etmiştir ve yazılı olarak Türkiye'ye bildirmiştir. Zaten böyle bir tereddüt yok" dedi.
Ergin, kamuoyunda "4. yargı paketi" olarak bilinen tasarının görüşüldüğü komisyon çıkışında, Abdullah Öcalan ile ilgili dosya kastedilerek, "Yeniden yargılamaya ilişkin bir dosyanın olmadığını ifade ettiniz. Bu yeniden başvurunun yapılamayacağı anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Geçmişte yaptığı başvuru dosyası kapanmıştır, bir daha açılmamak üzere. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de bunu teyit etmiştir. Bunu yazılı olarak Türkiye'ye bildirmiştir, verdiği kararla da bunu ortaya koymuştur. Zaten böyle bir tereddüt yok. Delegeler Komitesi önünde bulunan ve hala takip edilen 221 dosyaya özgü geçici bir madde ekliyoruz. 311/2'deki sınırlama aynen muhafaza ediliyor, kaldırılmıyor; sadece şu anda Delegeler Komitesi'nin önünde takip sürecinde olan dosyalar için geçici bir madde... O 221 dosya içerisinde de böyle bir dosya yok."
Ergin, Delegeler Komitesi'nin her 3 ayda bir Türkiye'ye "niçin bunların bu hakkını kullandırtmıyorsunuz?" dediğini vurgulayarak, "Bu Türkiye açısından olumsuz bir tablo. Bu sıkıntıyı gideriyoruz. 221 dosya Türkiye'nin hanesinden düşecektir" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?
Yapay zeka destekli MR cihazı! İki kat daha fazla hastaya hizmet verecek