28 Şubat davasında 37 tahliye
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davası kapsamında tutuklu 75 sanıktan 37'sinin tahliyesine karar verdi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, "28 Şubat" davasının tutuklu 75 sanığından MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın da arasında bulunduğu 37'sinin tahliyesine, davanın ilk duruşmasının 2 Eylül 2013 Pazartesi görülmesine karar verdi.
İddianameyi geçen hafta kabul eden mahkeme, tensip zaptını hazırladı. Buna göre "28 Şubat" davasının ilk duruşması 2 Eylül 2013 Pazartesi saat 10.00'da görülecek. Davaya, 6 Eylül Cuma gününe kadar her gün, aynı saatte devam edilecek.
Mahkeme, toplam 103 sanığı bulunan davanın 75 tutuklu sanığından 37'sinin de tahliyelerine karar verdi.
Tensiple birlikte tahliyelerine karar verilenler şunlar: "Mustafa Bıyık, İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Serdar Çelebi, Mustafa Babacan, Orhan Nalcıoğlu, İsrafil Aydın, Engin Alan, Metin Yavuz Yalçın, Cengiz Koşal, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Adem Demir, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahaddin Çelik, Yüksel Sönmez, Salih Eryiğit, Osman Bülbül, Ahmet Dağcı, Veli Seyit, Seyfullah Sönmez, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Mustafa Kemal Savcı, Berkay Turgut, İsmail Hakkı Önder, Ahmet Nazmi Solmaz, Mehmet Ali Yıldırım, Metin Keşap, Celalettin Bacanlı, Mustafa Köseoğlu, Mustafa İhsan Tavazar, Lokman Ekinci ve Erdal Ceylanoğlu."
İddianameden
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in de bulunduğu 38 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Tensip zaptında, sanıkların tutukluluğunun devamına karar verilmesinin gerekçeleri açıklandı.
Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir hakkındaki kararda, iddinamede yer verilen 7 Nisan 1997 tarihli "irtica konusunda alınacak tedbirler" başlıklı belge ile "bu belgede deşifre edilen hükümeti değiştirmeye yönelik konuşmaların" yanı sıra bir dizi diğer belgeye dikkati çekildi.
Bu belgelerde açıkça hükümeti değiştirmeye yönelik ifadeler bulunduğu, Şemdin Sakık’ın sorgulanması sonucu alınan ifadeler sonrasında çalışma grubu teşkil edildiği, bu grupça uygulama zamanlarını ihtiva eden bir eylem planı hazırlandığı ve uygulandığı belirtilen gerekçede, Bir'in evinde ele geçirilen belgelerdeki astlarına yönelik ifadeler, değişik devlet ve uluslararası kuruluş temsilcileri ile yaptığı konuşmalardaki hükümeti değiştirmeye yönelik beyanları ve özellikle eski asker müştekilerin beyanlarının kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular olarak kabul edildiği kaydedildi.
Sanık Çetin Doğan'ın 4 Nisan 1997 tarihli BÇG içinde "Çalışma grubu oluşturulması" konulu belge ile bu grup içerisindeki birimlerden birinde komutanı olduğu belirtilen gerekçede, 7 Nisan 1997 tarihli “irtica konusunda alınacak tedbirler” başlıklı belgenin içeriğin, bu belgede deşifre edilen hükümeti değiştirmeye yönelik konuşmaların, BÇG tarafından hazırlanan "batı harekat konsepti, batı eylem planı" gibi belgelerde açıkça hükümeti değiştirmeye yönelik ifadelerin, Sakık’ın sorgulanması sonucu alınan ifadeler sonrasında çalışma grubu teşkil edilmesi ve bu grup tarafından uygulama zamanlarını içeren bir eylem planı hazırlanması ve uygulanması ve özellikle eski asker müştekilerin beyanlarının kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular olarak kabul edildiği bildirildi.
Çiller aleyhine kampanya
Sanık Çetin Saner'in de BÇG içinde komutan olduğu ifade edilen gerekçede, Saner'in, basına yönelik brifinglerde koordinasyon görevi yaptığı, basında, askeri müdahalenin ayak sesleri olarak değerlendirilmesine neden olacak ifadelerin kullanılmasını sağladığı, müşteki Meral Akşener’e yönelik hükümete açık baskı niteliğinde sözler söylediği savunuldu.
Sanık Hayri Bülent Alpkaya'nın da BÇG'de görevli olduğu ve hazırlanan "batı harekat konsepti, batı eylem planı" gibi belgelerde açıkça hükümeti değiştirmeye yönelik ifadelerinin bulunduğu kaydedilerek, Alpkaya'nın, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller aleyhinde "kampanya kontrol formu" başlıklı belgede imzası bulunduğuna dikkati çekildi.
Sanık Teoman Koman'ın da BÇG içinde yer aldığı, bu kapsamda dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın da bulunduğu toplantıda hükümeti değiştirmeye yönelik konuşmalarının bulunduğu ileri sürülerek, sanıklardan Erol Özkasnak’ın, Koman'ın bu çalışmalara destek olduğunu belirten basına yansıyan konuşmalarının yer aldığı kaydedildi.
Gerekçede, sanık Fevzi Türkeri'nin de BÇG tarafından hazırlanan seminer programlarında aktif olarak görev aldığı, basına yönelik verdiği brifinglerde, askeri müdahalenin ayak sesleri olarak değerlendirilmesine neden olunacak ifadelerin kullanılmasını sağladığı iddia edildi.
Sanıklar Erol Özkasnak, İlhan Kılıç, Kamuran Orhon ve Vural Avar'ın tutukluluk hallerinin devamı için de mahkeme benzer gerekçeler ileri sürdü
"Akademik personel fişlendi"
Sanık Halil Kemal Gürüz'ün BÇG tarafından hazırlanan plan gereğince bazı evrakların elden Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) gönderileceğinin belirtildiği, Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne Mevlüt Baydar hakkında yazılan yazıdan ve buna benzer başka yazılardan akademik personel hakkında bazı bilgilerin toplandığının anlaşıldığı belirtilen gerekçede, YÖK tarafından gönderilen belge ve defterlerde de benzer bilgilerin bulunduğu kaydedildi.
YÖK'ün, faaliyetleri hakkında Genelkurmay Başkanlığı'na bilgi verildiği, bazı akademik personel hakkında açıkça fişleme yapıldığı ileri sürülen gerekçede, YÖK Başkanlığınca irtica ile mücadelede yapılan faaliyetlerle ilgili rapor hazırlandığı ifade edildi.
Kemal Gürüz'ün bu faaliyetlere katkı sağladığı için Genelkurmay Başkanlığı'nca taltif edildiği öne sürülen gerekçede, özellikle akademisyen müştekilerin beyanlarının, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular olarak kabul edildiği vurgulandı.
Gürüz'ün tutukluluğuna karşı oy
Sanık İzzettin İyigün'ün, 4 Şubat 1997'de Ankara Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı'nda bulunan tankların ve zırhlı personel taşıyıcıların Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Doğu Aktulga’nın emirleri ile Etimesgut-Sincan-Yenikent-Akıncılar istikametinde yürüttüğü ifade edilen gerekçede, İyigün'ün, bunun toplum ve basın tarafından hükümete karşı bir eylem olarak algılanmasını sağladığı savunuldu.
Mahkeme, 38 sanığın, önemli ve etkili görevlerde bulunmuş olmaları dikkate alındığında tanıklar ile müştekiler üzerinde baskı kurmaları ihtimalinin bulunması, haklarında talep edilen ceza miktarının her zaman kaçma kuşkusu oluşturması, adli kontrol kararının yetersiz kalacak olması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme, Kemal Gürüz'ün tutukluluk halinin devamını oy çokluğuyla, diğer sanıklarınkini ise oy birliğiyle aldı. Kemal Gürüz'ün tutukluluk halinin devamı için karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, Gürüz'ün suç tarihindeki görevi ve konumuna göre tutukluluğunun devamını gerektirir neden bulunmadığını savundu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti